Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/9092 E. 2023/3319 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9092
KARAR NO : 2023/3319
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1052 Esas, 2021/1701 Karar
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2011/572 E., 2020/70 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı …’nın sahibi olduğu şirkette 03.04.2008 tarihinden 31.12.2010 tarihine kadar müşterek imza ile şirket müdürü ve temsilcisi olarak çalıştığını, evvelinde davalı ile beraber emlak işleri yaptıklarını, tarafların dava dışı Kale İnşaat şirketi sahibi… ile hizmet bedeli sözleşmesi düzenlediklerini, akabinde 10.03.2008 tarihinde danışman, aracı olarak… İnşaat Ltd. Şti. (satıcı) ile (alıcı) Rashıd İskhakov arasındaki gayrimenkul satış vaadi ve inşaat sözleşmesine katıldıklarını, satıcının maliki olduğu Antalya İli Kemer İlçesindeki taşınmazın satışına aracılık ettiklerini, …’nin satmış olduğu bağımsız bölüm bedelinin tamamının kendisine ödenmemesi üzerine, aracı olarak müvekkili ve davalı … tarafından, dava dışı …’un parası gelinceye kadar…’ye dava konusu senedin alacaklı kısmı boş olacak şekilde, bedel kısmı 58.000,00 euro yazılıp, müvekkili ve davalı … tarafından imzalandığını, keşidecilerin … ve … olduğunu, 01.11.2008 tanzim, ve 10.11.2008 vade tarihli senedin Kale İnş. Ltd. Şti. temsilcisine teslim edildiğini, davaya konu senet bedelinin alıcı …tarafından gönderildiğini, bu bedelin…’ye ödenmesini müteakip senet aslının davalı … tarafından Kale İnş. Ltd. Şti.den iade alındığını, dolayısıyla senedin bedelsiz kaldığını, takibe konu senette tahrifat yapılarak davalı …’ya ait ismin senetten kopartıldığını, bu kişiye ait imzaların alt kısımlarının kesildiğini, senet üzerinde hali hazırda eksik de olsa imzalarının bulunduğunu, takibe konu bononun keşidecisi ile lehtarının aynı davalı … göründüğünü, kimsenin kendi emrine bono tanzim edemeyeceğini, dolayısıyla bu şekilde düzenlenmiş senedi ciro yolu ile devir alan cirantaların senedin gerçek hak sahipliğini kazanmayacaklarını, ciro silsilesinin sağlıklı kurulmadığını, senet metninden bu durumun anlaşıldığını, bu tür senetleri devralıp takibe koyan üçüncü kişilerin iyi niyetli olamayacaklarını, senedin kambiyo vasfını kaybettiğini, tüm bu işlemlerin davalılar tarafından tasarlanarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek Antalya 4. İcra Müdürlüğünün 2009/5637 sayılı takibinin iptaline, davalıların alacağın %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu senedin kambiyo vasfını haiz olduğunun icra hukuk mahkemesi kararı ile sabit olduğunu, imzaların istiklali ilkesi gereği davacının imzasının geçerli olduğunu, bonodaki tahrifatın yazılı delille ispatının gerektiğini savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davanın haksız ve maddi gerçeklikten uzak olduğunu, müvekkilinin herhangi bir tahrifatının söz konusu olmadığını, lehtar kısmında müvekkilinin adının müvekkili tarafından yazılmadığını savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/215 E. ve 2013/331 K. sayılı dosyasında; davacının …, sanıkların … ve … olduğu, suçun dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik sanık … ve sanık …’nın adli para cezası ve hapis cezası ile cezalandırıldıkları, kararın sanıklar tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 17.01.2018 tarih, 2017/4455 E. ve 2018/477 K. sayılı ilamı ile kararın sanıklar hakkındaki resmi belgede sahtecilik yönünden onandığı, nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen cezanın ek savunma hakkı verilmemesi nedeniyle bozulduğu nihayetinde 01.2018 tarihinde resmi belgede sahtecilik yönünden de kararın kesinleştiği, ceza mahkemesi dosyasında, dava ve icra takibine konu senedin alt kısmının yatay bir şekilde kesilmesi suretiyle tahrifata uğratıldığı, yapılan bu işlemin senedin alt kısmında bulunan kaydın gizlenmesi veya yok edilmesi amacıyla yapıldığının tespit edildiği ve huzurdaki dosyanın davalıları olan sanıkların cezalandırılması yoluna gidilerek verilen kararın kesinleştiği, böylece davacının senette sahtecilik iddiasının sübuta erdiği, dolayısıyla