Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1063 E. 2023/3551 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1063
KARAR NO : 2023/3551
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1658 Esas, 2021/1387 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/637 E., 2019/629 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 06.06.2023 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını ancak kefalet sözleşmesinin şekil koşullarına aykırı olduğunu, kefil olunan miktar, kefalet tarihi ve kefalet türünün müvekkilleri tarafından doldurulmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip konusu borcun dayanağı olan üç sözleşmede de davalıların kefaletinin şekil koşullarına uygun olmadığı, davalıların icra takibine itirazlarının haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların 3 ayrı genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, kefaletteki şekil şartlarının varlığının temel sebebinin irade sakatlıklarını engellemek olduğunu, mevcut sözleşmelerin belirli aralıklarla imzalandığını, davalıların kefalet iradesinin bulunduğunu, irade sakatlığından söz edilemeyeceğinden salt şekil noksanlığı ile kefalet sözleşmesinin geçersiz kılınmasının müvekkilini hak kaybına uğratacağını, kefalette şekil şartının sonradan ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı bulunduğunu, kredi sözleşmesi nedeniyle müvekkilinin alacağı bulunduğunu, maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kefalet sözleşme tarihlerinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 583 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kefilin sorumlu olacağı azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olunması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi gerektiği, şekil koşullarına aykırılık bulunduğu, kefaletin geçersiz olduğu, davacının kefil sıfatıyla davalılara başvuramayacağı, kefalette şekil şartının sonradan ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunun da ispat edilemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu icra takibine dayanak genel kredi sözleşmelerinde yer alan davalılar kefaletinin geçerli olup olmadığı, 6098 sayılı Kanun’un 583 üncü maddesi ve devamı maddelerinde yer alan şekil koşullarına aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun’un 583 üncü maddesi ve devamı hükümleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.