Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/9128 E. 2023/3154 K. 22.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9128
KARAR NO : 2023/3154
KARAR TARİHİ : 22.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1563 Esas, 2021/1249 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Avanos Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/120 E., 2019/146 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bankadan 2010 yılında profesyonellere taksitli kredi kampanyasından 60 ay vadeli 50.000,00 TL kredi çektiğini ve aylık taksitler halinde ödediğini, 20.05.2015 tarihli dilekçesi ile hesabının kapatılarak ipoteğin fekkini, bononun iadesini, hesap sonucunun tarafına bildirilmesini talep ettiğini, cevabi yazıda ise kaynağı belirtilmeyen risk adı altında borcunun bulunduğunu ve ödemesini istemeleri üzerine 22.06.2015 tarihli dilekçesi ile konunun aydınlatılmasını istemesine rağmen ipoteğin fekkinin yapılmadığını, bankaya kredi borcu bulunmadığını ileri sürerek davalı banka lehine kayıtlı ipoteğin fekkine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, 18.03.2010 tarihli ipotek belgesi ile davacı taşınmazında banka lehine 136.500,00 TL bedelle ipotek tesis edildiğini, davacının davalı bankadan kullandığı krediye ilişkin bakiye hesap işletim ücreti bulunduğunu, bu nedenle hesabın kapatılmadığını, hesap işletim ücretinin davacıya kredinin kullandırılması için açılması zorunlu olan bir hesap sebebiyle alınan bir ücret olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, 18.03.2019 tarihli beyan dilekçesinde, davacının davaya konu riskinin 08.02.2019 tarihinde kapandığını ve ipoteğin fek edildiğini, davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 312 nci maddesine göre davalının davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş olması ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş olması halinde yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmeyeceği, eldeki davada, davacı tarafça asıl alacak miktarı ve faizlerin ödendiği, hesap işletim ücreti adı altında belgelendirilmemiş ve zorunlu olmayan masraftan dolayı ipoteğin fek edilmediği, yargılamanın belli bir aşamaya gelmesinden sonra ipoteğin fek edildiği, davalının davanın konusuz kaldığına dair beyanda bulunduğu ve bunun cevap dilekçesiyle çeliştiği, yargılamaya sebebiyet verdiğinden davalı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının ipoteğin fekki konulu davasını 09.04.2018 tarihinde açtığını, davalının borç bakiyesini teşkil eden hesap işletim ücreti ile ilgili Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının ve Ek-1 listesinde bulunan 2.1 hesap işletim ücretine yönelik kısmın, Danıştay 15. Dairesinin 14/9570 E., ve 18/1194 K. sayılı kararı ile 06.02.2018 tarihinde iptal edildiğini, davacının 20.05.2015 ve 22.06.2015 tarihlerinde bankaya ipoteğin fekki talepli başvurduğunu, bu tarihlerde ilgili yönetmelik maddesinin yürürlükte olduğunu, hesap işletim ücretinin kredilerin kullandırılması için zorunlu olan giderlerden kabul edildiğini, dolayısı ile o tarihte hesap işletim ücreti adı altında bakiye borcun bulunması sebebiyle müvekkili bankanın doğal olarak ipoteği fekkinin söz konusu olamayacağını, davacının hesap işletim ücreti ile ilgili düzenlemenin iptalinden sonra ipoteğin fekki talebi ile bankaya başvurabilecekken ipoteğin fekki davası açmasının davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti doğmasına sebep olduğunu, müvekkili bankanın bu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6100 sayılı Kanun’un 331 inci maddesinin birinci fıkrasında:
“Davanın konusuz kalması halinde davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini taktir ve hükmeder” hükmüne yer verildiği, somut olayda, davacı tarafça, dava konusu ipoteğin teminatını teşkil ettiği kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun asıl alacak miktarı ve faizlerin ödendiği, davalı tarafça, hesap işletim ücreti adı altında tahakkuk ettirdiği ücret nedeniyle ipoteğin fek edilmediği, ipoteğin davalı tarafça yargılama sırasında fek edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı, davalının söz konusu hesap işletim ücretinin zorunlu olduğuna ve tahakkuk sebebine ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunmadığı, böylelikle davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği anlaşıldığından yargılama giderlerinden davalının sorumlu olduğu, her ne kadar davalı banka, bankaların faiz dışı gelirlerine ilişkin düzenlemenin iptalinin sonradan olduğunu savunmuş ise de Danıştay 5. Dairesinin iptal kararının tarihi 06.02.2018 olup, işbu dava tarihinden önce olduğu, İlk Derece Mahkemesince yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden davalının sorumlu olduğu yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı hesabındaki bakiye borcun taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde düzenlenen hesap işletim ücretine ilişkin zorunlu bir alacak olduğunu, sözleşmenin tarafların serbest iradesi ile imzalandığını, istinaf mahkemesince bu ücretin zorunlu olduğu ve tahakkuku sebebi ile dosyaya belge sunulmadığı tespitinin doğru olmadığını, davacının müvekkili bankaya borç riskini kapatmasını müteakip ipoteğin fek edildiğini, davacının bu ücreti yatırırken herhangi bir itirazı kayıt koymamasının bu ücreti kabul ettiği anlamına geldiğini, dava açılmasından sonra bu ücretin yatırılması ile ipotek fek edildiğinden müvekkili bankanın davanın açılmasına sebebiyet vermediğinin dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.