Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/115 E. 2023/3170 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/115
KARAR NO : 2023/3170
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1789 Esas, 2021/848 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ceyhan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi(Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2018/75 E., 2019/198 K.

Taraflar arasındaki patent hakkına tecavüzün tespiti, meni ile maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı firmanın tarım sektöründe üretilen çırçır makinasının ısınmasını engelleyen ve makinanın ömrünü uzatan pamuk çırçır makinalarının ayna bıçağı yöntemini bulduğunu, davacının bu buluş ile pamuk çırçır ayna bıçağı başlıklı patent belgesini aldığını, davacı firmanın davalı firmaya uzun süre patente konu ürünün satışını yaptığını, pamuk çırçır ayna bıçağının çok rağbet görmesi nedeni ile davalının davacıdan satın aldığı çırçır bıçaklarını taklit etmek suretiyle üretmeye ve satmaya başladığını, görsel ve teknik açılardan birebir benzerlik taşıyan ve satın alıcıyı yanıltacak biçimde kopyası üretilen bu ürünün üretiminin ancak lisans hakkının tanınması ile yapılabileceğini, davalıya bu ürünün üretimine son vermesi adına noter aracılığı ile ihtar çekildiğini ancak davalı tarafından ihtarnameye karşı yapılan cevapta ürettikleri bıçağın farklı olduğunun savunulduğunu ancak davalının eyleminin 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (551 sayılı KHK) gereği davacının patent hakkına tecavüz teşkil ettiğini, hedef kitlenin aynı olması nedeniyle yaşanılan bu durumun kafa karışıklığına neden olduğunu ve davalının haksız kazanç elde ettiğini, ayrıca davacı firmanın ticari itibarına sekte vurduğunu ileri sürerek davalının üretiminin patent hakkına tecavüz olup olmadığının tespiti ile bu üretimin engellenmesine, üretimde kullanılan cihazlara el konulmasına, şimdilik 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; çırçır makinalarının işlevinin pamuk elyafını, pamuğun çekirdeğinden ayırmak olup makinaların icadından beri de elyaf ve çekirdek ayırma işlevini makinanın içinde davacının patentini aldığını iddia ettiği bıçakların yaptığını, davacının patent belgesini ibraz etmesinin zorunlu olduğunu, sunulan faturadan anlaşılacağı üzere fatura tarihi dikkate alındığında davacının patent belgesi tarihinden çok önce piyasada bıçak üretildiğini, davalı şirketin bu bıçakları satın aldığı gibi restore etmek sureti ile yıllarca kullanılmasını da sağladığını, bıçaklarda kullanma hatası olmadığı sürece restorasyana tabi tutularak ömrünü uzatmanın mümkün olup davalı firmanın ithal bıçakları tercih ettiğini, davacının patentini aldığını iddia ettiği bıçakların davalı tarafından imal edilmediği gibi davacıdan alınan bıçakları kalite yönünden beğenmediklerini ve ithal bıçak tercih ettiklerini, davalının sıfırdan fabrika kurmakta olup makinaların bütün parçalarını imal ettiği için işletme içerisinde zaman ve yer kaybını sebebiyet vermemek adına sarf malzemeleri yan sanayiden tedarik ettiğini, imalat bandının içinde bıçaklar olmadığını, yan sanayi olarak ithal bıçakları tercih ettiklerini, bu durumda davacıya herhangi bir zarar verilmesi veya patent hakkına tecavüz edilmesinin söz konusu olmadığını, davalı firmanın davacının ürettiği bıçakları imal veya taklit etmediğini, yerli bıçak olduğu takdirde de yan sanayide bulunan alternatif firmalardan temin ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı şirketin patent belgesi ile koruma altına aldığı konunun dava konusu bıçakların özel üretim yöntemi olup bıçakların ebat veya şekli olmadığı, bu anlamda yapılan inceleme ve tespitlere göre de davalının, davacı şirket patent belgesi ile koruma altına alınan üretim yöntemini kullanmadığı, davalının ayna bıçağı malzemesini soğuk madde tipi yüksek karbonlu çelik olarak ithal ettiği bu sebeple davacı yanın kullandığı çelik malzemelere uyguladığı üretim yöntemini uygulama ihtiyacı da duymadığının kesin olarak tespit edildiği, davalı şirket eliyle, davacının patent hakkına vaki herhangi bir tecavüzün bulunmadığının sabit olduğu ve davacının iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan raporda çok temel eksiklikler olup denetime elverişli olmadığını, mahkemenin yeni bir rapor alma yoluna gitmeden denetime elverişli olmadığı açık, çelişkili rapora göre karar oluşturmasının usul, hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu, sundukları özel mütalanın da rapordaki ve hükümdeki eksiklikleri ortaya serdiğini, raporda bıçakların üretim yönteminin karşılaştırılmadığını, raporda malzeme farklılığının müvekkilin usulündeki üretim adımlarından ayrışmaya nasıl yol açtığının izah edilmediğini, davada usul patenti söz konusu olduğu için davalının hangi üretim adımlarıyla kendi ürününü ürettiğini açıklaması ve müvekkilin patentindeki üretim usulünden farklılaştığını kendisinin kanıtlaması gerektiğini, davacı patentindeki üretim usulünün davalı ürününde uygulanıp uygulanmadığı üzerinde yoğunlaşılması gerekirken fiili kullanımların çelik, sertlik, karbon değerleri üzerine yoğunlaşıldığını, usul patentinde ispat yükünün davalıda olduğunu ve davalının farklı usulle üretim yaptığını ispatlayamadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 551 sayılı KHK’nın 84 üncü maddesinin ikinci fıkrasında açıkça, patent konusunun yeni ürün veya maddelerin elde edilmesine ilişkin bir usul olması halinde, aynı özellikleri taşıyan her ürün ve maddenin patent verilmiş buluş konusu usule göre elde edilmiş olduğunun kabul edileceği ve aksini savunan kişinin bunu ispatla yükümlü olduğu ifade edilmiş ve davacı yan bu maddeye dayalı olarak ispat yükünün davalı tarafta olduğunu iddia etse de, 01.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacıya ait patent belgesinin pamuk çırçır makinelerinin ayna bıçağı üretim yöntemine ilişkin olup yeni bir ürün ve maddenin elde edilmesine ilişkin olmadığı, bu nedenle ispat yükünün davacıda olup, davacının iddiasını yani davalının pamuk çırçır makineleri ayna bıçağında patentini aldığı üretim yöntemini kullandığını ispat etmesi gerektiği, davacının da, davalının patent hakkına tecavüz ettiğini ispat edemediğinden İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediğe gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, patent hakkına tecavüzün tespiti, meni ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, davacı tarafından patenti alınan pamuk çırçır makinelerinin ayna bıçağının üretim yönteminin davalı tarafından ürünlerinde kullanıp kullanılmadığı, davalının eyleminin patent hakkına tecavüz teşkil edip etmediği ve ispat yükünün hangi taraf üzerinde olduğu hususu uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,114’üncü maddenin birinci fıkrasının h bendi, 115’inci maddesi, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (551 sayılı KHK) 84’üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.