Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1064 E. 2023/4348 K. 11.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1064
KARAR NO : 2023/4348
KARAR TARİHİ : 11.07.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1799 Esas, 2021/1481 Karar
BİRLEŞEN DAVA : …Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/45 E. sayılı dosyası
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/294 E., 2019/648 K.

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde; davalı … davacı …’ın kardeşi olduğunu, davalı …’ın da davalı …’ın eşi olduğunu, davacılar ile davalı …’ın Tezcanlar İnşaat Nakliye Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurduklarını, davalı …’ın bu şirketteki 10 pay hissesini … Noterliği’nin 02.07.2007 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davacı …’a devrettiğini, davalı …’ın şirkette müdür olduğunu, bu müdürlük görevini hisse devrinden sonra da sürdürdüğünü, söz konusu şirketteki 100 hisse üzerinden 90 hissenin …’a, 10 hissenin …’a ait olduğunu, şirketin faaliyet alanının özellikle inşaat yapımı ile ilgili olduğunu, şirket ile arsa sahipleri arasında … Noterliğinin 22.11.2004 tarihli ve 20.01.2003 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmeleri yapıldığını, bu sözleşmelerle şirkete hangi daire ve dükkanların da bırakıldığının kararlaştırıldığını, iki adet taşınmazın tapusunun şirket adına yapılması gerekirken …’ın elinde bulunan vekaletname ve diğer yetkilerle taşınmazı eşi diğer davalıya sözde satış yaparak tapuya tescil ettirdiğini, yapılan satışların muvazaalı olduğunu, şirketin diğer ortaklarından mal kaçırmak için tapuda davalı …’a satış yapılmış gibi gösterdiğini, ayrıca şirket müdürü …’ın görevi kötüye kullanma suçunu da işlediğini ileri sürerek, Ankara ili Yenimahalle ilçesi, … Mah. 121 ada 9 parsel, 1 nolu bağımsız bölüm ile …İlçesi, …Mah. 207 ada 21 parsel sayılı 12 nolu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacıların Tezcanlar İnş. Turz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ndeki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili asıl ve birleşen dava cevap dilekçelerinde, davacılar ile birlikte davalı …’ın, Tezcanlar İnşaat Nakliye Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurduklarını, şirketin arsa sahipleri ile arasında yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde satış işlemlerini hızlandırmak için taşınmazların şirket adına değil ortaklar adına tescil edildiğini, davalı adına tescil edilen taşınmazlar olduğu gibi davacı diğer ortaklar adına tescil edilen taşınmazlar da bulunduğunu, ilerleyen yıllarda davacıların şahsi olarak şirkete yüksek meblağlarla borçlandıkları ve şirketi de borçlandırdıklarından taraflar arasında iş paylaşımından kaynaklı sorunlar ortaya çıktığını, tarafların anlaşarak ortaklıktan çıkmaya karar verdiklerini, aralarında yaptıkları anlaşma ile şirket üzerindeki bazı malları rızai olarak paylaşma yoluna gittiklerini, davalının şirketteki hisselerini 02.07.2007 tarihinde devrettiğini, mal paylaşımlarının da 03.07.2007 ve 04.07.2007 tarihlerinde gerçekleştiğini, müvekkili ile davacı arasında yapılan anlaşma gereği, davaya konu taşınmazların müvekkiline bırakılarak tapuda müvekkili adına tescil edildiğini, davacıların müvekkiline ”şirket mallarından bunlardan başka alma, ben de babamdan bana düşen hisselerden senin lehine feragat edeyim” şeklinde teklif sunduğunu, müvekkilinin de bunu kabul ettiğini, böylece müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılması sonucu şirketten alacaklarına karşılık toplam 5 adet taşınmazın müvekkili adına tescil edildiğini, davacının, taşınmazların muvazaalı olarak diğer davalı …’a devredildiği iddialarının asılsız olduğunu, Ankara ili, …İlçesi, …Mah., 207 ada, 41 parsel 12 no’lu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın davacı …’ın kardeşi … adına kayıtlı iken müvekkilinin şirketten olan alacaklarına karşılık 03.07.2007 tarihinde müvekkili adına tescil edildiğini, Ankara ili, …ilçesi, … Mah., 121 ada, 9 parsel, 1 numaralı bağımsız bölümde bulunan taşınmazın ise müvekkili ile davacılar arasındaki anlaşmaya göre 03.07.2000 tarihinde müvekkili adına tescil edilirken Ankara ili, …ilçesi, … Mah., 121 ada, 9 parsel, 2 no’lu bağımsız bölümün de yine aynı anlaşma gereği davacı … adına tescil edildiğini, tarafların şirkete ait taşınmazları tamamen rızai olarak aralarında taksim ettiklerini, müvekkilinin taşınmazları bu olaylardan yaklaşık 3 yıl sonra tamamen ailevi meselelerden dolayı eşi diğer davalıya tapuda devrettiğini, bu olaylardan sonra …ilçesi, …Mah., 207 ada, 41 parsel, 12 bağımsız bölüm numaralı taşınmazı davacı …’e kiraladığını ve davacının 2 yıl süreyle taşınmazı kullandığını, müvekkilinin davacıdan kira bedeli almayıp bunun yerine davacının müvekkilinin sigorta primlerini yatırdığını savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.

