Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/9117 E. 2023/3351 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9117
KARAR NO : 2023/3351
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1204 Esas, 2021/1411 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/896 E., 2021/293 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu aleyhine faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 25.09.2019 tarihinde takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, itirazın kötü niyetli olduğunu, takibin durdurulduğunu, davalı ile davacı arasında ticari ilişki bulunduğunu, mal alım satımı gerçekleştiğini, davalının davacıdan bir kısım malzeme aldığının sabit olduğunu, davalının fatura bedellerinin toplamı olan 129.670,94 TL borçlu olduğunu ileri sürerek davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamını, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının açtığı itirazın iptali davasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibe dayanak olan gösterilen taşeronluk sözleşmesinin müvekkilinin daha önceden temsilcisi olduğu ve daha sonra ortaklığının ve yetkisinin sonra erdiği Ulusoy Yatırım Sanayi Tic. A.Ş. ile akdedildiğini, davacı tarafın defterlerinin incelenmesi ile bu ticari ilişkinin açığa çıkacağını, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, borcu kabul etmemekle birlikte davacı yanın sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirmediğini, eksik imalatlar yaptığını, davacının yaptığı bu eksik imalatlara ilişkin hakedişlerin ödendiğini, buna ilişkin makbuz ve çek bilgilerinin sunulduğunu, bu nedenlerle davanın Ulusoy Yatırım İnş. Taah. Loj. Oto. Tar. Hayv. Enerji San. Tic. A.Ş.’ye ihbarını, haksız açılan davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki ticari satım ilişkisi çerçevesinde dava ve takip konusu edilen faturaların davalıya tebliğ edildiği, buna ilişkin tahsilat makbuzları düzenlendiği, usulüne uygun tutulmuş taraflara ait ticari defter ve belgelerin birbiri ile uyumlu kayıtlar içerdiği, bu kapsamda davacının takip konusu asıl alacak tutarı olan 106.904,52 TL’nin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, usulüne uygun olarak tutulan ve karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olan davacıya ait ticari defterlerin davacı lehine delil teşkil etme özelliği bulunduğu, davacının bu kayıt ve belgelerle alacağın varlığı ve miktarını kanıtladığı anlaşılmakla davacının asıl alacak isteminin yerinde olduğu anlaşılmış, ticari satıma konu mal tedariğine ilişkin davalının ayrıca temerrüte düştüğü anlaşılmakla davacının takipte işlemiş faiz isteminin de yerinde olduğu, likit nitelikte faturaya dayalı ve davalı tarafça kendi ticari defterlerine kaydettiği alacağa karşılık icra takibi kapsamına yapılan itirazın haksız olduğu anlaşılmakla yasal koşulları oluşan icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olduğu gerekçesiye davanın kabulü ile, davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Kayseri Genel İcra Dairesi Müdürlüğünün 2019/51623 E. sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, alacağın (129.670,94 TL) %20’si tutarında olmak üzere 25.934,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine konu borcun müvekkili ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacının ticari ilişkisini şirket ile kurduklarını ikrar ettiklerini, borcu kabul etmediklerini, davacının bahsi geçen ticari ilişki neticesinde yapmayı üstlendiği edimleri yerine getirmediğini, işi yarım bıraktığını, edimini yerine getirdiği kısmın hakedişlerini dosyanın asıl muhatabı şirket tarafından alındığını, dosyaya davacının imzasını taşıyan makbuzları sunduklarını, mahkemenin bu makbuzlardan gerekçeli kararında bahsetmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin sabit olmasına, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ancak davalı vekilinin borca itiraz dilekçesinde açık olduğu üzere işlemiş faize de itiraz ettiği, davalının takipten önce usulüne uygun şekilde temerrüde düşürüldüğünün davacı taraça ispatlanamadığı, bu halde, temerrüt tarihi takip tarihi olacağından asıl alacak dışında işlemiş faize yönelik davacının davalıdan bir alacağının olmaması nedeniyle bu yönden davalının takibe ve borca yaptığı itirazının haklı olduğu, mahkemece yanılgılı gerekçelerle takip öncesi istenmiş işlemiş faiz alacağı kısmı için de itirazın iptaline ve takibin devamına hükmedilmesinin doğru olmadığı, öte yandan alacağın likit niteliğinde kabul edildiğinden davanın kısmen kabulü nedeniyle kabul edilen alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının Kayseri Genel İcra Dairesi Müdürlüğünün 2019/51623 E. sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile asıl alacak 106.904,52 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takibin devamına karar verilen alacağın (106.904,52 ) %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının ticari ilişkisini müvekkili ile değil bir şirket ile kurduğunu, davalının söz konusu şirketin bir dönem temsilciliğini yaptığını, daha sonra hem şirket temsilciliğinin hem de şirket ortaklığının sona erdiğini, sözleşmenin, irsaliyeli faturaların, iş sağlığı güvenliği hakkındaki sözleşmelerin ve ödeme dekontlarının davacı ile bu şirket arasında düzenlendiğini, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince dosyaya sunulan irsaliyelerin, ödeme makbuzlarının, ibraların neden dikkate alınmadığının gerekçeli kararlarında açıklanmadığını, icra takibine konu borcun müvekkili ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, bilirkişi raporunun yalnızca davacı tarafın ticari defterlerine göre düzenlendiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde/dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.