da bu şekilde takibe konu olan bonodan dolayı davacının sorumlu olamayacağı, ayrıca davalı … tarafından yapılan icra takibinde ciro silsilesinde yer alan Mehmet Poyraz ve davalı … aleyhine takip işlemi başlatmadan sadece davacıya yönelik takip işlemi başlatıldığı ve davalı …’nın ise senet düzenleyicisi olması nedeni ile her iki tarafın birlikte hareket ettiği ve icra takibinde kötü niyetli oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının Antalya 4. İcra Müdürlüğünün 2009/5637 sayılı takip dosyasına konu senet nedeniyle davalılara borçlu bulunmadığının tespitine, 125.146,60 TL (58.000,00 euro) asıl alacağın takip tarihindeki efektif satış kur karşılığının %40’ına isabet eden 50.058,64 TL kötü niyet tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, imzaların istiklali ilkesine aykırı olduğunu, davacının imzasını ve bonoyu kendisinin doldurduğunu kabul ettiğini, davacının Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki ifadeleri ile bu davadaki ifadelerinin zıt ifadeler olduğunu, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı için yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurduklarını, yargılanmanın yenilenmesi sonucu beklenmeden karar verildiğini, ceza dosyasında tanık olarak ifadesine başvurulan…’nin böyle bir senedi aldığından bahsetmediğini, senet konusunda hiçbir açıklaması ve beyanı olmadığını, dava konusu bononun soyut borç ikrarını içeren bir belge olmakla birlikte bononun esasını teşkil eden temel ilişkinin ceza dosyasında yargılama konusu yapıldığını, yargılama süresince Antalya Hisar Çandır köyünde bir taşınmaz nedeniyle … tarafından davalı …’ya verilen bir bono olduğunun ortaya çıktığını, bononun karşılıksız kaldığı iddiasının dayanaksız olduğunu, Yulia’ya karşı davacının ileri sürebileceği kişisel def’ilerin iyi niyetli hamil müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, kambiyo senedin vasfındaki bir senede karşı ileri sürülen iddianın senetle ispat edilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından yapılmış bir tahribat ya da imzanın söz konusu olmadığını, diğer davalıyı borçlu göstermemesinin müvekkilinin yasal bir hakkı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; bononun kambiyo senedi olması sebebiyle mücerret bir alacağı ihtiva ettiğini, asıl borç ilişkisinin bağımsız bir varlığa sahip olduğunu, keşideci ile lehtar arasındaki iş ilişkisinin bononun hukuki varlık ve niteliğini etkilemeyeceğini, kambiyo senedi vasfındaki senede karşı sürülen bir iddianın senet ile ispat edilmesi gerektiğini, yargılanmanın yenilenmesi davasının sonucu beklenilmesi gerektiğini, davacının ifadelerinin her aşamada birbiri ile çelişkili olduğunu, kötü niyet tazminatı yasal şartlarının oluşmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 74 üncü maddesi uyarınca ceza mahkemesince verilen ve kesinleşen mahkumiyet kararlarının hukuk hakimini bağladığı, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/215 E. ve 2013/331 K. sayılı kararında katılanın davacı …, sanıkların ise davalılar oldukları sanık ve katılan …’nın aralarında ihtilaf çıkması üzerine ayrıldıkları ve bu aşamadan sonra daha önce teminat olarak verilmiş senedin sanık …’ya iade edildiği, sanık …’nın o sıralarda birlikte çalışmaya başladığı diğer … ile fikir ve eylem birliği içinde suça konu olan senedin alt kısmında borçlu olarak isminin yer aldığı kısmı keserek alacaklı kısmına sanık …’nın ismini yazdıkları senedin arkasına sırasıyla Yulia, Mehmet Poyraz ve sanık … ciroları yazarak sanık …’ye ciro yolu ile geçtiğini belgelemeye çalıştıkları, daha sonra Emre’nin bu senedi Antalya 4. İcra Müdürlüğünün 2009/5637 sayılı dosyası ile icra takibine koyduğu bu şekilde sanıkların atılı resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işledikleri kabulü ve gerekçesiyle davalı sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan ve nitelikli dolandırıcılık suçundan iki yıl ay hapis ceza ile cezalandırılmalarına karar verildiği, davalı sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan cezalarının Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 17.01.2018 tarih, 2017/4755 E. ve 2018/477 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, nitelikli dolandırıcılık suçu açısından ise, kararın bozulduğu, Antalya 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 06.12.2018 tarih, 2018/153 E. ve 2018/577 K. sayılı kararı ile davalı sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan da iki yıl altı ay hapis ve 5.