Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8999 E. 2023/3205 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8999
KARAR NO : 2023/3205
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1909 Esas, 2021/1185 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 14 Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/398 E., 2019/1475 K.

Taraflar arasındaki rekabet yasağına aykırı davranış nedeniyle cezai şart alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, davacı şirkette 02.01.2014-30.04.2015 tarihleri arasında “Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı” olarak çalıştığını, davalının yazılı talebi üzerine taraflar arasında akdedilen ikale sözleşmesi ile davalının çalışmasına son verilerek, davalıya işçilik haklarının çok üzerinde toplamda 222.000,00 TL ödemede bulunulduğunu, davalının davacı şirkette üst düzey yönetici olarak görev yaptığını, çalıştığı pozisyon itibariyle şirket sırlarına vakıf olması sebebiyle taraflar arasında 30.04.2015 tarihinde bir protokol akdedildiğini, protokole göre 190.000,00 TL değerinde bir senet düzenlendiğini, protokolde “Şayet … 30/04/2015 tarihinden itibaren 2 yıl müddetle Turizm Seyahat Acentesi alanında iştigal eden bir şirkette herhangi bir sıfatla çalışmazsa ve anılan şekilde çalışmadığına dair ilgili kayıtları ibraz eder ise senet ciro edilmeyecek ve kendisine iade edilecek, aksi takdirde senet icra takibine koyulacaktır” hususlarında anlaşmaya varıldığını, davalının işten ayrılmasından kısa bir süre sonra davacı şirket ile aynı konuda ve çok yakın bir mesafede faaliyet gösteren Mika Tur Seyahat Acenteliği ve Turizm A.Ş.’de üst düzey yönetici olarak göreve başladığını, bu durumun tespit edilmesi üzerine 22.02.2016 tarihli ihtarname ile rekabet etmeme taahhüdüne aykırı eylemlerine son vermesi gerektiğinin ihtar edildiğini, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/669 D. İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararına istinaden senedin İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2016/15060 E. sayılı dosyasından icra takibine konulduğunu, ancak davalı tarafından yapılan itiraz üzerine İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/562 E. sayılı dosyasından verilen 07.03.2017 tarih ve 2017/179 K. sayılı karar ile takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek 190.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 02.01.2014 tarihinde davacı şirkette çalışmaya başladığını, 30.04.2015 tarihinde davacı şirketteki işine son verildiğini, ikale sözleşmesi imzalanmasının iş akdinin davacı şirket tarafından feshedildiğinin göstergesi olduğunu, ikale sözleşmesinde müvekkili davalıya 4.641,05 TL kıdem tazminatı, 17.761,66 TL ihbar tazminatı, 2.533,00 TL izin ücreti, 197.654,29 TL işe iade tazminatı ücreti olmak üzere toplam 222.000,00 TL’den daha önce aldığı avans miktarı düşülerek 190.000,00 TL’nin ödenmesi konusunda anlaşıldığını, taraflar arasında imzalanmış kanuna uygun bir rekabet yasağı sözleşmesinin mevcut olmadığını, protokolde yer sınırlaması yapılmadığını, sınırlandırılan konunun tam olarak açıklanmadığını, davalının elinden senet ve istifa dilekçesinin maddi zorlama ile alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuna göre davalının 02.01.2014-30.04.2015 tarihleri arasında davacı şirkette çalıştığı, davacı şirketten 30.04.2015 tarihinde ayrılmasını müteakiben yaklaşık sekiz ay sonra aynı işkolunda faaliyet gösteren ve davacı ile rekabet halinde olduğunun kabulü gereken Tatilbudur Seyahat Acenteliği ve Turizm A.Ş.’de 28.12.2015 tarihinde işe başladığı, 24.06.2016 tarihinde rakip işyerinden de ayrıldığı, 02.01.2014 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinde, 02.01.2014 tarihli “Taahhütname&Muvafakatname” başlıklı belgede ve 30.04.2015 tarihli Protokolde yer alan rekabet yasağı düzenlemesi işin türü, süre ve yer konusunda sınırlandırılmadığından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 444 üncü ve 445 inci maddeleri ve yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca hukuken geçerli kabul olunmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının teknolojiden sorumlu genel müdür yardımcısı olarak müvekkili şirketin müşteri çevresi, satış strateji ve kanalları, fiyat, pazarlama politikaları gibi bilgilerine ulaşabilecek pozisyonda çalıştığı, bu bilgilerin davalı tarafından kullanılmasının müvekkili şirketin önemli bir zararına sebep olacağı, önemli zararın varlığı yönünden, somut bir zararın doğmuş olmasının gerekmediği, bir zarara düçar olma tehlikesinin varlığının yeterli