Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/9074 E. 2023/2414 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9074
KARAR NO : 2023/2414
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/781 Esas, 2021/919
Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI :2013/317 E., 2017/495 K.
BİRLEŞEN DAVA : Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/83 E.

Taraflar arasında asıl davada şirket müdürünün azli ile birleşen davadaki şirketin feshi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların Ayman Hayvancılık Ltd. Şti’nin ortakları olduklarını ancak davacı ortakların şirketin kuruluşundan bu yana herhangi bir işlemden haberdar edilmediklerini ayrıca şirket yöneticisinin davacı ortakların haberi olmaksızın bir kısım şirket taşınmazlarını sattığını, şirket adına kayıtlı hayvanlarla alakalı yapılan işlemlerden de haberdar edilmediklerini, haklı sebeplerin varlığı halinde şirket yöneticisinin azlinin mahkemeden istenebileceğini ileri sürerek davalının yöneticilikten azli ile ortaklık zararına yaptığı işlerin tespiti edilerek sorumluluğuna gidilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddiaların doğru olmadığını, davacıların şirkette %75 pay oranına sahip olup istedikleri zaman genel kurulu toplantıya çağıracaklarını, bu yönde talepleri olmadığını, hayvanların eksik olmasının söz konusu olmadığını, taşınmazların bilgileri dahilinde satılarak paylarının hesaplarına yatırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş; birleşen dava yönünden ise; davacı diğer ortağın yurt dışında yaşıyor olmaları nedeniyle toplantıların dahi yapılamadığını, azil davası nedeniyle husumet oluştuğunu, 2-3 yıldır bir araya gelemediklerini, haklı nedenle fesih için koşulların oluştuğunu ileri sürerek şirketin feshini talep etmiştir.

Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kendi kusurundan kaynaklanan nedenlere dayanarak fesih talep edemeyeceğini, feshin koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava bakımından; şirket müdürünün kanunun kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettiği dolayısıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 630 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereği şirket müdürünün azli koşullarının oluştuğu, birleşen dava bakımından; davacı şirket müdürü ve ortağının kusuruna dayalı olarak şirket olağan genel kurulu toplantılarının yapılmadığı, şirketin haklı nedenle fesih koşullarının oluştuğu, ancak fesih koşullarının oluşmasında davacı şirket ortağı ve şirket müdürünün kusurlu olduğu, Yargıtay’ın emsal kararlarında da belirtildiği üzere şirketin feshini gerektirecek sebeplerin oluşmasında kendi kusuru bulunan şirket ortağının şirketin feshini ve tasfiyesini isteyemeyeceği, dolayısıyla şirket müdürünün kendi kusurundan lehine sonuç çıkaramayacağı, aksinin kabul edilmesinin hakkın kötüye kullanımı sayılacağı, bunun da hukuk düzeni tarafından korunamayacağı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile şirket müdürünün azline, birleşen davada, şirketin feshini gerektirecek sebeplerin oluşmasında kendi kusuru bulunan şirket ortağının şirketin feshini ve tasfiyesini isteyemeyeceğinden birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı-birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; toplantı yapılamamasının nedeninin yurt dışında olan davacılara tebligat yapılamaması olduğunu ve aksaklıkların davacılardan kaynaklandığını, birleşen davada ise, davalıların esas davadaki tutumları nedeniyle şirketin amacının gerçekleşmesi mümkün olmadığından fesih koşullarının oluştuğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada davalı şirket yöneticisinin genel kurul çağrılarını yapmadığı, kanunun kendisine yüklediği idari görevleri yerine getirmediği, şirket defterlerini tutmadığı, beyannameleri vermediği, şirketin bir kısım araçlarının kayıtlarının takip edilemediği, yine taşınmaz satışlarına ilişkin yapılan işlemlerin banka kayıtlarından takip edilemediği, rekabet yasağına aykırı olarak kendi adına hayvancılık yaptığı, eylemlerinde ağır kusurlu olduğu, birleşen dava yönünden ise; azil davası ve davacının eylemleri nedeniyle ortaklar arasında güven ilişkisinin zedelendiği, ancak bunun davacının kusurundan kaynaklandığı, davacının kendi kusurlu eylemleri nedeniyle şirketin feshini talep edemeyeceği gerekçesiyle davalı- birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davanın davalı şirket müdürünün yöneticilikten azlinin istemi, birleşen davanın ise şirketin feshi istemine ilişkin olup, asıl dava bakımından şirket müdürünün yöneticilikten azlinin istenmesinde haklı nedenlerin varolup olmadığı hususu, birleşen dava bakımından ise dava konusu şirketin feshinin ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği hususları uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun(6102 sayılı Kanun) 630’uncu maddesinini ikinci ve üçüncü fıkraları ile 636’ncı maddesinin ikinci fıkrası

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-birleşen davada davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.