Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1108 E. 2023/3906 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1108
KARAR NO : 2023/3906
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2078 Esas, 2021/1140 Karar
HÜKÜM : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/761 E., 2019/506 K.

Taraflar arasındaki temlik edilen alacaktan kalan bakiye bedelin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 117.690,00 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, davalıdan kullandığı kredilerin teminatı olarak dava dışı Mustafa Kemal Ünv.Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi (Döner Sermaye işletmesi)’nden tıbbi malzeme tedarikinden kaynaklanan faturaya dayalı toplam 469.257,62.TL tutarındaki alacağını davalı bankaya temlik ettiğini, temlikin teminat amacıyla yapıldığını, davalı bankaya kredi borcunun tamamen ödendiğini, alacağın temlikine ilişkin bakiye tutarın iadesi talebiyle Adana 20. Noterliğinin 19.07.2017 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini, müvekkili şirketin, davalı bankaya kredi borcu sona erdiğinden temlik ettiği alacak tutarı bakiyesinin ihtar tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte iadesi talebiyle şimdilik 10.000,00.TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava etmiş, ıslahla talebini 108.750,00.TL’ye çıkarmıştır.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davaya konu temliknamelerle ilgili alacakların tamamının Üniversite tarafından müvekkili bankaya ödendiğini ve ödendikleri andan itibaren de davacı şirketin bankaya olan borcun mahsup edildiği, böylece müvekkili bankanın temliknamelere konu asıl alacağının tamamını tahsil ettiğini, bu durumda teminat ve temlikin konusuz kaldığını, ortada bir sorumlunun olması halinde onun da dava dışı Mustafa Kemal Üniversitesi olduğunu, alacağın tahsil edildiğini, müvekkilinde iade edilecek bir miktarın bulunmadığını, müvekkilinin alacağı temlik aldığını, alt ilişki ve sözleşmeyi devralınmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, davalı bankadan kullandığı kredilerin teminatı olarak dava dışı Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi (Döner Sermaye İşletmesi)’nden tıbbi malzeme tedarikinden kaynaklanan faturaya dayalı 469.257,62 TL tutarındaki alacağını davalı bankaya temlik ettiği, davacı tarafından davalı bankaya temlikin teminat amacıyla yapıldığı belirtilerek alacağın temlikine ilişkin bakiye tutarın iadesi talebiyle Adana 20. Noterliğinden 19.07. 2017 tarihli ihtarname keşide edildiği, davacı şirketin eldeki davada davalı bankaya kredi borcu sona erdiğinden ve davalı bankanın teminaten kendisine temlik edilen alacağın dava dışı borçludan tahsili sırasında tahsil ettiği tutarları öncelikle faiz ve masraf alacağına mahsup ederek kredi borcunun tahsilinden sonra artan kısmı davacıya iadeten temlik etmesi gerektiği halde bunu yapmayarak dava dışı borçludan tahsil ettiği tüm tutarı kredi borcuna saydığı, bu şekilde davalının teminat olarak kendisine temlik edilen alacağı muhafaza ve korumaya ilişkin özen borcunu yerine getirmediği sebebine dayanılarak temlike konu alacak hakkında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 1530 uncu maddesinin ikinci fıkrası hükümleri uygulanması suretiyle faiz alacağının hesaplanması, bu şekilde davalının teminat olarak kendisine temlik edilen alacağı muhafaza ve korumaya ilişkin özen borcunu yerine getirmemesi sebebiyle uğranılan zararın tazmininin istendiği, taraflar arasında düzenlenen temlik sözleşmelerinde temlik konusu alacağın davacının davalı bankaya olan kredi borcunun teminatı olarak temlik edildiği, temlik konusu alacağın davacı ile dava dışı Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi (Döner Sermaye İşletmesi) arasındaki tıbbi malzeme tedariki hususunda düzenlenmiş sözleşmeye dayandığı, sözleşmenin 12.2.2 maddesinde “idare, muayene ve kabul komisyonunca kabul raporu düzenlenilmesinden itibaren yüklenicinin yazılı talebi üzerine en geç 400 gün içerisinde yükleniciye veya vekiline ödeme yapacaktır” hükmüne ve yine sözleşmenin 31 inci maddesinde ödeme belgelerinin düzenlenilmesi başlığı altında komisyon tarafından kabul tutanağı ile tespit işlemi yapılacağının belirtildiği, sözleşmenin 4.1 maddesinde “bu sözleşmenin uygulanmasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ile Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmelik ve ihale dökümanlarında yer alan tanımlar geçerlidir” hükmüne yer verildiği, temlike konu alacağa ilişkin olarak dava dışı borçlu Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi (Döner Sermaye İşletmesi)’nin davalı bankaya ödeme yaptığı tarihten önce temerrüdünün gerçekleştiği ve böylece temlike konu alacak hakkında faiz ödeme borcu yükümlülüğünün doğduğu konusunda herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi temlik konusu alacak hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ile Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağına ilişkin sözleşme hükmü ile 6102 sayılı Kanun’un 1530 uncu maddesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edilen