olduğu, bilirkişi raporu ile davalının davacı şirketten ayrılmasından kısa bir süre sonra (8 ay sonra) davacı şirket ile aynı konuda (turizm seyahat acentası) ve davacı şirkete çok yakın bir mesafede (Ümraniye’de) faaliyet gösteren rakip şirkette işe başlamış olduğunun sabit olduğunu, rekabet yasağına ilişkin 30.04.2015 tarihli protokolde “Turizm Seyahat Acentası Alanında” şeklinde açıkça belirtilmek suretiyle işin türü yönünden açık ve sınırlı bir düzenleme yapıldığını, bu sebeple yerel mahkemenin protokolde işin türü bakımından sınırlandırma olmadığı yönündeki gerekçesinin açıkça hatalı olduğunu, yerel mahkemece 30.04.2015 tarihli protokole ilişkin olarak yer bakımından yapılan değerlendirmede ise sözleşme özgürlüğü ilkesi ve taraf iradelerini esas alan 6098 sayılı Kanun’un 445 inci maddesinin ikinci fıkrasının hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, protokolde yer bakımından bir düzenleme bulunmamasının, sözleşmenin tümden geçersizliğine sebebiyet vermediğini, davalının müvekkili şirkete çok yakın mesafede faaliyet gösteren rakip bir şirkette işe başlaması üzerine işbu davanın açıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ile davacı şirket arasında 02.01.2014 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 10 uncu maddesi, 02.01.2014 tarihli Taahhütname & Muvafakatname’nin 4.2 inci maddesi, 30.04.2015 tarihli Protokol’de rekabet etme yasağına ilişkin düzenlemeler bulunduğu, bu sözleşme uyarınca davalının davacı şirkette 02.01.2014-30.04.2015 tarihleri arasında “CTO-Teknoloji departmanına bağlı Genel Müdür Yardımcısı” olarak çalıştığı, davalının 30.04.2015 tarihinde şahsi sebeplerle işten ayrılmak istemesi üzerine tarafların anlaşarak ikale sözleşmesi akdettiği, sözleşme ile davalıya toplamda 222.000,00 TL ödeme yapılacağının düzenlendiği, taraflar arasında 30.04.2015 tarihinde akdedilen protokol ile 190.000,00 TL değerinde bir senet düzenlendiği, anılan protokolde “Şayet … 30.04.2015 tarihinden itibaren 2 yıl müddetle Turizm Seyahat Acentesi alanında iştigal eden bir şirkette herhangi bir sıfatla çalışmazsa ve anılan şekilde çalışmadığına dair ilgili kayıtları ibraz eder ise senet ciro edilmeyecek ve kendisine iade edilecek, aksi takdirde senet icra takibine koyulacaktır,” hususlarında anlaşmaya vardıkları, davalının işten ayrıldığı, davalının davacı …Ş.’den 30.04.2015 tarihinde ayrılmasını müteakiben yaklaşık sekiz ay sonra aynı işkolunda faaliyet gösteren Tatilbudur Seyahat Acenteliği ve Turizm A.Ş.’de (yeni unvan Mika Tur Seyahat Acenteliği ve Turizm A.Ş.) 28.12.2015 tarihinde işe başladığı, 24.06.2016 tarihinde rakip işyerinden ayrıldığı, davalının davacı şirketten istifa ile ayrılıp, kısa süre sonra aynı faaliyet alanında dava dışı şirkette çalışmaya başladığı gözetildiğinde, haksız rekabet yasağının ihlal edildiğinin kabulü gerektiği, taraflar arasında imzalanan 30.04.2015 tarihli protokoldeki cezai şart miktarının 190.000,00 TL olduğu, davalının davacı şirkette çalıştığı süre, ekonomik durumu, cezai şart miktarının fahiş olduğu da gözetilmek suretiyle tenkisi yapılarak davanın kısmen kabulüne 95.000,00 TL’nin 06.05.2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla da davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; davalının müvekkil şirkette üst düzey yönetici olarak çalıştığını, 30.04.2015 tarihinde aylık net 19.090,00 TL maaş ve yıllık iki maaş performans bonusu ile çalıştığı göz önünde bulundurulduğunda taraflarca belirlenen cezai şart tutarının fahiş olmadığını, davalı tarafından protokol ile kararlaştırılan 190.000,00 TL cezai şartın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında akdedilen ikale sözleşmesinde kıdem ve ihbar tazminatı ile davalıya işe iade tazminat ücreti ödenmesi hususunda anlaşma sağlandığını, bu hususun davalının istifa etmediğini, gerçekleştirilen tüm ödemeler uyarınca haksız şekilde davacı tarafından iş akdinin sonlandırıldığını alenen ortaya koyduğunu, bilirkişi raporu ile dosyada mübrez tüm belgelerde rekabet yasağı hükümlerinin geçerlilik şartlarının sağlanmadığının tespit edildiğini, davalının çalışma dönemi boyunca davacının ticari sırlarına ilişkin hiçbir bilgi ve belgeye sahip olmadığını, mahkemece hükmedilen cezai şartın fahiş olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan hizmet akti, taahhütname ve protokolde yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ihlali nedeniyle cezai şart istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Kanun’un 182 nci, 444 üncü ve 445 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.