Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1244 E. 2023/4716 K. 07.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1244
KARAR NO : 2023/4716
KARAR TARİHİ : 07.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1570 Esas, 2021/1429 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/212 E., 2021/285 K.

Taraflar arasındaki maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ile davalı tarafından tasarlanan ancak müvekkili şirket tarafından geliştirilen ve prototipi yapılan silahın üretilmesi ve geliştirilmesi, patent başvurusunun yapılması ve satışa arz edilmesi için gerekli masrafların tamamının müvekkili şirket tarafından karşılanması, satışa arz edilmesinden sonra elde edilen net karın %80’inin müvekkili şirkete, kalan %20’sinin ise davalıya ait olması konusunda anlaşma sağlandığını, aynı oranlar geçerli olmak üzere patent başvurusunun da yapılması konusunda mutabık kalındığını, patent başvuru işlemlerinin takip edilebilmesi için aracı firma olan Innovasıa Patent’e 14.05.2020 tarihinde vekâletnamenin verildiğini, aracı kuruluş tarafından 22.07.2020 tarihinde başvuru yapıldığını, patent işlemlerinin devam edebilmesi için 30.09.2020 tarihinde aracı firmaya 20.650,00 TL ödeme yapıldığını, bu sırada davalının paraya ihtiyacı olduğu gerekçesiyle ileride %20 hissesi gereğince doğacak hak ve alacaklarından mahsup edilmek üzere 50.000,00 USD avans istediğini, 23.11.2020 tarihinde o günkü kur üzerinden 50.000,00 USD karşılığı 387.500,00 TL’nin davalıya, “Yapılan sözleşme avans ödemesi” açıklamasıyla gönderildiğini, ancak yapılan araştırmada TÜRKPATENT başvurusu sırasında hisse oranlarının farklı girildiğinin ve sözleşme dışı … isimli kişinin de patent başvurusunda hak sahibi olarak gösterildiğinin fark edildiğini, bu hususun görüşülmesi, ayrıca anlaşmanın yazılı halinin imzalanması amacıyla davalı ile görüşülmek istendiğini ancak davalının görüşmeye gelmediğini, bunun üzerine sözleşme şartlarının geçerli olmayacağının bildirilmesi ve ödenen 50.000,00 USD ve diğer masrafların iade edilmesi için 01.03.2021 tarihinde davalıya ihtarname gönderildiğini, yapılan araştırmada dava dışı … ile davalının anlaşmalı olarak bu işlemleri yaptığının, nitekim …’in müvekkili şirketin haberi olmadan 04.02.2021 tarihli noter beyannamesi ile kendi adına tescil başvurusu yaptığı hisseleri davalı lehine terkin ettiğinin öğrenildiğini, davalının hiçbir emek ve mesai harcamadan 50.000,00 USD karşılığı olan 387.500,00 TL haksız kazanç elde ettiğini ve müvekkil şirketin patent firmasına ödediği 20.650 TL kadar zarara uğramasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, 387.500,00 TL’nin 23.11.2020 ödeme, 20.650,00 TL’nin ise 30.09.2020 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; davacının ödediği paranın müvekkil tarafından fabrikalarında yapılan bir iş neticesinde karşılık olarak ödenen bedel olduğunu, söz konusu bedelin iş karşılığı ödendiğini, müvekkilinin söz konusu firmaya makinalı tüfek namlusu içi yiv set açma ve aparatı işlemleri yaptığını, 2000 adet namlu yiv açma işi yaptığını, buna ilişkin söz konusu firmadan aldığı teklif mektubu da bulunmadığını; bu iş için 600.000,00 TL bedel üzerinde anlaşıldığını ve bu bedelin halen tamamının ödenmediğini; avans olarak belirtilen ve gönderilen para bu bedelin bir kısmı olduğunu, ödenen bu paranın patent hakkının bir kısmı için gönderilmediğini; bu patent ile alakalı hiçbir sözleşme ve mutabakat dahi bulunmadığını, davacının bir şekilde bu patenti haksız olarak ele geçirip müvekkilinin haberi olmadan başvuru yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (6102 sayılı Kanun) eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda, arabuluculuğun dava şartı olarak belirlendiğini, açılan davanın da bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ve davacı tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğundan, uyuşmazlığın ticari dava ve dava şartı arabuluculuk kapsamında olup, 01.01.2019 ve sonrasında dava açılabilmesi için öncelikle arabulucuya başvurunun zorunlu bulunduğu, somut uyuşmazlıkta arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle dava şartı noksanlığı nedeni ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekalet ücretinin nispi verilmesi gerekirken maktu verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve bir miktar paranın ödenmesine ilişkin somut uyuşmazlığın ticari dava olduğu ve arabuluculuk dava şartı kapsamında bulunduğu, mahkeme karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, davanın ön şart yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi halinde, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiği, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta mahkemece davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, maddi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.