Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1168 E. 2023/1849 K. 27.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1168
KARAR NO : 2023/1849
KARAR TARİHİ : 27.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/570 Esas, 2020/205 Karar
HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki devlet destekli bitkisel ürün sigorta poliçesine dayalı tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına kayıtlı olan Bursa ili Gemlik İlçesi Kurtul Köyü Hanım Çeşme mevkiinde bulunan 111,112,114 sayılı parsellerde bulunan zeytin bahçesindeki toplam 225 adet ağacın mahsulünün davalı … şirketine 438, 3295-438, 3742-438, 3680 numaralı poliçelerle sigortalatıldığını, sigorta kapsamının don, dolu fırtına, hortum, yangın vb durumları kapsadığını, yaşanan fırtına nedeni ile uğradığı zararla ilgili olarak 11 Haziran 2014 günü hasar bildirim formu ile davalılara başvuruda bulunulduğunu, 20 Haziran günü davalılar tarafınca sigorta ettirilen yerde inceleme yapıldığını ve ekspertiz raporunda sigorta alanın teminat kapsamındaki hasar oranının %0 olduğu şeklinde rapor tanzim edildiğini, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 25 Mayıs tarihinden itibaren sigortalanan alanda 4 kez fırtına mahiyetinde rüzgar olduğu bilgisini ve rüzgarların şiddetini gösterir raporu gönderdiğini belirterek oluşan zararın fırtına nedeni ile olduğunun tespitine, mahsus tespit akabinde fırtına ile oluşmuş olan zararın bedelinden fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, mahsus bedelin ödenmesindeki gecikme olması halinde işletilecek faiz başlangıç tarihini son hasat tarihi olan 28.12.2014 tarihi olacak şekilde hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kısmi dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava ve taleplerinin haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, ilk ekspertiz incelemesinde çekilen görüntü kayıtları incelendiğinde zeytinde, etrafta görüntülenen pek çok üründe fırtına hasarını gösteren bir veri söz konusu olmadığını, ikinci kez farklı eksper grubunca gerçekleştirilen ekspertiz incelemesinde de yine ürünler üzerinde fırtına hasarını gösteren bir veri söz konusu olmadığını, sigortalı parselde ve çevresinde fırtına bulgusuna rastlanılmadığını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın usul ve esas yönünden reddiyle masraf ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.

III.MAHKEMECE KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, 2014/496 E. ve 2014/519 K. sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili Bursa Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın Tarsim A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.01.2016 tarih, 2015/15364 E. ve 2016/112 K. sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B.Görevli Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı ile davacıya ait Bursa ili Gemlik İlçesi Kurtul Köyü Hanım Çeşme mevkiinde bulunan 111 parseldeki kayıtlı zeytin bahçesindeki ağaçların, 112 parseldeki kayıtlı zeytin bahçesindeki ağaçların, 114 parseldeki zeytin bahçesindeki ağaçların 2014 yılı Mayıs ve Haziran aylarında gerçekleşen fırtına sebebiyle hasara uğradığını, zararı olduğunu ve davalı tarafından sigorta poliçesi ile teminat altına alınması sebebiyle alacaklı olduğunun iddia edildiği anlaşılmakla, davacı tarafından ibraz edilen kayıtlar, sigorta poliçeleri, ekspertiz raporları, meteoroloji kayıtları, tapu kayıtları ve belgeler üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri sonucunda 26.02.2020 tarihli, bilirkişi raporları arasında çelişkiyi gideren denetime açık hüküm kurmaya elverişli İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından talimat yoluyla düzenlenen ek bilirkişi heyetinin raporuna itibar edilerek, davacıya ait zeytin bahçesindeki ağaçlardaki zararların, fırtına sebebiyle