Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8964 E. 2023/3132 K. 22.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8964
KARAR NO : 2023/3132
KARAR TARİHİ : 22.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/498 Esas, 2021/1184 Karar
HÜKÜM : Esastan ret, kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/57 E., 2017/154 K.

Taraflar arasındaki markanın hükümsüzlüğü ve sicilden ve ticaret unvanından terikini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin kurulduğu günden bugüne kadar “BİSSE TEKSTİL” unvanı ve “BİSSE” ibaresini ihtiva eden tescilli tanınmış markaları ile faaliyet gösterdiğini, “BİSSE” markasının ozel/00265 numarası ile tanınmış marka olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davacının ayrıca “www.bisse.com.tr”, “www.bisse.com”, “www.bisse.net” ve “www.shop.bisse.com” alan adlarını kullandığını, davacı ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının faaliyetlerinde “SİSSE” ibaresini marka olarak kullandığını, 2009/40650, 2010/84193, 2011/36033 tescil numaralı “SİSSE” esas unsurlu markaların davalı adına 25 ve 35 inci sınıflarda kötüniyetli olarak tescil edilmiş olduğunu, davacı firmanın nihai tüketici nezdindeki tanınmışlığından faydalanmak amacı ve haksız çıkar sağlamak amacı ile “SİSSE” markalarını kötü niyetli olarak tescil ettirmiş olduğunu, davacının “BİSSE” ibaresini tescilli marka olarak kullanmasının yanında tescilli ticaret unvanı olarak da 1994 yılından bu yana kullanmakta olduğunu, davacı ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının davacının “BİSSE” markaları ve ticaret unvanlarından ve markanın nihai tüketici nezdindeki tanınırlığından haberdar olduğunu, davalı markasının 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca işitsel, görsel, biçimsel, anlamsal olarak davacının markaları ile benzer olduğunu ileri sürerek davalının 2009/40650, 2010/84193, 2011/36033 tescil numaralı “SİSSE” esas unsurlu markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, ticaret unvanının ticaret sicilinden terkinine, davalıya ait “www.sisse.com.tr” isimli internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; taraf markalarının kavramsal ve fonetik açıdan farklı olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, tarafların faaliyet gösterdiği alanların farklı olduğunu, aynı mal ve hizmet sınıfında davalılar adına tescilli bulunan markaların daha önce tarihli olduğunu, davalıların 2009 yılından beri bu markaları kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya ait markaların esas unsurunun “BİSSE”, davalıya ait markaların esas unsurunun ise “SİSSE” olduğu, her iki markanın yalnızca ilk harflerinde farklılık mevcut olup, fonetik ve görsel olarak benzer oldukları, davacının markasının esas unsuru olan “BİSSE” ibaresinin, markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlerle ilgili tanımlayıcı veya nitelik veya kaynak belirtici bir özelliğinin bulunmaması nedeniyle ayırt ediciliğinin yüksek olduğu, her ne kadar davacı markasının tanınmış marka olduğu kanıtlanamamışsa da, hazır giyim sektöründe tanınırlığının ve bilinirliğinin yüksek olduğu, gerek markaların esas unsurları arasındaki benzerlik, gerekse tescilli oldukları mal ve hizmetlerin aynı olması nedeniyle halk nezdinde markaların karıştırılma ihtimali bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 52 nci maddesine göre, ticaret unvanının ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibinin, bu ticaret unvanının kullanılmasının yasaklanmasını ve sicilden silinmesini talep edebileceği, 05.07.1994 tarihinde ticaret siciline tescil edilen davacı şirketin belli bir tanınmışlık ve bilinirliğe ulaşmış olan ticaret unvanının ve markasının, 19.01.2012 tarihinde ticaret siciline tescil edilen davalı şirket tarafından yalnızca bir harfi değiştirilerek ticaret unvanı olarak tescil ettirilmesinin her iki şirketin faaliyet alanlarının ortak olması nedeniyle iyi niyetli olmadığı, davalının davacının bilinirliğinden yararlanmak amacıyla kötü niyetli olarak bu ticari unvanı seçtiği kanaatine varıldığı, davalının ticaret unvanında yer alan “SİSSE” ibaresinin de ticaret sicilinden terkini gerektiği, www.sisse.com.tr alan adının 08.11.2012 tarihinde davalı şirket adına tahsis edildiği ve 07.11.2015 tarihine kadar tahsisin devam edeceği, davalı şirketin ticaret siciline kayıtlı ticari unvanına uygun olan alan adını almasının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı … adına tescilli 2009/40650 numaralı “SİSSE+şekil”, 2010/84193 numaralı “SİSSE TEAM” ve 2011/36033 numaralı “SİSSE” markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalı Sisse Tekstil Promosyon San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret unvanından SİSSE ibaresinin terkinine, www.sisse.com.tr alan adına erişimin engellenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların kötü niyetli olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt sunulmadığını, davalının ilk marka başvurusunun 2009 yılında olmasına rağmen 2015 yılına değin davacı tarafça hiçbir girişimde bulunulmadığını, taraf markaları arasında karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, Mahkeme kararının hatalı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebepleriyle kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının adına tescilli bulunan BİSSE ibareli markaları ile davalının adına tescilli bulunan 2009/40650 numaralı “SİSSE+şekil”, 2010/84193 numaralı “SİSSE TEAM” ve 2011/36033 numaralı “SİSSE” ibareli markaların arasında 556 sayılı KHK’nin sekizinci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı, markaların hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı, davalı Sisse Tekstil Promosyon San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret unvanından SİSSE ibaresinin terkinine karar verilip verilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalılara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.