YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1038
KARAR NO : 2023/3588
KARAR TARİHİ : 07.06.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/331 Esas, 2021/1729 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/278 E., 2018/622 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 06.06.2023 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile dava dışı Veysi Demirtaş’ın White Palace Gayrimenkul unvanlı iş yerinin ortakları olduklarını, müvekkilinin ağabeyi Kadri Yüksel adına kayıtlı taşınmazın dava dışı Veli Coşgun’a satılması hususunda White Palace Gayrimenkul’un aracılığında sözleşme imzalandığını, bu sözleşme uyarınca sözleşmeden cayılması halinde zararın teminatı için müvekkilinin 20.000,00 TL bedelli teminat senedini düzenlediğini, bu senetteki 20.000,00 TL rakamı ile müvekkili adının Veysi Demirtaş tarafından yazıldığını, imzanın ise müvekkilince atıldığını, diğer kısımların boş olduğunu, müvekkilinin de kaparo maksadıyla 20.000,00 TL bedelli başka bir senedi alacaklı sıfatıyla aldığını, sözleşmeye uygun olarak dairenin mülkiyetinin Veli Coşgun’un eşi üzerine devredildiğini, %2 oranındaki komisyonun White Palace Gayrimenkul’e ödendiğini, böylece tamamen hükümsüz kalan senedin iadesi istendiği halde iade edilmediği gibi Akbank T.A.Ş. tarafından gönderilen ihtarname ile senedin tahsil cirosu ile bu bankaya verildiğinin ve senet bedeline 1 rakamının ilavesi ile bedelin 120.000,00 TL haline getirildiğinin anlaşıldığını, “yüzyirmibin” yazısının, ödeme gününü sonradan ilave edildiğini, taraflar arasında başka hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını ileri sürerek anılan senedin teminat senedi olduğunun, hükümsüz kaldığının, sahteliğinin tespitini, iptalini, müvekkilinin 120.000,00 TL borçlu olmadığının tespitini, kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili 26.06.2018 tarihli dilekçesinde; davanın reddini, kötü niyet tazminatının tahsilini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile aslı zayi edilmiş davaya konu senet üzerinde tahrifat yapıldığı iddiasının kanıtlanmasının mümkün olmadığı, senedin taraflar arasında akdolunmuş 14.07.2016 tarihli Gayrimenkul Satış Sözleşmesinden önceki bir tarihte tanzim edildiği, senedin davacının iddiasında belirttiği gibi taşınmaz satış protokolünün teminatı olduğunun kesin olarak kanıtlanamadığı, teminat vasfı kanıtlanamayan senede yönelik davacı vekilinin bedelsizlik iddiasının sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının Ankara 5. İcra Dairesinin 2018/7519 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, imzaya ve borca itirazları üzerine takibin durduğunu, sahtelik iddialarını ispata yarar senet aslı müvekkilinin hiçbir kusuru olmaksızın banka tarafından kaybedildiğini, yegane delilin ellerinden alındığını, tanıkların dinlenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, özellikle ispat yükü kendi üzerinde olan davanın zayi nedeni ile iptal edilmiş olan bononun teminat olarak düzenlendiği ve borçlu olmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın icra takibinden önce açıldığını, davalının davaya cevap vermediğini, delil sunmadığını, davalı ile müvekkili arasında gayrimenkul alım satımına aracılıktan başka ticari ilişki bulunmadığını, fotokopi belge üzerinde inceleme yapılamadığını, davalının başlattığı takipte imzaya ve borca itiraz edildiğinden takibin durduğunu, sahtelik iddialarını ispata yarar senet aslı müvekkilinin hiçbir kusuru olmaksızın banka tarafından kaybedildiğini, yegane delilin ellerinden alındığını, tanıkların dinlenmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dava, 120.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, üzerine rakamlarla 20.000,00 TL yazılmış bonoyu imzalayıp teminat amaçlı verdiğini, diğer kısımların boş bırakıldığını, senette tahrifat yapılmak suretiyle 20.000,00 TL ibaresinin önüne 1 rakamının ilave edildiğini, yazıyla “yüzyirmibin” ibaresinin ve ödeme gününün senede sonradan yazıldığını ileri sürmüştür. Bu haliyle üzerinde 20.000,00 TL yazılı bonoyu imzalayıp verdiği davacının kabulünde olup teminat senedi olarak düzenlendiği iddiasının ispat külfeti de davacı üzerindedir. Mahkemenin teminat senedi iddiasının usulünce ispatlanamadığı yönündeki gerekçesi yerinde ise de 100.000,00 TL’nin sonradan eklendiği iddiasının sahtecilik kapsamında değerlendirilmesi ve bu iddianın aksinin senet aslı ibraz edilmek, ardından bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle açıklığa kavuşturulması gerekir. Bu sorumluluk ise lehtar/hamil konumunda olan davalı üzerindedir. Mahkemece, senedin üçüncü kişilerce kaybedilmesinin de sonucu etkilemeyeceği nazara alınarak bu ilkeler çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken sahtelik iddiasına konu 100.000,00 TL yönünden ispat yükünün tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.