YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9046
KARAR NO : 2023/3331
KARAR TARİHİ : 29.05.2023
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/1638 Esas, 2021/1100 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/448 E., 2018/222 K.
Taraflar arasındaki limited şirket ortaklığından çıkma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalılar Bademtürk Ltd. Şti. ve … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin ortağı olduğunu, aynı zamanda Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Tıp Doktoru Fizyoloji Uzmanı olarak görev yaptığını, şirket ortaklarından …’nun patent fikrini şirketten kaçırdığını iddia ettiğini, diğer ortakların da buna suskun kalmaları sonucunda aralarında fikri uyuşmazlık oluştuğunu ve güvenin yitirildiğini, söylenen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, ortakların sadece bu firma için bir projede yer alabileceğinin dayatıldığını, kariyerinin ipotek altına alınması nedeni ile ortaklığın devam ettirilmesinin imkansız olduğunu ileri sürerek davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar Cemalettin Mekki Mutioğlu ve Bademtürk Danışmanlık vekili cevap dilekçesinde; müvekkil Cemalettin Mekki Mutioğlu hakkında husumet yokluğundan, herhalde haksız ve mesnetsiz olarak açılmış olan davanın reddini istemiştir.
2. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sermaye taahhüdünün ortaklar tarafından yerine getirilmediği, davacı tarafın ortaklıktan çıkma talebinin fikir ayrılığı ve karşılıklı güvenin yok olduğu yönündeki olgu gerekçesiyle davacının şirkette kalmaya zorlanamayacağını, yine davacı ve vekilinin beyanlarında geçtiği üzere herhangi bir sermeye ve bedel ödenmediğinden bilabedel mukabilinde yine şirket ana sözleşmesinin özel hükümler 15.2 bendi gereğince davacı hissesinin ortaklar arasında eşit olarak paylaşılması gerektiği, zaten karşılığı bir bedelin olmadığı gerekçesiyle ortaklıktan çıkma talebinin kabulü ile bu hususun Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına işlenmesine, davanın niteliği gereği masrafların davacı taraf üzerinde bırakılmasına, davacı taraf lehine de ücreti vekalet takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar Cemalettin Mekki Mutioğlu ve Bademtürk Danışmanlık vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne dair verilen kararda davanın niteliği gereği masrafların davacı taraf üzerine bırakılmasına, davacı taraf lehine de vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin kararın usul ve yasaya aykırılık içerdiğini, söz konusu kararın vekalet ücreti ve yargılama giderleri açısından bozularak bu giderlerin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin öncelikle husumet konusunda bir karar vermesi gerekirken davacı tarafın davasını doğru kişilere yönelttiği kanaatine vararak husumet itirazı konusunda bir karar vermeyerek davacının davasının kabulüne karar verdiğini, davacının ayrılmak istediği şirketin bir limited şirket olduğunu, davacının dava dilekçesiyle hem şirkete hem de diğer ortaklarına davayı yönelttiğini, müvekkili …’nun şirket ortağı olduğunu, davanın sadece şirkete yöneltilmesi yeterli olup diğer ortaklara husumet düşmeyeceğini, davacının ortaklığı devam ettirmesinin imkansız olduğuna dair iddiasını ispatlayacak dosyada tek bir delil sunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şirkette davacının bazı ortaklarla fikir ayrılığına düşmesinin ortaklığın çekilmez hale geldiğini göstermediği ve davacının iddialarını somut delillerle kanıtlayamadığı, davacının ortaklıktan çıkma talebinin yerinde olmadığı, şirketin uzun süre faaliyet göstermemesinin ve ortakların sermaye borçlarını ödememesinin davacıya ortaklıktan çıkma hakkı verdiği belirtilmiş ise de davanın yasal dayanağının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 638 inci maddesi olması karşısında mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığı, istinafa başvuran davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesi sonucunda, şirket ortaklığından çıkmaya izin davasının yalnız şirkete yöneltilmesi gerektiği, şirket ortaklarına yöneltilen davanın husumet yokluğu nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü ve 115 inci maddeleri gereğince usulden reddi gerektiği, davalı şirkete yönelik olarak açılan dava kanıtlanamadığından esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davalılar … ile Bademtürk Danışmanlık Medikal Ticaret Ltd. Şti. vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile; mahkemece verilen hükmün kaldırılmasına, davalılar …, …, … ve …’na yönelik olarak açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, Bademtürk Danışmanlık Medikal Ticaret Ltd. Şti.’ne yönelik olarak açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; şirketin tasfiye edildiğini, şirket tüzel kişiliğinin sona erdiğini, davalılardan Hasbi ve Cemaleddin’in 2019’da şirket ortaklığından çıktığını, hiçbir ortağın sermaye taahhüdünü yerine getirmediğini, işlemde bulunmadığını, ticari faaliyet amacının bulunmadığını, fikir ayrılığı olduğu hususunun ispatlandığını, husumet itirazının dikkate alınmadan aleyhine tam vekalet ücreti takdirinin de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirket ortaklığından çıkma talebinin haklı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6100 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.