YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1087
KARAR NO : 2022/2221
KARAR TARİHİ : 22.03.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02.06.2021 tarih ve 2021/361 E. – 2021/446 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 02.12.2021 tarih ve 2021/1747 E. – 2021/1512 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/2217, 2218, 2221 E. sayılı dosyasında davalı şirket aleyhine müvekkili kurum adına icra takibi başlatıldığını, şirkete tebligat yapılması için ticaret siciline yazılan yazı cevabında şirketin 02/06/2016 tarihinde tasfiyesine karar verildiği ve bu tarihte tescil edildiğinin bildirildiğini, şirkete tebligat yapmak için tasfiye memurunu araştırdıklarında şirketin tasfiye memurunun vefat ettiği ve yeni tasfiye memuru bulunmadığının belirtildiğini, şirketin son durumunu öğrenmek yeni tasfiye memuru atandı mı şirket tasfiye halinde mi yoksa değil mi öğrenmek için bu davayı açtıklarının belirterek, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde sicile HASKÖY TIP MERKEZİ VE SAĞLIK HİZMETLERİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına ve tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilince ihyası istenen şirketin dosya arasına alınan ticaret sicil kaydı kapsamından tasfiye halinde olduğu ve sicilden terkin edilmediği, sicilden terkin edilmeyen şirketin tüzel kişiliğinin halen devam ettiği ve taraf ehliyetinin bulunduğu, bu nedenle davacının terkin edilmemiş şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/1-h ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, şirketin tasfiye halinde olup, tasfiyenin henüz sonuçlanmadığı ve tasfiyenin devam ettiği, şirketin ticaret sicilinde terkin edilmemiş olduğu, halen tüzel kişiliğini koruduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 22/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.