Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/9063 E. 2023/3259 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9063
KARAR NO : 2023/3259
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1200 Esas, 2021/1863 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/221 E., 2020/178 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ile sözlü olarak mal alımı konusunda anlaşıldığını ve davalıya dava konusu çeklerin verildiğini; ancak mal teslim edilmediğini, müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, mallar teslim edilmediğinden müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını ileri sürerek 711948 nolu 30.000,00 TL, 712696 nolu 35.000,00 TL, 9522264 nolu 30.000,00 TL, 22383 nolu 35.000.00, 9989094 nolu 45.000,00 TL, 9989095 nolu 45.000,00 TL bedelli çeklere karşılık teslim edilmesi gereken malların müvekkiline teslim edilmediğinden, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde;malların teslim edilmediğine ilişkin iddianın gerçek dışı olduğunu, tüm malların davalıya teslim edildiğini, anlaşmaya uymayan tarafın davacı olduğunu, malların teslim edilmesine rağmen davacı tarafından çek bedellerinin bankaya ödenmediğini ve davacı aleyhine icra takiplerinin, davacının çekleri davalıya teslim etmesi malların kendisine teslim edildiğine karine olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı taraf, ticari defterlerini sunmadığından, ticari defterlerinin incelenemediğini, ancak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacıya ait BA BS formları incelendiğinde 2016 yılında alım tutarı 5.000,00 TL’yi aşan aylardaki davalıdan alım yapılan faturaların tümünün 2016 yılında BA formunda vergi dairesine bildirildiği yeni 2017 yılında davalı tarafından düzenlenen ve 5.000,00 TL’yi aşan aylarda 37 adet fatura varken 31 adet alım faturası bildirildiğinin anlaşıldığı, davalı tarafın resmi bir kuruma dava konusu malları teslim aldığına yönelik beyanının kendisini bağlayacağı, davalının malları teslim ettiğinin bilirkişi kök ve ek raporunda ispatlandığı, raporda belirtildiği üzere, dava konusu çekler nedeniyle davacının davalıya borçlu olduğu, bilirkişi kök ve ek raporundaki tespitler, BA BS formları bir arada düşünülerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, mahkemeden alınan bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen dosyanın aynı bilirkişiye yollandığını ve hatalı karar verildiğini, dosya alanında yetkin heyet bilirkişisine gönderildiğinde iddialarının değerlendirilerek haklılıklarının ortaya çıkacağını, çeklere karşılık teslim edilmesi gereken malların müvekkiline teslim edilmediğini, davalı ile sözlü olarak mal alımı konusunda anlaşıldığını ve davalıya dava konusu çeklerin verildiğini, ancak bugüne kadar çeklerin yazılmasına rağmen herhangi bir mal teslimi de yapılmadığını, mallar teslim edilmediğinden müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu da olmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığı yönünde menfi tespit kararı verilmesi gerekirken davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekin ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödenmesi amacıyla verildiğine ilişkin karinenin aksini iddia eden davacının, iddiasını yazılı delille ispat etmesinin gerektiği, davacının mal teslim edilmediğini yazılı delillerle ispat edemeyip kesin delil olan yemin deliline de dayanmadığı, davacının defter ve belgeleri ibraz etmediği, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bilirkişi rapor ve ek raporuna göre, dava konusu çeklerin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup karşılığında fatura düzenlenmiş olduğu, faturaların davacı tarafça BA formları ile vergi dairesine bildirilip dava konusu çekler yönünden davacının borçlu olduğunun tespit edildiği, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek istinaf mahkemesinin kararının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemeden alınan bilirkişi raporuna itiraz etmelerine rağmen dosyanın aynı bilirkişiye yollandığını ve hatalı karar verildiğini, dosya alanında yetkin heyet bilirkişisine gönderildiğinde iddialarının değerlendirileceğini ve haklılıklarının ortaya çıkacağını, müvekkili adına tanzim edilmiş olan çeklere karşılık teslim edilmesi gereken malların müvekkiline teslim edilmediğini, mallar teslim edilmediğinden müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu da olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davaya konu çekler nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.