Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/9064 E. 2023/3414 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9064
KARAR NO : 2023/3414
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/985 Esas, 2021/1552 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/252 E., 2019/1070 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Oğuzlar Tekstil ile müvekkil bankanın Denizli Girişimci Şubesi arasında akdedilen 13.12.2012 tarihli genel ticari krediler sözleşmesi ile… Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ticari kredi kullandırıldığını, diğer davalıların söz konusu genel ticari kredi sözleşmesi gereğince müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine sözleşmenin kat edilerek borçlular hakkında başlatılan icra takibinde borçluların ödeme emrine kısmen itiraz ettiklerini, davalıların itirazının haksız olduğunu ileri sürerek davalıların itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kredi sözleşmesinde müvekkillerinin kefil olduğunu, banka tarafından gönderilen hesap özetlerine borçlunun ve müvekkillerinin ayrı ayrı itiraz ettiklerini, icra dosyasında davacı bankanın talep ettiği faiz miktarının hatalı ve fahiş olduğunu, borçlu ve üçüncü kişiler tarafından yapılan kısmi ödemelerin borçtan düşülmesi gerektiğini, borçlu tarafından davacı bankaya ödeme amaçlı müşteri çekleri verildiğini, müvekkillerine gönderilen ihtarnamede hesap ekstrelerinin gönderilmediğini, icra inkâr tazminatı talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davacı bankanın itiraz edilen kalemlerden 54.333,56 TL takibinde haklı olduğu, davalıların ise itiraz etmiş oldukları kalemlerde toplamda 84.370,94 TL itirazlarında haksız olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun ana para, faiz ve Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) tutarları yönünden hatalı olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından temerrüt faiz oranının hatalı olarak tespit edildiğini, cari faiz oranı üzerinden temerrüt faizi belirlenmesinin hatalı olduğunu yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı banka ile dava dışı… Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, kefalet limitlerinin sözleşmede her ne kadar 2.500.000,00 TL olarak belirlenmiş ise de, davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan sözleşmenin limitinin 2.000.000,00 TL olduğu, kefillerin kefalet limitinin asıl borçlunun borcundan daha ağır olamayacağı, bu nedenle kefillerin kefalet limitinin 2.000.000,00 TL olması gerektiği, sözleşmede ilave edilecek faiz miktarının boş bırakıldığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) akdi faize ilişkin 88 inci ve temerrüt faizine ilişkin 120 nci maddelerinin uygulanması gerektiği, buna göre ticari işlerde uygulanacak temerrüt faiz oranının %13,75 olduğu, davalılara muacceliyet ihtarının 29.08.2013 tarihinde tebliğ edildiği, muhataplara ihtarname ile 2 günlük süre verilmiş olduğu, 01.09.2013 tarihinde davalıların temerrüde düştükleri, buna göre borçluların kefâlet limiti 2.000.000,00 TL olduğu için 2.000.000,00 TL asıl alacağın takip talebinde belirtilen 562.173,44 TL’lik kısmına %11,50 oranında, 1.437.826,56 TL’lik kısmına % 13,75 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamanın sözleşmeye, bankacılık kanunlarına ve Yargıtay uygulamasına uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların sorumlu oldukları tespit edilen anapara, faiz ve BSMV tutarları hatalı olup talep edilen alacak kaleminin tamamının kabul edilmesi gerektiğini, 6098 sayılı Kanun’un 589 uncu maddesi uyarınca, kefâlet limitini aşmamak üzere kefilin sorumlu olacağı alacak kalemleri gösterildiği için artık kefâlet limitinin asıl alacaktan daha yüksek olmasının mümkün olduğunu, müvekkili bankanın faiz oranlarına ilişkin genelge ve mevzuatın tespit edilmediğini, bu nedenle krediye uygulanacağı tespit edilen temerrüt faizi oranının hatalı olduğunu, takip açılış tarihi olan 11.10.2013 tarihinde temerrüt faiz oranının %22 olması ve bu oran üzerinden hesaplama yapılması gerekirken bilirkişiler tarafından cari faiz oranı temerrüt faiz oranı olarak esas alınarak 1.437.826,56 TL asıl alacağa işleyecek temerrüt faizinin hatalı ve düşük olarak %13,75 oran üzerinden hesaplandığını, ayrıca artan oranlarda temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kredi sözleşmesine yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı vekilinin akdi ve temerrüt faizi ile takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizine ilişkin temyiz istemine gelince; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un (3095 sayılı Kanun) 1 ve 2 nci maddeleri hükmü uyarınca, sözleşmede akdi faiz tespit edilmişse sözleşme hükümlerine göre, temerrüt faizi yönünden de sözleşme hükümlerine göre faize hükmedilmesi gerekmektedir. Taraflar arasındaki 13.12.2012 tarihli kredi sözleşmesinin akdi ve temerrüt faizini düzenleyen 6 ncı maddesinde; “Müşterinin kredinin ana para, faiz, dönem faizi, taksit ve masrafların ödenmesinde gecikmesi halinde gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizi akdi faiz oranına % … oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edilir. Ancak cari faiz oranı akdi faiz oranından daha yüksek ise gecikme faizi hesaplanmasında cari faiz oranı esas alınır. Müşterinin temerrüde düşmesi halinde temerrüt faizi uygulanır. Temerrüt faizi akdi faiz oranına % … oranında ilave yapılmak suretiyle tespit edilir. Ancak cari faiz oranı akdi faiz oranından daha yüksek ise temerrüt faizi hesaplamalarında cari faiz oranı esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca her ne kadar sözleşmede akdi ve temerrüt faiz oranı belirlenmemişse de, akdi faize ilişkin hükümde bankanın aynı tür ticari krediler için aynı dönemde uygulamış olduğu akdi faiz oranının banka kayıtları incelenerek belirlenmesi ve bu akdi faizin uygulanması gerekmektedir. Yine sözleşmede hükmünde temerrüt faiz oranı da belirlenmediğinden, temerrüt faizi olarak da, belirlenecek olan akdi faiz oranının uygulanması gerekecektir.

3. Bu durumda, Mahkemece akdi ve temerrüt faiz oranlarının belirlenmesi hususunda bilirkişiden ek rapor alınarak, tarafların alacak borç durumlarının tespit edilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.