Davalı … asıl ve birleşen davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada tapusunun iptali ve tescili istenilen taşınmazlar ile birleşen davadaki taşınmazların aynı taşınmazlar olduğu, asıl davada başlangıçta 10.000,00 TL üzerinden dava açıldığı, yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda her iki taşınmazın toplam değerinin 1.350.000,00 TL olarak belirlendiği, harç tamamlama işleminin asıl davada yapılmayarak birleşen davanın 1.340.000,00 TL bakiye miktar üzerinden harçlandırılarak açıldığı, bu şekliyle asıl davadaki harç eksikliğinin birleşen davanın açılma şekli nazara alındığında tamamlandığı gözetildiğinde asıl davada harç eksikliğini tamamlamak için ayrıca süre verilmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı, birleşen dava yeni bir esasa kayıtla açıldığından ve aynı konuya da ilişkin olduğundan birleşen davanın derdestlik sebebiyle reddine, davalı …’ın 02.07.2007 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldığı, 20.07.2008 tarihinde müdürlükten azledildiği, dava konusu taşınmazların devir tarihi olan 2010 yılında davalı …’ın şirketle ilişkisinin bulunmadığı, şirket eski müdürü davalının davaya konu taşınmazları muvazaalı olarak devrettiği hususunun kanıtlanamadığı, davalı …’ın taşınmazları şirketteki kendi ortaklıktan ayrılma payına karşılık aldığı iddiasında bulunduğu, iddianın aksinin mevcut delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’ın davacı …’in kardeşi, diğer davalı …’nin de …’ın eşi olduğunu, dava dışı Tezcanlar İnşaat Nakliye Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’nde davalı …’ın 10 payı bulunduğunu, bu payını 02.07.2007 tarihinde hisse devir sözleşmesi ile davacı …’a devrettiğini, davalı …’ın şirketteki tüm hissesini devretmesine rağmen şirketteki müdürlük görevini yürütmeye devam ettiğini, dava dışı şirketin faaliyet alanının inşaat yapımı olduğunu, dava dışı şirket ile arsa sahipleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ile şirkete hangi daire ve dükkanların da bırakıldığının kararlaştırıldığını, iki adet taşınmazın tapusunun şirket adına yapılması gerekirken davalı …’ın elinde bulunan vekaletname ve diğer yetkilerle taşınmazları eşi diğer davalıya 07.05.2010 tarihinde sözde satış yaparak tapuya tescil ettirdiğini, yapılan satışların muvazaalı olduğunu, şirketin diğer ortaklarından mal kaçırmak için tapuda davalı …’a satış yapılmış gibi gösterdiğini, dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanları dikkate alınmaksızın davanın reddine karar verildiğini, delil listesi sunma süresi geçmesine rağmen ve muvafakat da verilmediği halde davalı tanıklarının dinlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu her iki bağımsız bölümün şirket eski müdürü olan davalı … adına tapuda kayıtlı olmasına rağmen davalı … adına tapuda yapılan devirler yönünden devirlerin muvazaalı olduğuna ilişkin herhangi bir iddiada bulunulmadığı gibi ispata yönelik dosya kapsamına delil de sunulmadığı, davacı tarafça şirket eski müdürü olan davalı …’ın davaya konu her iki bağımsız bölümü muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiği hususunun somut bilgi belgelerle kanıtlanamadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Ankara ili …ilçesi … Mah. 121 ada 9 parsel 1 nolu bağımsız bölüm ile, Ankara ili …ilçesi …Mah. Eski 207 ada 21 parsel (imar düzenlemesi ile 207 ada 41 parsel) 12 nolu bağımsız bölümün tapularının muvazaalı olarak devredildiği iddiasıyla tapularının iptali ile davacıların Tezcanlar İnşaat Nakliye Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’ndeki payları oranında tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl ve birleşen davada davacılara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.07.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dava, … İlçesi … Mh. 121 ada 9 parsel sayılı … arsa paylı zemin kat asma katlı 1. no.lu bağımsız bölüm ile … İlçesi … Mh. 207 ada 41 parsel sayılı 25/396 arsa paylı bodrum kat depolu 12 no.lu bağımsız bölümün, arsa malikleri ile yüklenici Tezcanlar İnş. Nakliye Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yüklenici şirkete verilmesine rağmen, yüklenici şirket müdürü olan davalı …’ın taşınmazları önce kendi adına tescil ettirdiği daha sonra da diğer davalı eşine muvazaalı olarak devrettiği iddiası ile taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adlarına şirketteki pay oranlarında tescili istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesinin 17.07.2019 tarihli kararı ile asıl davada “davalı …’ın 02.07.2007 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldığı, 20.07.2008 tarihinde müdürlükten azledildiği, dava konusu taşınmazların devir tarihi olan 2010 yılında davalı …’ın şirketle ilişkisinin bulunmadığı, şirket eski müdürü davalının muvazaalı olarak devrettiği hususunun kanıtlamadığı, kendi ortaklıktan ayrılma payına karşılık alındığı iddiasında bulunulduğu, aksi iddianın mevcut deliller itibariyle kanıtlanamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,

