YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8929
KARAR NO : 2023/2713
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/691 Esas, 2021/896 Karar
HÜKÜM : Kabul-kısmen kabul
BİRLEŞEN DAVA : Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/723 E.
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak asıl davada davalı, birleşen davacı vekili ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 02.05.2023 günü hazır bulunan asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili Av. … ile asıl davada davalı birleşen davada davacı Av. ….. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında dört ayrı yer ile ilgili 4 adet bayilik sözleşmeleri imzalandığını, davalının sözleşme ile belirlenen sorumluluklarını keşide edilen ihtarnamelere rağmen yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkilinin haklı olarak sözleşmeleri feshettiğini iddia ederek davalının teminat olarak verilen çeki haksız tahsil etmesinden dolayı 100.000,00 TL, cari hesap bakiyesinden dolayı 11.659,00 TL olmak üzere toplam 111.659,00 TL alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; davalının sürelerinden önce ve haksız olarak bayilik sözleşmelerini feshettiğini, bu nedenle müvekkilinin davalıdan cezai şart ve yoksun kaldığı kârı talep etme hakkı olduğunu, ayrıca sözleşme süresince kullanılmak üzere ariyet olarak verilen malzemelerin iade edilmemesi ve istasyonlara uygulanan kurumsal kimlik bedelleri nedeniyle davalı bayinin müvekkili şirkete borcu bulunduğunu iddia ederek her bir kalem talep için 2.500,00 USD olmak üzere toplamda 7.500,00 USD’nin ödeme günündeki Merkez Bankası döviz efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılıklarının sözleşmelerin haksız fesih tarihlerinden itibaren dövize uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, keşide edilen ihtarnamelere rağmen sözleşmeden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmediğini, bedelini peşin aldığı akaryakıtın sevkiyatını düzenli yapmadığını, tapu sicil kayıtlarında ipoteğin/intifanın süresinde kaldırılmadığı gibi Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’nun şart koştuğu otomasyon sistemlerini geç kurduğunu, bu nedenlerle sözleşmeleri fesihte haklı olduklarını, davacı taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 23.01.2015 tarih, 2014/327 E. ve 2015/54 K. sayılı kararı ile; 23.09.2010 tarihli sözleşmelerin 08.09.2011 tarihinde bayi Güvenal firması tarafından tek taraflı feshinin haklı sebeplere dayandığının kanıtlanamadığı, bayinin asgari alım taahhütlerine uymadığı, bu nedenle akaryakıt dağıtım şirketi davalı-birleşen dosya davacısı Enerji Petrol’ün cezai şart talep edebileceği, yine istasyonlara yapılan yatırım bedellerinden sözleşmelerin kalan süresine göre yatırım bedeli iade talebinin de haklı olduğu teminat olarak verilen 100.000,00 TL çekin cezai şart alacağına mahsuben tahsil edilmesinin sözleşme ve kanun hükümlerine uygun bulunduğu, bayi Güvenal şirketinin cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağının Enerji Petrol’ün cezai şart alacağından mahsup edildiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
B.Bozma Kararı
Kapatılan 19 Hukuk Dairesinin 16.02.2016 tarih, 2015/7224 E. ve 2016/2440 K. sayılı ilamıyla taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, ihtarnameler ve dosya kapsamındaki delillerin hep birlikte değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.09.2021 tarih, 2018/691 E. ve 2021/896 K. sayılı kararı ile asıl dava yönünden; taraflar arasındaki bayilik ilişkisindeki güven hususunun zedelendiği, davacının peşin ödemeler yapmasına rağmen davalının aynı anda edimini ifa edemediği, yine dava dışı başka bayilerce de bu hususun davalıya ihtarla bildirildiği, davalının mal temini konusunda davacının taleplerini karşılayamadığı, bu haliyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde aynı anda ifa kuralı gereği davacının üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü yerine getirirken ayrıca Medeni Kanunda düzenlenen dürüstlük kuralı gereği davalının da mal temini ve teslimine dair edimini aynı anda ifa etmesi gerektiği, buna ilişkin teminlerde problem yaşadığı davacının sözleşmeyi feshinin haklı olduğu, ayrıca ticari ilişki neticesinde cari ilişkiden kaynaklı olarak alacaklı olduğu ve verilen çekin teminat amaçlı olarak verildiği sözleşmenin haklı olarak feshedilmesi ve son bulması nedeniyle davaya konu çek bedelinin de davacıya iade edilmesi gerektiği, birleşen dava yönünden; birleşen dosya davacısının sözleşmenin haksız olarak feshedildiği iddiasına itibar edilmemiş ve buna bağlı olarak cezai şart ve kâr mahrumiyeti talebinin yerinde olmadığı, ariyetler yönünden birleşen dosya davalısı tarafından her ne kadar davalı birleşen dosya davacısına teslim alınması yönünde ihtaratta bulunulmuşsa da davalı birleşen dosya davacısının uyuşmazlık konusu malları teslim almaması sadece temerrüde ve eşyanın yıpranmasına dair zararın tahsilinin önüne geçecek bir husus olduğu, ariyete konu eşyaların davacı birleşen dosya davalısı tarafından davalı birleşen dosya davacısına teslim edildiği hususu ispatlanmadığından sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği söz konusu eşyaların bedelinin davacı birleşen dosya davalısından tahsili gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı, birleşen davacı vekili ve birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Asıl dava yönünden; davacı tarafından peşin ödemeler yapıldıktan sonra hemen akaryakıt tesliminin yapıldığını, dört bayilik sözleşmesi için ayrı ayrı fesih bildiriminin ve gerekçesinin bulunması gerektiğini, davacının fesih iradesindeki gerekçeler ile bağlı olduğunu, peşin ödeme yapılmadığı sürece yakıt telimi yapılmadığını, aksini davacının ispat etmesi gerektiğini, alınan bilirkişi raporunun da hatalı tespitler içerdiğini, ariyet alacağının olduğu belirlendiğine göre çekin tahsilinin de uygun olduğunu, müvekkilinin mal tedarikinde sorun yaşamadığını, davacının sözleşmeyi tek taraflı, süresinden önce haksız şekilde feshettiğini, birleşen dava yönünden; kâr mahrumiyetine ilişkin 6 ay sınırlama ile yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, sözleşmede cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edileceğinin hüküm altına alındığını, belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Birleşen davada davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; birleşen davada davacı tarafından talep edilen ariyetlere ilişkin olarak dava tarihinden önce davacıya teslim almaları için ihtarname gönderildiğini, davacının malzemeleri almayı tercih etmediğinin kabul edilmesi gerektiğini, aradan geçen zaman dikkate alındığında malzemelerin ekonomik ömürlerini tamamladıklarını, değerinin hükmedilen miktar kadar olamayacağını belirterek birleşen dava yönünden kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl davada uyuşmazlık, bayilik sözleşmelerinin feshi nedeniyle haksız şekilde paraya çevrildiği iddia olunan teminat çek bedeli ile teslim edilmediği ileri sürülen akaryakıt için ödenen bedellerin tahsili, birleşen dava uyuşmazlık, bayilik sözleşmelerinin sürelerinden önce bayi tarafından haksız surette feshedildiği iddiasıyla cezai şart, kar mahrumiyeti, ariyet olarak verilen malzeme bedelleri ve kurumsal kimlik uygulamalarından doğan alacakların tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 26 ncı maddesi
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin her bir yandan alınarak yek diğerine verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl davada davacı-birleşen davada davalıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacıya yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.