Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/9123 E. 2023/2692 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9123
KARAR NO : 2023/2692
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2880 Esas, 2021/1403 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/746 E., 2019/872 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 02.05.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat… dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında ticari alım satım ilişkisinin bulunduğunu, müvekkili tarafından kesilen e-faturaların davalının defterlerine kayıtlı olduğunu, faturalara itiraz edilmediğini, davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve müvekkili yararına %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yaptığı teslimatlarda eksik gramajlı teslim yaptığının tespit edildiğini, bu sebeple müvekkilinin alacaklı olduğunu, takas ve mahsup def’ilerinin kabulü ile davanın reddine, müvekkili yararına % 20’den az olmamak üzere tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafça takip dayanağı faturalara 8 günlük yasal süresi içerisinde itiraz edilmediği ve bu şekilde fatura içeriğinin kabul edildiği, malın tonajında hata var ise tespitinin mümkün ve hata olabileceği ihtimalinin düşünülmemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı tarafça ileri sürülen ayıbın açık ayıp niteliği taşıdığı, davalının 2 ve 8 günlük süreler içerisinde tartısını kontrol ve muayene ettikten sonra malı teslim alması, belirlediği ayıpları da aynı süreler içerisinde karşı tarafa ihbar etmesi, ayıp ihbarının da noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile ihbar etmesi gerekirken bu usule itibar edilmediği, yine davalı tarafından ayıp ihbarının e-mail yolu ile yapıldığını ileri sürülmüş ise de yazışma içeriğinde eksikliğe ilişkin bildirim bulunmadığı, son faturanın tarihinin 24.03.2018 olduğu, ayıp ihbarının ise 09.07.2018 tarihli ihtarname ile yapıldığı, davalının itirazının haksız olduğu, davacının işlemiş faize yönelik temyiz isteminden feragat ettiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 326.797,97 USD asıl alacağa vaki itirazın iptaline, davacı vekilinin fazlaya ilişkin isteğinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, tartım işleminde hesaplamada yapılan hatanın fark edilmesi üzerine davacı ile iletişime geçildiğini ve davalının hatayı kabul ettiğini, packing listlerin değiştirildiğini, ayıp ve eksik mal teslimi konusundaki itirazların değerlendirilmediğini, ayıp ihbarı ve ticari sözleşmenin mahiyetinin incelenmediğini ileri sürerek arz edilen ve re’sen gözetilecek sebeplerle kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilince 23.01.2018 tarihinden sonra kesilen faturalara dayanarak ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının cevap dilekçesinde 23.01-24.03.2018 dönemindeki faturaların doğru olarak kesildiğini beyan ettiği, davalı tarafından kendisine teslimi gerçekleştirilen malzemelerde tonaj eksiği bulunduğundan 2014 yılından 2018 yılına kadar olan dönem için takas mahsup talebinde bulunulduğu, davalı tarafın iddiasının davacı ile olan ticari ilişki kayıtları incelendiğinde yapılan tartım işlemlerindeki hesaplamaların hatalı olduğunun tespit edildiği yönünde olduğu, davalının ayıp iddiası gizli ayıp olsa dahi ticari kayıtların incelenmesinden anlaşıldığının beyan edilmesine göre 2014 yılından devam eden süreçte basiretli bir tacir gibi davranmayıp malı inceleme görevini yerine getirmediği, davalı tarafça Ocak 2018 tarihinde e-mail ile ayıp ihbarında bulunulduğu beyan edilmiş ise de sunulan e-mail çıktılarından ayıba ilişkin bildirimde bulunulduğu hususunun anlaşılamadığı, davalının süresinde bir ayıp ihbarı bulunmadığı, takibe konu faturalara itirazının olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu tebliğ edildikten sonra iki haftalık yasal itiraz süresi itiraz süresi dolmadan yargılamanın sona erdirildiğini, davaya konu olayın hukuki nitelendirmesinin hatalı yapıldığını, malda ayıp olduğunun değil 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 225 nci maddesi gereğince satıcının ağır kusurlu olduğunun savunulduğunu, davacının packing list ve faturalarda hileli işlemler yaptığını, bu hususun metalurji mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşan bir heyetten alınacak rapor ile tespit edilebileceğini, bu usulsüzlüğün gündeme getirilmesi sonrası davacının standartlara uygun fatura ve packing list hazırlamasının baştan beri bilerek usulsüzlük yaptığının göstergesi olduğunu ileri sürerek arz edilen ve re’sen nazara alınacak sebeplerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.