önergenin gerekçesi dikkate alındığında temlike konu alacak hakkında 6102 sayılı Kanun’un 1530 uncu maddesinin iki ve yedinci fıkraları uygulanma olanağının bulunmadığından belirtilen sebeplere dayanan ve davalı tarafından tazmini gerekli zararın da olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının teminat amacıyla aldığı alacak hakkında devraldığı alacak hakkını özenle idare ve muhafaza etme, temlik edenin durumunu ağırlaştırmama; borçlunun ödeme yapması halinde, yapılan ödemeyi krediden doğan alacağından düşme ve asıl alacağını tamamen tahsil etmesi halinde de, temlik aldığı alacaktan varsa kalanını inanana iade etme borcu altında olduğunu, temerrüde düşen borçlunun yaptığı ödemeleri, ana borçtan saymaya ilişkin bir tercih hakkının bulunmadığını, olayda 6102 sayılı Kanun’un 1530 uncu maddesinin uygulanacağını, maddede, “ticari işletmeler arasındaki mal ve hizmet tedarininden” söz ettiğini, bu nedenle esas aldığı kavram, “tacir” değil; “ticari işletme” kavramı olduğunu, ticari işletmenin esas alındığını, sözleşmedeki 400 gün 6102 sayılı Kanun’un 1530 uncu maddesindeki en fazla 60 günü geçemez hükmüne göre geçersiz olduğunu, bu nedenle bağlayıcı olmadığını, dava dışı borçlunun, bankaya ödeme yaptığı tarihten önce temerrüdünün gerçekleşmediğini, buradan hareketle, davacının bir zararının doğmadığı mahkemece kabul edilmişse de, dava dışı döner sermaye işletmesi ile müvekkili şirket arasındaki sözleşmenin 12.2.2. maddesinde ” …yüklenicinin yazılı talebi üzerine en geç 400 gün içinde yükleniciye veya vekiline ödeme yapılacaktır.” hükmü karşısında; temlik edilen faturaya bağlı alacağın 600- 700 bazen de 800 güne varan geç ödemelerin varlığına rağmen, Mahkemenin temerrüt olgusunun gerçekleşmediğine ilişkin kabulü kararının dosya kapsamına uygun olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile temlike konu alacakların, davacının dava dışı Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi arasındaki tıbbi malzeme tedariki hususunda düzenledikleri sözleşmelerden kaynaklandığı, sözleşmenin 12.2.2 maddesinde “idare, muayene ve kabul komisyonunca kabul raporu düzenlenilmesinden itibaren yüklenicinin yazılı talebi üzerine en geç 400 gün içerisinde yükleniciye veya vekiline ödeme yapacaktır” hükmüne ve yine sözleşmenin 31 inci maddesinde ödeme belgelerinin düzenlenilmesi başlığı altında komisyon tarafından kabul tutanağı ile tespit işlemi yapılacağının belirtildiği, sözleşmenin 4.1 maddesinde “bu sözleşmenin uygulanmasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ile Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmelik ve ihale dökümanlarında yer alan tanımlar geçerlidir” hükmüne yer verildiği, 6102 sayılı Kanun’un 1530 uncu maddesi hükmüne ilişkin olarak TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edilen önergenin gerekçesinde “bu maddenin iki ile yedinci fıkraları Avrupa Parlamentosu ile Konseyin 19.06.2000 tarihli ve 2000/35/EC sayılı, geç ödemelerle mücadele yönergesini değiştiren ve 2011 yılında Avrupa Birliği gazetesinde yayınlanacak olan yönergesinin esasları çerçevesinde kaleme alınmıştır. Yönergenin kamu kurumlarının ödemeleriyle Avrupa Birliği çerçevesinde şeffaflık sağlayan mekanizmaları hakkındaki hükümleri ve konumuzla doğrudan ilgisi bulunmayan düzenlemeleri değişik metne yansıtılmamıştır.” ifadesine yer verildiği, davacı yan, davalı bankanın temlik aldığı alacaklara ilişkin dava dışı borçlu Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin yaptığı ödemeleri hastanenin ana para borcundan düşmek suretiyle davacıyı zarara uğrattığını, yapılan ödemelerin önce faize sayılıp tahsil edilen miktardan kalan paranın davacıya iade edilmesi gerektiğini iddia etse de, temlike konu alacaklara ilişkin olarak davacının dava dışı borçlu Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ni davalı bankaya ödeme yaptığı tarihten önce temerrüde düşürdüğüne ve bu surette temlike konu alacak hakkında faiz ödeme borcu yükümlülüğünün doğduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge dosyada bulunmadığı gibi, temlik konusu alacak hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ile Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağına ilişkin sözleşme hükmü ile 6102 sayılı Kanun’un 1530 uncu maddesinin TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edilen önergenin gerekçesi dikkate alındığında temlike konu alacak hakkında 6102 sayılı Kanun’un 1530 uncu maddesinin iki ve yedinci fıkralarının uygulanma olanağı bulunmadığından ve bu hali ile davalı tarafından tazmini gerekli bir zarar da olmadığından İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temlik edilen alacaktan kalan bakiye bedelin tahsili istemine ilişkin olup, davacı tarafından kredi borcunun tamamen ödenmesi nedeniyle, davalının davacıya temlik sözleşmesi kapsamında iade etmesi gereken bir tutar bulunup bulunmadığı ve uyuşmazlıkta 6102 sayılı Kanun’un 1530 uncu maddesinin uygulama imkanı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1530 uncu maddesinin iki ile yedinci fıkraları,

3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.