Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/9151 E. 2023/3405 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9151
KARAR NO : 2023/3405
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1123 Esas, 2021/1537 Karar
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2020/432 E., 2021/153 K.

Taraflar arasındaki ayıptan doğan sorumluluk davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketten 14.08.2015 tarihinde Mercedes Benz marka aracı sıfır kilometre olarak satın aldığını, aracın satın alınmasından itibaren sürekli performans düşüklüğü yaşandığını, yetkili servis tarafından çeşitli gerekçelerle bu durum göz ardı edilerek şikayetin giderilmesine yönelik parça değişimleri yapıldığını, ancak araçtaki sorunun giderilmediğini, müvekkilinin aracını Bursa’da bulunan yetkili servise götürdüğünde aracın motor bloğunda çatlak olduğunu, bu sorunun üretimden kaynaklandığının tespit edildiğini, davalı tarafından aracın motorunun değiştirilmesi suretiyle ücretsiz tamir yapılması önerilmesine karşın müvekkilince bu hususun kabul edilmediğini ileri sürerek dava konusu aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, davanın araç üreticisine ihbarı gerektiğini, dava konusu aracın Mercedes-Benz Finansman A.Ş. adına rehinli olduğunu, bu nedenle dain-i mürtehinin davaya muvafakatinin alınması gerektiğini, ayıbın varlığı kabul edilmemekle birlikte ücretsiz onarım ve motor değişimi yapılarak arızanın giderildiğini, arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığını ve bunun tamirle giderilebilecek mahiyette bulunduğunu, bu haliyle ayıpsız misliyle değişim talebinde bulunulamayacağını, kaldi ki ayıpsız misliyle değişim talebinin hak ve nesafete aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu araçtaki motorda oluşan blok çatlağı probleminin üretimden kaynaklı olduğunun sabit olduğu, her ne kadar araçtaki motor arızasının ücretsiz onarım yapılmak suretiyle giderildiği davalı tarafından ileri sürülmüş ise de davalı satıcının davacının seçimlik hakkını ücretsiz onarımdan yana kullandığını ispatlayamadığı, davacının ticari nitelikteki davada seçimlik hakkını ayıplı aracın ayıpsız misliyle değişim yönünde kullandığı, Mercedes Benz Finansman A.Ş. vekilinin 28.12.2020 havale tarihli yazısına göre dava konusu araç üzerindeki rehin şerhinin kaldırıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Mercedes Benz C200 d AMG 2015 model 61 KP 666 Plaka sayılı aracın ayıplı olması nedeniyle davalı satıcı Hassoy Motorlu Vasıtalar Ticaret ve Sanayi A.Ş.’ye iadesine ve trafik kaydının devir masrafları davalıya ait olmak üzere davalıya devrine, aracın aynı marka ve özellikte ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; araçtaki şikayetlerin davacı tarafın onayı ile garanti kapsamında giderildiğini, davacının ücretsiz onarım hakkını kullandığını, mahkeme kararının emsallere aykırı olduğunu, hasarın tamamen giderildiğini, seçimlik haklar kullanılırken objektif iyi niyet kurallarına dikkat edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu araçta ayıbın giderimine yönelik yapılan motor değişimi işleminin davacının rızası ve bilgisi dahilinde yapıldığının ve davacının seçimlik hakkını ücretsiz onarımdan yana kullandığının ispat edilemediği, dava konusu aracın marka ve modeli itibariyle araçtan umulan faydanın ve beklentilerin de yüksek olacağı, araçta dava öncesinde de pek çok arıza yaşandığı gibi davanın açılmasına sebebiyet veren arızanın aracın en önemli unsurlarından biri olan motor aksamında ortaya çıkmış olması nedeniyle ayıbın aracın değerine çok fazla etki edeceği, araç edinmenin maliyetleri de gözetildiğinde ayıpsız misliyle değişime yönelik talebin hakkaniyete uygun bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, satım sözleşmesine konu aracın gizli ayıplı olduğundan bahisle ayıpsız misliyle değiştirilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilecek istinaf red harcı ile Yargıtayca hükmedilecek onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.

T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde “Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı”,

492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı”,
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”,

1/e maddesinde “yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı”

2.a maddesinde de “1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik merciilerinin 1. fıkra dışında kalan kararlarında” maktu harç alınacağı düzenlenmiştir.

Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen “istinaf başvurusunun esastan reddi” kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen “esas hakkında” karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.

Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki “esastan” ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)

Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)

1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.

Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası’nın 73/3 maddesindeki “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına” ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.

Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.

Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararının, niteliğine göre maktu olmalıdır.

Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.