YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1192
KARAR NO : 2023/1017
KARAR TARİHİ : 21.02.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı banka tarafından müvekkili aleyhine keşideci olarak gözüktüğü çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, ancak çekteki keşideci imzasının müvekkiline ait olmadığını, çekin müvekkilinin kaybettiği boş çek koçanının imzası taklit edilmek suretiyle doldurularak oluşturulduğunu ileri sürerek müvekkilinin davaya konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, müvekkili yönünden çekin iptaline karar verilmeden davacının dava dışı çek lehdarına karşı menfi tespit davası açması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin 14.07.2014 tarih, 2013/204 E. ve 2014/173 K. sayılı kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 780 inci maddesi gereğince çekte imzanın bulunmasının zorunlu unsurlardan ve iyi niyetli üçüncü kişiye karşı da ileri sürülebilecek mutlak def’ilerden olduğu, çekteki keşideci imzasının mukayeseli imzalara atfen davacı eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 05.10.2015 tarih, 2015/392 E. ve 2015/11990 K. sayılı kararı ile “… hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığı, mahkemece davacının resmi kurumlardaki eski tarihli imza örnekleri ve davalının belirttiği yerlerdeki imza örnekleri getirtilip bunlar üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin doğru olmadığı…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına ve dosyanın Mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan imza incelemesiyle çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davaya konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu çekin çekte birinci ciranta olarak gözüken şirket tarafından tahsil edildiğinde borcuna mahsup edilmek üzere ciro edilerek müvekkiline teslim edildiğini, gerek cevap dilekçesiyle gerekse de aşamalardaki beyanlarıyla davanın bu şirkete ihbar edilmesini talep etmelerine rağmen Mahkemece davanın anılan şirkete ihbar edilmediğini, Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin çekin iyi niyetli meşru hamili olduğunu, Mahkemece yaptırılan imza incelemesinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına ve bozma ilamına aykırı olduğunu, davacının çekin keşide edildiği tarihe yakın dönemlerde attığı mukayese imzalarının dosyaya kazandırılmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu çekte davacı adına atılı gözüken keşideci imzasının davacıdan sadır olup olmadığı ve Mahkemece bu hususta yapılan incelemenin bozma ilamının gereklerini karşılayıp karşılamadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 61 ve 62 nci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davalı yanca 6100 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca usulüne uygun bir şekilde ihbar dilekçesi verilmemiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.