gerçekleşmediği, ağaçlardaki hastalık ve genel verimsizlik sebebinden kaynaklandığının tespit edildiği ve sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alınmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporlarının çelişkiler içerdiğini, raporu kabul etmediklerini, mahkemece çelişkili rapor doğrultusunda karar verildiğini, raporda yaşanan olayın hastalık ve zararlılar ile yaban hayvanlarının neden olduğu kayıplar maddesi gereğince sigorta kapsamı dışında olduğunun belirtildiğini, bir önceki raporunda ise periyodisite ve zeytin güvensinden kaynaklandığından bahsedildiğini, aynı veriler ile genel sonuçlama ve genel periyodik bulgulara itibar edilerek karar verildiğini, verilen kararın dayanağını bilimsel veri veya ölçü oluşturmadığını, hükme esas alınan raporda yaşanan olayı sonuç kısmının verime (Hastalık ve zararlılara) indirgenmesinin hatalı olduğunu, geçmiş raporlarda yaşanan rüzgar olayının etkilerini izah ederken “1- Rüzgar filizleri kırar ve rüzgara karşı yürümek genellikle çok zordur ifadesi ile 2- Zayıf yapılı binalarda hasar meydana gelir. Bacalar yıkılır, kiremitler uçar.” şeklinde tanımlandığını, bu durumu ise sonuç kısmında yok saydığını, müvekkilinin zeytin bahçesinin maruz kaldığı işbu hava olaylarından etkilenmediğini kabul etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu denli rüzgarların hiç etki etmediğini sadece verim düşüklüğü (hastalık ve zararlılara) nedeni ile müvekkilin mağdur olduğunu kabul ve izah etmenin makul olmadığını, hatalı bir sonuçlama olduğunu, bilirkişi heyetinin lehe ve aleyhe olan raporlar üzerinden yorumlama yaparken lehe olan raporlardaki rüzgarın etkisinin neden nazara alınmadığını somut olarak izah edemediğini, zeytinliklerdeki yaşanan rüzgar olayının etkisinin maddi deliller ile ispatının yapılmamasının hatalı olduğunu, sadece yıl endeksli bakılarak var yılı ve yok yılı üzerinden sonuca gidilmesinin de hatalı olduğunu, böyle bir durumda yaşanan olaylarda ziraatçinin yok yılında sigorta yaptırmaması gerektiğini, sigorta şirketinin de bu durumu nazara alarak sigorta yapmaması gerektiğini, hastalık ve zararlılara etki etmiş olmasının ise bilimsel bir veriye dayanmadığını, tarım sigortasının temel amacının coğrafi olaylarda çiftçinin zararını karşılayarak hayatını idame ettirmesi iken raporda yok yılı olarak kabul edilip karar verilmesi halinde çiftçinin menfaatleri göz ardı edildiği gibi hakkının da yok sayıldığını, var yılı yok yılının nazara alınması halinde sigortanın ve temel ekim dikimin de buna göre olmasının beklendiğini, oluşan olayın sadece yok yılı ile alakalı olmadığının aşikar olduğunu, mahkemeye daha önce sunulmuş olan raporlarda maddi delil olan rüzgar esas alınmak sureti ile rapor tanzim cihetine gidildiğini, varsayım olan verim açısından yok yılının esas alınmasının maddi gerçeğin tespitine aykırı olduğunu, bu nedenle de 24 Eylül ve 15 Şubat tarihli raporlarda rüzgar zararının kabul edildiğini, davalının eksperlerinin çekmiş olduğu fotoğraflarda rüzgar ve fırtına etkisi gözlenmediğinin belirtildiğini, bu tespitten hemen sonra ise hasar tespit raporlarının tanzim tarihinin 05.07.2014 tarihli yani ikinci fırtınadan 33 gün sonra olmasının da bulguların kısmi olarak kaybolmasına sebep verebileceğinin de göz önüne alınması gerekliliğinin belirtildiğini, dosya kapsamında somut olan tek şeyin rüzgar ve bunun şiddeti olduğunu, şiddetin etkisinin bilirkişi raporunda belirtildiğini, buna rağmen aksi yönde karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca ek rapora da yalnızca talimat numarası değiştirilerek düzenlendiğinden itibar edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, devlet destekli bitkisel ürün sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
5363 sayılı Kanun’un 12 nci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.