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince ceza mahkemesindeki davalıların mahkumiyeti ve ceza mahkemesi kararındaki eylemin kabulü dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesinde ve takip tarihi de dikkate alındığında takip alacaklısı olarak davalı … hakkında %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin olduğu, ancak davalı …’nın takipte alacaklı sıfatının bulunmaması nedeniyle Yulia yönünden kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı … vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, davalı … vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davacının Antalya 4. İcra Müdürlüğünün 2009/5637 sayılı takip dosyasına konu nedeniyle davalılara borçlu bulunmadığının tespitine, takibe konu 125.146,60 TL (58.000,00 euro) asıl alacağın takip tarihindeki efektif satış kur karşılığının %40’ına isabet eden 50.058,64 TL kötü niyet tazminatının davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu senedin kambiyo vasfını taşıdığının Antalya 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/266 E. ve 2009/547 K. sayılı kararı ile hüküm altına alındığını, davacının senet üzerindeki imzayı inkar etmediğini, senette herhangi bir tahrifat bulunmadığını, olsa bile bu durumun diğer davalıyı borçtan kurtardığını, imzaların istiklali ilkesi gereği davacının borçlu olmaya devam edeceğini, Mahkemece hükme esas alınan ceza mahkemesindeki yargılama sırasında ortaya çıkan belge nedeniyle yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurduklarını, bahse konu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde dayandığı sebeplerle, ceza yargılamasındaki beyanlarının çelişik olduğunu, ceza dosyasında tanık olarak ifadesine başvurulan dava dışı…’nin dava konusu senedi teminat olarak aldığından bahsetmediğini, dava konusu senedin davacı tarafından diğer davalıya bir taşınmaz sebebi ile verildiğinin ortaya çıktığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu ve davacının diğer davalıya ileri sürebileceği def’ileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, senette müvekkili tarafından yapılmış bir tahrifat bulunmadığını, kambiyo hukukunda müteselsil sorumluluk olduğundan, alacaklının dilediği kişiye başvurma hakkının olduğunu, icra takibinde sırf davacı aleyhine işlem yapılmasının müvekkilinin kötü niyetini göstermediğinden müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, müvekkilinin senetteki diğer kişileri borçlu gösterip tebligat istememesinin yasal hakkı olduğunu, davacının dava konusu senedin dava dışı 3 üncü kişiye teminat olarak verildiği iddialarının dinlenemeyeceğini, senet üzerinde teminat olduğuna dair bir ibarenin bulunmadığını, senet metni üzerinde nakden kaydına yer verildiğini, davacının iddiasını yazılı delille ispat edemediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu senedin kambiyo vasfını taşıdığının Antalya 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/266 E. ve 2009/547 K. sayılı kararı ile hüküm altına alındığını, senede karşı ileri sürülen iddianın senetle ispat edilmesi gerektiğini, ceza yargılaması ile ilgili yargılamanın yenilenmesi davasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, senette müvekkili tarafından yapılmış bir tahrifatın sözkonusu olmadığını, senet metninde nakden kaydının yer aldığını, davacının ifadelerinin çelişik olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, teminat senedi olduğu ileri sürülen kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 201 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 687 nci maddesi.

4. 6098 sayılı Kanun’un 74 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı …’a yükletilmesine,

Aşağıda yazılı peşin harcın istek halinde davalı …’ya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.