Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1028 E. 2023/3876 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1028
KARAR NO : 2023/3876
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/326 Esas, 2021/1422 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/376 E., 2019/550 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 02.03.2017 tarihinde 2017/18824 sayılı, “s’fir” ibareli markanın 29 ve 30 uncu nice sınıflarında adına tescili istemiyle Türk Patent’e başvuruda bulunduğunu, davalıların 111480 sayılı “safir” ve 2008/69410 sayılı “sefir” ibareli markalarına dayalı itirazları sonucunda, diğer davalı TPMK YİDK’in 14.08.2018 tarih ve 2018/M-6676 sayılı kararı ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) altıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca markaların bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde benzer oldukları gerekçesiyle başvurunun reddine ilişkin Marka Dairesi Başkanlığı kararına yapılan itirazın reddine karar verildiğini, oysa dava konusu ibarenin Türkçe’de yer almayan orijinal bir kelime olduğunu, redde gerekçe markalardan “safir” markasının “mavi renkli, gökyakut” anlamına, “sefir” ibaresinin ise “elçi” anlamına geldiğini, davacının başvurusunun ise tanınmış “SÜTAŞ” markasının baş harfi olan “s” harfi ile bir süt ürünü olan “kefir” ürünün son hecesinin kesme işareti kullanılarak birleştirilmesi neticesinde oluşturulduğunu, bu nedenle markaların anlamsal ve görsel olarak birbirlerinden farklılaştıklarını, ayrıca markalar arasında işitsel olarak da bir benzerlik bulunmadığını ileri sürerek TPMK YİDK’in 14.08.2018 tarih ve 2018/M-6676 sayılı kararı iptaline ve davacının 2017/18824 sayılı ve “s’fir” ibareli marka başvurusunun tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; asıl dava konusu taleplerini Mahkemece verilen sürede redde mesnet markaların sahiplerine de yöneltmiş ve TPMK YİDK’in 14.08.2018 tarih ve 2018/M-6676 sayılı kararı iptaline ve davacının 2017/18824 sayılı ve “s’fir” ibareli marka başvurusunun tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Asıl dava davalı TPMK vekili cevap dilekçesinde; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesi sunmamışsa da beyanlarında davanın reddini istemiştir.

3.Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesi sunmamışsa da beyanlarında davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 2017/18824 sayılı marka ile redde gerekçe 111480 ve 2008/69410 sayılı markaların arasında, kapsamlarındaki emtiaların aynı/aynı tür ya da benzer olmaları ve işaretler arasındaki görsel, kavramsal, işitsel benzerliklerin bütünsel intibada bıraktıkları benzer algı itibariyle, ilgili emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici nezdinde 6769 sayılı Kanun’un altıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca karıştırılma ihtimali doğurabilecek düzeyde benzer oldukları, TPMK YİDK’in 14.08.2018 tarih ve 2018/M-6676 sayılı kararının yerinde olduğu, YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu “S’FİR” ibaresinin Türkçe’de yer almayan, Türk Dil Kurumu sözlüğünde bulunmayan ve tüketicilerce de kullanılmayan ve bilinmeyen orijinal bir kelime olduğunu, bu yüzden de marka olarak tescilinin önünde hiçbir engelin bulunmadığını, redde dayanak markalar ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak tamamen farklı olduğunu, müvekkilinin tanınmış “SÜTAŞ” markasının baş harfi olan “S” ile bir süt ürünü olan “kefirin” son hecesinin kesme işareti kullanılmak suretiyle birleştirildiği ve “Sütaş + Kefir = S’FİR” olarak kullanıldığı izlenimini uyandırdığını savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve dava konusu 2017/18824 sayılı marka tescil başvurusunda yer alan (‘) kullanımının markasal algı yarattığının ve başvuruyu davalıların markalarından farklılaştırdığının söylenemeyeceği, dolayısıyla mahkemece başvurusu ile redde gerekçe 111480 ve 2008/69410 sayılı markaların kapsamlarındaki emtiaların aynı/aynı tür ya da benzer olmaları ve işaretler arasındaki görsel, kavramsal, işitsel benzerliklerin bütünsel intibada bıraktıkları benzer algı itibariyle, ilgili emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici nezdinde 6769 sayılı Kanun’un altıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca karıştırılma ihtimali doğurabilecek düzeyde benzerlik bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davacı vekili vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebepleriyle kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davada davacının 2017/18824 sayılı, 29 ve 30 uncu nice sınıflarında “s’fir” ibareli başvuru konusu markası ile birleşen davalıların redde mesnet 111480 sayılı “safir” ve 2008/69410 sayılı “sefir” ibareli markalarının arazında 6769 sayılı Kanun’un altıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı, YİDK kararının iptali şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi, 6769 sayılı Kanun’un altıncı maddesinin birinci fıkrası

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.