YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9135
KARAR NO : 2023/655
KARAR TARİHİ : 07.02.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı İştur Enerji Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş. arasında 04.06.2010 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) imzalandığını ve diğer davalıların da bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bu sözleşme gereğince asıl borçlu lehine 14.03.2008 tarihli ve 412.800,00 TL bedelli teminat mektubu verildiğini, teminat mektubunun halen meri olduğunu, davalı borçlunun sair kredilerden kaynaklanan borçlarını ve teminat mektubu komisyon ücretlerini ödememesi üzerine kredi hesabının kat edildiğini ve davalılara gönderilen ihbarnameyle, komisyon ücretlerinin ödenmesinin ve teminat mektubu bedelinin depo edilmesinin istenildiğini, davalıların bu ihtara rağmen ödeme yapmadıklarını ileri sürerek dava tarihi itibariyle ödenmeyen devre komisyonlarından ve masraflardan oluşan 3.284,47 TL muaccel alacağın asıl alacağa dava tarihinden itibaren işletilecek 76,50 temerrüt faizi ile davalılardan tahsiline, teminat mektuplarının tazmin edilmesine kadar geçecek süre içerisinde sözleşme hükümleri çerçevesinde her üç ayda bir tahakkuk edecek olan devre komisyonlarının tespit edilerek davalılardan tahsiline ve teminat mektubu bedeli olan 412.800,00 TL’nin banka nezdinde açılacak bir hesaba depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar İştur Enerji Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş., … ve … vekilleri cevap dilekçesinde; teminat mektubunun banka ile kredi borçlusu şirket arasında 2007 yılında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden verildiğini, bu sözleşmelere kefâlet vermediklerinden sorumluluklarının bulunmadığını ve davacı banka tarafından talep edilen temerrüt faizinin fahiş ve dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Hatko Enerji Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını ve talep edilen temerrüt faizinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı Aksiyon Enerji Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş., cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.11.2017 tarih, 2015/948 E. ve 2017/790 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde bir kısım davalılar ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.06.2020 tarih, 2019/227 E. ve 2020/566 K. sayılı kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, bir kısım davalıların istinaf başvurunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1- Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2- Dairemizin 26.04.2021 tarih, 2020/6137 E. ve 2021/4046 K., sayılı kararı ile “Bölge Adliye Mahkemesince, esas hakkında yeniden karar verilmiş ise de davalı Aksiyon…A.Ş. hakkında olumlu olumsuz bir hüküm tesis edilmediği, bu durumun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesine aykırı olduğu gibi hükmün infazında da tereddüt oluşturabileceği” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile teminat mektubu bedelinin depo edilmesine yönelik olarak asıl borçlu şirkete yöneltilen talebin uygun olduğu ancak davalı kefillerin teminat mektubuna dayanak olan 29.11.2007 tarihli genel kredi sözleşmesine kefaletlerinin bulunmadığı, 04.06.2010 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil oldukları, anılan sözleşmenin 54 üncü maddesi hükmünün davalı kefillerin sorumluluğuna gidilmesini gerektirmediği, bunun yanında davalıların kefil olarak imza ettikleri sözleşmede kefillerin teminat mektubu bedelinin depo edilmesine yönelik talepten sorumlu olduklarına ilişkin açık bir hüküm de bulunmadığı, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden söz edilemeyeceği, davacı bankaya müzekkere yazılarak, temerrüt tarihi itibariyle ticari kredilere uygulanan en yüksek faiz oranının ve sözleşmede kararlaştırılan akdi faizin bildirilmesinin istenildiği, davacının verilen kesin süreye rağmen herhangi bir faiz oranı bildirmediği, bu nedenle temerrüt tarihinde geçerli olan avans faizi oranı üzerinden hesaplama yapıldığı, uyulan bozma ilamının gereği olarak istinaf yoluna başvurmayan davalı Aksiyon…A.Ş hakkında da hüküm tesis edildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, istinafa başvuran davalıların istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davanın asıl borçlu İştur… A.Ş. ve Aksiyon…A.Ş bakımından kısmen kabulüyle 1.451,20 TL teminat komisyonu asıl alacağı, 69,61 TL işlemiş faiz, 3,48 TL Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) ve 1.474,15 TL noter masrafı olmak üzere toplam 2.998,44 TL’nin adı geçen davalılardan asıl alacağa dava tarihinden işletilecek olan avans faizi ile birlikte tahsiline, teminat mektubu bedelinin adı geçen davalılar tarafından banka nezdinde açılacak bir hesaba depo edilmesine, davalı kefiller Hatko Enerji Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş, … ve … yönünden açılan davanın ise reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bir kısım davalıların müteselsil kefil olarak imza ettiği 04.06.2010 tarihli GKS’nin 54 üncü maddesiyle, bankanın eski sözleşmelere dayalı olarak açmış olduğu ve ileride açabileceği kredilerin bundan böyle işbu sözleşme hükümlerine tabi olacağının açıkça kararlaştırıldığını, bu nedenle kefil olan davalıların teminat mektubundan sorumlu olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinin aksine GKS’de kefillerin teminat mektubu bedelinin depo edilmesinden sorumlu olduğunun açıkça düzenlendiğini, talep edilen temerrüt faizinin sözleşmeyle kararlaştırıldığını ve taraflar açısından bağlayıcı olduğunu, mahkemenin sözleşme hükmüne rağmen avans faizi uygulamasının yasal bir dayanağı bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davacı bankanın genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusu ve kefilleri olan davalılardan alacağı bulunup bulunmadığı, sözleşmeye istinaden verilen teminat mektubu bedelinin depo edilmesinden kefillerin sorumlu olup olmadığı ve uygulanması gereken temerrüt faizi oranının ne olduğu hususlarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 88 ve 120 inci maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 8 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıda belirtilen hususlar dışında bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Bölge Adliye Mahkemesince, yazılı gerekçeyle Merkez Bankasınca mevzuat hükümlerine göre belirlenen temerrüt faiz oranları üzerinden karar verilmiş ise de 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1 maddesi uyarınca temerrüt faizi sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça ticari işlerde temerrüt faiz oranı avans faiz oranına göre belirlenir. Oysa somut olayda, temerrüt faizi taraflar arasında akdedilen GKS’nin 45 inci maddesiyle kararlaştırılmış olup, anılan hükümle, temerrüt faizinin, bankanın mevzuat gereği tespit ettiği ve Merkez Bankası’na bildirdiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihindeki en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %50’sinin ilavesiyle belirleneceği düzenleme altına alınmıştır.
3.6102 sayılı Kanun’un 8 inci maddesine göre ticari işlerde temerrüt faiz oranı serbestçe belirlenebilir. Taraflar arasında akdedilen GKS ticari iş niteliğinde olduğuna göre sözleşmenin temerrüt faizine ilişkin hükmü taraflar bakımından bağlayıcıdır ve uygulanması gereken temerrüt faizinin bu hüküm gözetilerek belirlenmesi gerekir.
4.Bu hale göre, Bölge Adliye Mahkemesince, banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davacı bankanın temerrüt tarihinde aynı tür ticari kredilere fiilen uyguladığı en yüksek akdi faiz oranı belirlenip, bu oran bankanın Merkez Bankası’na bildirdiği faiz oranından düşük ise bu orana aksi halde Merkez Bankası’na bildirilen akdi faiz oranı esas alınarak bu orana %50 fazlası ilave edilmek suretiyle borçlunun sorumlu olduğu temerrüt faizi miktarı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.