Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1199 E. 2023/4877 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1199
KARAR NO : 2023/4877
KARAR TARİHİ : 12.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/144 Esas, 2021/1341 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/912 E., 2019/769 K.

Taraflar arasındaki tasarıma tecavüzün meni ve refi, haksız rekabet ve maddi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dekoratif metal dekorasyon ürünlerinin tasarımcısı, üreticisi ve satıcısı olduğunu, kendi tasarımlarını yine kendisine ait tescilli “HOAGARD” markasıyla “www.hoagard.com” ve “www.hoagard.co” isimli internet siteleri, yurt içi ve yurt dışı satış noktaları aracılığıyla tüm dünyada satışa sunduğunu, müvekkiline ait tasarımların tescilinin yapılması amacıyla 2017/00909 başvuru numarası ile 09.02.2017 tarihinde müracaat ettiğini, ancak tescili istenen tasarımların tescil talebinden önceki tarihlerde müvekkiline ait internet siteleri üzerinde satışa arz edildiği için 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 56 ıncı maddesi gereğince yeni tasarım olmadıkları gerekçesi ile tescil edilemediğini, müvekkili tarafından yapılan araştırmada, davalı şirketin “www.n11.com” internet portalı üzerinde açtığı “OHUGA” isimli sanal mağazadan, müvekkilinin tasarımlarının herhangi bir izin almaksızın sattığının tespit edildiğini ileri sürerek oluşan haksız rekabet sonucu ihtiyati tedbir kararı verilerek, taklit ürünlerin üretim ve satışının durdurularak söz konusu tecavüzün men’i ve ref’ine, şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya yönelik herhangi bir tecavüz fiilinin bulunmadığını, davaya konu ürünlerin 29.07.2017 tarihinden itibaren satışı devam eden ürünler olduğunu, ürünlerin WIPO tescil tarihinden yaklaşık 1 yıl öncesinde satışa sunulduğunu, müvekkiline ait tasarımların internetten elde edilmiş pek çok fotoğraf, resim, dövme ve çizimlerden esinlenerek oluşturulduğunu, davacının dava konusu tasarımların yenilikten ve özgünlükten uzak olduğunu, kaldı ki davalı tasarımları ile aralarında büyük farklılıklar bulunduğunu, davacının tasarımlarının tescilli bulunmadığını, tazminat talebinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya ait tasarımların 6769 sayılı Kanun’un koruması kapsamı dışında kaldığı, bu nedenle davaya konu tasarımlara karşı 6769 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen tasarım hakkında tecavüzün söz konusu olmadığı, aynı Kanun’un 150 inci maddesi gereğince maddi tazminatın şartlarının oluşmadığı, davacıya ait tasarımların kamuya sunum tarihlerinin 10.01.2017 tarihinden önce olması sebebiyle 6769 sayılı Kanun kapsamında tescilsiz tasarım korumasından faydalanamayacakları, davalının davaya konu kullanımlarının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 54 üncü ve 55 inci maddeleri kapsamında haksız rekabet teşkil eden fiillerden olmadığı, davacı tarafın davalarını ispatlamamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafça temin ettirilen uzman raporunda, 6102 sayılı Kanun’un 55 inci maddesinin dördüncü fıkrasının açıkça hilafına, haksız rekabetin oluşmadığının değerlendirildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu ibarelerin geçtiğini, 09.02.2017 tarihli 2017/00909-4, 5 ve 6 sıra numaralı tasarımların, başvuru tarihinden önce üçüncü kişilere ait internet sitelerinde yayınlandıklarını, bu nedenle 2017/00909-1, 2, 3, 7 ve 8 numaralı tasarımların ise işbu tescil sahibine ait sitede başvuru tarihinden geriye dönük olarak 12 aylık süre dışında yayınladığı için reddedildiklerini, bu hususlara dosyaya sunulan Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/419 E. sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda değinildiğini ve haksız rekabet hükümlerine göre davanın kabul edilmesi için yeterli koşulların oluştuğunun bildirildiğini, haksız rekabet iddiasıyla Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/20 E. numaralı dosyası ile devam eden yargılamanın yok sayıldığını, WIPO tescil başvurusunun 21.06.2018 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle davacı şirkete ait olduğunu, daha önce yayınlandığı iddia edilen üçüncü kişilere ait tasarımlardan davacının tasarımlarının farklı olduğunu, Türkiye’de ilk defa yayınlanan tasarımların büyük emek harcanarak Türkiye’de tanıtılması durumunda tanıtımını yapanın haksız rekabet hükümlerinden yararlanacağının içtihatlarla sabit olduğunu, haksız rekabet şartlarının oluştuğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının işbu davayı, tamamı tescilsiz üç adet tasarıma dayanarak açtığı, her ne kadar davalının ürünlerinin, davacının dayandığı tasarımlarla ayniyet derecesinde benzer olduğu tespit edilmişse de, yine mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacının harita tasarımının davacı tarafça 10.07.2015 tarihinde kamuya sunulduğunun belirtilmesine rağmen, aynı tasarımın üçüncü kişilerce davacıdan önce 09.06.2014 tarihinde kamuya sunulduğunun, kuru kafa tasarımının davacı tarafça 09.09.2014 tarihinde kamuya sunulduğunun belirtilmesine rağmen, aynı tasarımın üçüncü kişilerce davacıdan önce 09.10.2013 tarihinde kamuya sunulduğunun, çapa tasarımının ise davacı tarafça 07.12.2016 tarihinde kamuya sunulduğunun belirtilmesine rağmen, bu tasarımın ayniyet derecesinde benzerinin üçüncü kişilerce davacıdan önce 01.04.2014 tarihinde kamuya sunulduğunun tespit edildiği, diğer bir deyişle davacının dahi kendi dayandığı tasarımları, üçüncü kişilerin daha önce kamuya sunulmuş tasarımlarının bire bir taklit edilmesi suretiyle oluşturduğunun, yani davacının anılan tasarımlara kattığı ve davalının da bundan faydalandığı bir özelliğin bulunmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla davacının hem tescilsiz tasarımlarından hem de haksız rekabet hükümlerinden kaynaklanan bir hakkının ihlal edilmediği, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; başvuruya ilişkin YİDK kararında, davaya konu tasarımların kamuya arzının Türkiye’de ilk olarak davacı tarafından yapıldığı kararına varıldığı, bilirkişi incelemesi ile davacıdan daha önce piyasaya sunulduğu iddia edilen çizimlerin tamamının yabancı ülkelerdeki sitelerde rastlanan davacının tasarımı ile aynı olmayan çizimler olduğu, tasarımların, müvekkil şirketin arzından daha önceki bir tarihte piyasaya sürülmüş olduğu kabul edilse bile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatına göre; ilk defa yurtdışında kamuya sunulmuş bir tasarımı, Türkiye’de ilk defa kullanan kişi büyük emek ve para harcayarak ürünü tanıtmışsa e tasarımını bir başkası aynen kullanmaya kalkışırsa haksız rekabetin mevcut olduğunun kabul edileceğini, davacının tasarımları büyük emek ve para harcayarak Türkiye’de ilk defa kullandığının gerek YİDK kararı gerekse de dosya kapsamında temin edilen bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davalının, 3. kişilerince yayınlanan çizimleri değil de davacıya ait tasarımları birebir kopyalayarak satışa arz ettiğinin de sabit olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tasarıma tecavüzün meni ve refi, haksız rekabet ve maddi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6769 sayılı Kanun’un 81 inci, 150 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun’un 54 üncü ve 55 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.