Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1210 E. 2023/4927 K. 13.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1210
KARAR NO : 2023/4927
KARAR TARİHİ : 13.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/321 Esas, 2021/1381Karar
HÜKÜM : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/229 E. – 2019/507 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Kararının İptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili firmanın “ETİ” tanınmış markalarının sahibi oluğunu, “SÜT DÜRÜMÜ” ibaresini ihtiva eden çok sayıda markasının bulunduğunu, 2017/31053 sayısı ile “SÜT DÜRÜMÜ” şeklinde yaptığı başvurunun, davalı kurum tarafından haksız bir şekilde diğer davalıya ait “süt dilimi” ibareli markalar nedeniyle “şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, pastalar, krakerler, gofretler, kekler, tartlar. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar; ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül, dondurmalar” emtiası bakımından kısmen reddedildiğini, müvekkilinin başvurusu ile davalının markası arasında iltibas ihtimali oluşmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin markasının “eti süt burger” markasının devamı, serisi, alt markası olarak düşünülerek yaratıldığını, davalı markası ile herhangi bir iltibas yaratma imajının bulunmadığını, müvekkilinin markasının “süt dürümü” şeklinde bir tamlamadan oluştuğunu, davalının ise “süt dilimi “şeklinde bir tamlamadan oluştuğunu, “süt” ibaresinin cins vasıf bildirici niteliği itibariyle tek başına tescilinin zaten mümkün olmadığını, bu nedenle markalar bir bütün olarak karşılaştırıldıklarında, birbiri ile benzer olmayan, birbirlerini çağrıştırmayan bir sonucun ortaya çıktığını, ayırt edici olmayan işaretlerin iltibas değerlendirmesinde dikkate alınmasının mümkün olmadığını ileri sürerek YİDK kararının iptali ve başvurunun devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin “süt dilimi” markasının uzun yıllardır piyasada var olarak bir marka olduğunu, davacı başvurusunun müvekkilinin markalarından faydalanma gayesi taşıdığını, müvekkilinin markasının tanınmış marka statüsünde olduğunu, YİDK tarafından verilen kararın yerinde bulunduğunu, taraf markaları kapsamının aynı veya benzer olduklarını, işaretler arasında karıştırılma ihtimali doğuracak düzeyde bir benzerlik bulunduğunu, davalının “süt burger” markasını bir serisi olarak dava konusu markayı yarattığı iddiasının kabul edilebilir olmadığını, dava konusu başvurunun kötü niyetle yapılmış bir başvuru olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı kurum vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 2017/31053 sayılı marka ile davalının kısmi redde gerekçe 2012/27447 sayılı markası arasında, reddolunan emtianın tamamı bakımından aynı, aynı tür ya da benzer bir emtia ilişkisinin mevcut olduğu, markaları meydana getiren işaretlerin bütünsel anlamda ve nihai algıları itibariyle de ortalama tüketici nezdinde, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca iltibasa neden olabilecek düzeyde bir benzerlik taşıdıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararın bilirkişi raporunun kopyala, yapıştır şeklinde karara alındığından kararın Anayasa’ya ve yasalara aykırı olduğunu, “süt dilimi” ibareli marka ile müvekili adına tescili talep edilen “süt dürümü” ibareli marka tamamen farklı olduğunu ve iltibas oluşturma ihtimalinin olmadığını, itiraza dayanak teşkil eden marka ile müvekkilin başvurusu arasında ne görünüm ne fonetik, ne anlam ve ne de tüketici zihninde yaratılan etkin bakımından benzerlik bulunmadığını, gerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekse de mahkemece verilmiş olan kararda ortalama tüketici hatalı tespit edildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “Süt Dürümü” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “Süt Dilimi” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira “SÜT DÜRÜMÜ” ibaresi ile davacı markalarının asli unsurunu oluşturan ve ayırt edici nitelik taşıyan “SÜT DİLİMİ” ibaresi arasında iltibasa yol açacak derecede benzerlik olduğu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05.06.2017 tarih, 2016/580 E., 2017/3350 K. sayılı ilamında da “SÜT DİLİMİ” ibaresinin ayırt edici nitelik taşıdığının kabul edildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenleri ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.