Davacıların istinaf kanun yolu başvurusu, Bölge Adliye Mahkemesince esastan red edilmiş,

Davacıların temyiz kanun yolu istemi de sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Davacıların temyiz istemlerinin reddine ilişkin çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

Arsa malikleri ile dava tarihi itibariyle davacılardan …’in %90, diğer davacının da %10 pay sahibi olduğu davadışı şirket arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre dava konusu taşınmazların yüklenici şirket payına isabet ettiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlenme tarihinde davalı …, şirkette %10 paya sahip olup, bu hissesini 02.07.2007 tarihinde davacı …’a devretmiş, davalının bu tarih itibariyle şirkette payı kalmamıştır.
… Mh. 207 ada … arsa paylı 12 no.lu bağımsız bölümde arsa malikleri adına kat irtifakı tesis edildikten sonra bu bölüm 05.04.2005 tarihinde …’e, 03.07.2007 tarihinde …’den davalı …’a, 07.05.2010 tarihinde de davalı …’a temlik edilmiştir.

… duruşmadaki anlatımında, taşınmazın Bankadan şirket lehine kredi alınması için tapuda adına tescil edildiğini, kredi borçlarının şirket tarafından ödendiğini, borç ödendikten sonra taşınmazı davalı …’a iade ettiğini beyan etmektedir.

Taşınmazın …’e devredildiği 05.04.2005 tarihi itibariyle şirkette davacı … …, %90, davalı … ise %10 pay sahibi olup taşınmazın, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince şirket adına tescili gerekirken … adına tescili muvazaalıdır. Nitekim …’in taşınmazı daha sonra davalı …’a iade etmesi 05.04.2005 tarihli tescilin muvazaalı olduğunu göstermektedir.

… Mh. 121 ada 9 parsel sayılı zemin kat 48/552 arsa paylı 1. no.lu bağımsız bölümde, kat irtifakı tesis edildikten sonra davalı …’ın şirkette pay sahibi ve müdür olduğu 04.08.2006 tarihinde, şirket adına tescili gerekirken kendi adına tescil ettirmiş ve taşınmazı 07.05.2010 tarihinde eşine devretmiştir.

Her iki taşınmazında, sözleşme gereğince şirket adına tescili gerekirken, kat irtifakı tesisinden sonra … ve davalı … adına tescili usulsüzdür.

Davalı …, taşınmazları ailevi problemlerden dolayı eşi …’a devrettiğini savunmuş olup, temlikin eşe yapılması nedeniyle muvazaalı olduğunun kabulü gerekir. Aksinin davalı tarafça ispatlanması gerekmekte olup, davalı eşler arasında yapılan temlikin muvazaalı olmadığı hususu davalı tarafça ispatlanmış değildir.

Davalı diğer taraftan, taraflar arasında miras nedeniyle mal paylaşımı yapıldığını, dava konusu taşınmazların kendi payına isabet ettiğini savunmuş olup bu konuda davalı delilleri eksiksiz toplanmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, taşınmazların davalılar arasındaki temliki muvazaalı olup, davalının taksim savunması yönünden, tüm delillerin eksiksiz toplanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davacıların temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması doğru değildir.

Maruz nedenle çoğunluk görüşüne karşıyım.