Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/9021 E. 2023/3231 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9021
KARAR NO : 2023/3231
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1769 Esas, 2021/1501 Karar
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/520 E., 2021/270 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından müvekkilleri aleyhine Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/35313 E. sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, söz konusu takibin dayanağının davalı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi olduğunu, sözleşmede müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğundan bahisle müvekkillerine de takibin yöneltildiğini, ancak sözleşmede müvekkillerine atfen atılan imzaların sahte olduğunu, müvekkillerinin kredi sözleşmesinde imzalarının bulunmadığı gibi kredi sözleşmesi uyarınca borçlu da olmadıklarını, öte yandan asıl borçlu hakkında aciz vesikası alınmadan müvekkilleri aleyhine takip yapılmasının da yasal dayanağının bulunmadığını ileri sürerek Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/35313 E. sayılı takip dosyasında müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili bankanın Akçaabat Şubesi ile asıl borçlu … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca asıl borçluya kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek asıl borçlu ile birlikte davacı kefiller aleyhine icra takibine girişildiğini, dava ve takibin dayanağı kredi sözleşmesinde yer alan imzaların davacılara ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı banka ile dava dışı müşterisi … arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmede davacıların kefil sıfatıyla isimlerinin yer aldığı ve davacılar adına atılı imzaların bulunduğu, söz konusu kefalete ve eş rızasına ilişkin imzaların davacılara ait olmadığı, davalı banka tarafından dava konusu kefalet sözleşmelerine ilişkin kefil ve kefilin eş rızası beyanlarına dair imzalar alınırken basit bir kimlik kontrolü dahi yapılmadığı ve bankanın özen yükümlülüğünü ihlal ettiği, bankaların basiretli tacir gibi davranma yükümlülükleri ve güven kurumu olmaları nedeni ile hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları da dikkate alınarak asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Trabzon İcra Müdürlüğünün 2017/35313 E. sayılı takip dosyası kapsamında davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, rapora ilişkin itirazların giderilmediği gibi itirazları giderir mahiyette yeni rapor da alınmadığını, öte yandan müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin de isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece kaldırma kararı uyarınca işlem yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun somut olaya uygun taraf ve yargı denetimine açık ve Yargıtay uygulamalarıyla paralel olduğu, dayanak kredi sözleşmesinde davacılara atfen atılan imzaların davacıların eli ürünün olmadığının ispat edildiği, davalının kredi sözleşmesinde yer alan imzaların sıhhatini bilebilecek konumda olması nedeniyle icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğu kabul edilerek davalı aleyhine tazminata hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kefalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.