Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8968 E. 2023/3050 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8968
KARAR NO : 2023/3050
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/569 Esas, 2021/1266 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/213 E., 2017/235 K.

Taraflar arasındaki markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dünya mutfaklarının geleneksel ve otantik restoranlarına ulaşmak için rehberlik yapan dünya çapında tanınmış bir şirket olduğunu, 2009 yılında başlattıkları proje ile deneyimlerini www.istanbuleats.com internet sitesinde yayınladıklarını, yazılarını İstanbul Eats, Exploring The Culinary Backstreets adlı kitaplarında okuyucuya sunduklarını, 2012 yılında davacı … kurduklarını, davacının 4503926 sayı ile kayıtlı 06.07.2012 başvuru tarihli ve davalı markasında yer alan 39. sınıftaki emtialarda dahil olmak üzere 9, 16, 39, 41, 43, 45. sınıflardaki emtiaları kapsayan ABD marka tescil belgesi ile 2012 99071 sayı ile kayıtlı ve 9, 16, 41 inci sınıftaki emtiayı kapsayan Türk marka tescil belgesinin bulunduğunu, davacının markanın gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğunu, davaya konu marka ile davacı markası arasında örnek, emtia listesi bakımından benzerlik olduğunu, iltibas riski olduğunu, markaların bütünsel konsept açısından aynı olduğunu, davalının markasının 39. sınıftaki hizmetleri kapsadığını ileri sürerek davalı adına 2013/98576 sayı ile tescilli “İstanbul Eats” markasının hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, markanın 3 üncü kişilere devrinin önlenmesini, teminatsız tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı adına tescilli markasının hükümsüzlüğünü talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, davalının markasının 39. sınıfta davacının markasının ise 9, 16, 41. sınıflarda tescilli olduğunu, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (556 sayılı KHK)’nin 42, 7 ve 8 inci maddelerine atıf yapıldığını, hükümsüzlüğe konu marka ile konu gösterilen markanın tescil edildiği sınıfların farklı mal ve hizmetleri kapsadığını, davacının ikrarları doğrultusunda belgesiz seyahat acenteliği faaliyetleri nedeniyle davacı şirket ve yetkilileri hakkında hukuki ve cezai başvuruların yapılacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının İstanbul Eats markasının, davalının marka tescil başvuru tarihinde tanınmış marka vasfında olduğunun tespit edilemediği, davalı kullanım veya tescilin marka sulandırma etkisinin tanınmış marka ekseninde yapılmasına yer olmadığı, buna karşın aynı sektörde yer alan rakibin yaygın kullanan konu markasının kısmen aynı ve kısmen benzer ürün ve hizmet sınıflarını kapsar şekilde tescil başvurusuna konu edilmesinin marka sulandırma etkisini taşıyabileceği, davalının İSTANBUL EATS markasını “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri (tarihi, turistik ve meşhur ofmuş yeme-içme yerlerine, lokantalara ve restaurantlara tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, kurye hizmetleri dahil), Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetlerinde” kullanması durumunda ortalama tüketicilerin bu hizmetlerin davacıdan geldiği yönünde bir algıya kapılabilecekleri, davalının marka tescil başvurusunun kapsamındaki diğer ürün/hizmetler bakımından ise bu yönde bir durumun oluşmasına yol açacak bir ilişkilendirme halinin veya bağlantının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tanınmışlığını sağlayan kitaplarında Türkiye basımında kitabın hiçbir yerinde “İSTANBUL EATS” ibaresinin geçmediğini, tüketicinin kitabı bu isimle değil Türkçe SEM, ARKA SOKAK LEZZETLERİ” ismiyle bilinmekte olduğunu, “ülkesellik prensibi” uyarınca ABD’de yapılmış olan tescilin Türkiye’de herhangi bir hükmü bulunmadığını, davacı şirketin ilgili markayı kesinlikle 39. mal ve hizmet sınıfı hizmetleri dâhilinde kullanmadığını, markaların tescilli sınıfları arasında bir benzerlik bulunmadığını, davacı markasının tanınmış marka da olmadığını, tüm nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yiyecek ve içecek emtiası ile bunların satımına, tanıtılmasına ilişkin sınıfların birbiriyle ilişkilendirilebilecek ürün/hizmetler olduğu, davacının marka tanınmışlığı üzerine yapılan incelemenin sadece kitap baz alınarak inceleme yapılmadığı tüm yayın ve deliller dikkate alınarak, web siteleri incelenerek sonuca ulaşıldığı, davacının tanınmışlığının marka ile sabit olduğu, davalının markası ile davacı markası olan “istanbul eats” markasının görsel ve anlamsal benzerlik ayniyet bulunduğu, dava ve itiraza konu markaların, görsel ve anlamsal açıdan iltibas ve ilişki kurma tehlikesi taşıdığının açık olduğunu, bilirkişi raporunda belirlenen mal ve hizmetler yönünden hizmet sınıflarının 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında benzer ve ilişkili olduğu, ancak reddine karar verilen markalar yönünden örtüşmediği, bilirkişi raporunda yapılan sınıfsal benzerlik karşılaştırmasının ve mahkemece yapılan karşılaştırmanın usul ve yasaya uygun bulunduğu, dolayısıyla mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının “İstanbul Eats” markası bakımından herhangi bir tanınmışlığından bahsedilemeyeceğini, davacının İstanbul Arka Sokak Lezzetleri isimli kitap ile bilinir olmaya başladığını, web sitesi tamamen ingilizce olup Türk toplumunda İngilizce dili bilen seviyesi de göz önüne alındığında yeterince tanınmadığını, kaldı ki davacının güncel kullanılan internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında da “İstanbul Eats” ibaresinin görünür hiçbir yerde bulunmadığını, 02.12.2016 tarihli ayrık bilirkişi raporunda da davacı adına 09,16 ve 42 nci sınıflarda tescilli “İstanbul Eats” markasının tanınmış marka olma özelliğini taşımadığını tespit edildiğini, tanınmışlık hali olmadığından 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası anlamında sulandırma halinin söz konusu olamayacağı, “İstanbul Eats” markasının taraflarca aynı hizmet sektörü için kullanılmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında açılan davalı markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı KHK’nın 42 nci maddesi ile 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.