Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8903 E. 2023/2999 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8903
KARAR NO : 2023/2999
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1781 Esas, 2021/1117 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/171 E., 2019/415 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2015/76875 sayılı “CASUAL VINTAGE FOSSİL SINCE 2001-EUROPE BRAND” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun resmi markalar bülteninde yayınlandığını, davalı şirketin 2008/42649, 128408, 2013/23245, 2013/99301, 2014/39049, 2005/27498, 2013/23247, 2015/77553, 2008/42650, 2015/70113, 2014/39051, 2013/99298, 2015/100121, 2015/101463, 2015/101494, 2015/86378 sayılı ve “fossil”, “fossil”, “fossil”, “fossil”, “fossil”, “fossil”, “authentic fossil”, “fossil”, “fossil authentic şekil”, “fossil q”, “fossil şekil”, “fossil şekil”, “fossil”, “authentic fossil şekil”, “fossil est. usa şekil”, “issue no fossil 1954 şekil” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez 2018-M-1608 sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin marka başvurusuna dayanak ve müktesep hak teşkil eden “FOSSİL” markasını 2001/16567 sayılı 20.08.2001 müracaat/koruma tarihli, 11.03.2004 onay tarihinde 18, 25, 35 inci sınıf emtiada tescil ettirdiğini, müvekkili şirket ve/veya lisansiyesi tarafından davaya konu “casual vintage fossil since 2001 europe brand şekil” marka başvurusuna müktesep hak teşkil eden FOSSİL markasının kullanıldığını, davalı firma adına 18’inci sınıflarda kayıtlı “FOSSİL” ibareli herhangi bir markanın bulunmadığını, davaya konu “casual vintage fossil since 2001 europe brand şekil” marka başvurusunun, 2001-16567 marka nolu 20.08.2001 müracaat/koruma tarihli hali hazırda hukuki himayesi devam eden 18,25 ve 35 inci sınıflarda müvekkil davacı firma adına kayıtlı “FOSSİL” markasının tanınmış olduğu müktesep hakka dayanılarak yapıldığını, her ne kadar davalı firma tarafından, müvekkili firma adına 18, 25 ve 35 inci sınıflarda tescilli olan ve hukuki himayesi devam eden işbu 2001/16567 sayılı “FOSSİL” ibareli markanın iptali için müvekkili davacı firma aleyhine İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde “kullanmama nedeniyle hükümsüzlük davası” ikâme edilmişse de İzmir Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/101 E., 2017/85 K. sayılı (2015/24 E., 2015/111 K.) ilâmı neticesinde 18 inci ve 35 inci sınıf yönünden reddedildiğini, ancak 25’inci sınıf yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, FOSSİL markasının 18 ve 35 inci sınıflar yönünden halihazırda müvekkili firma adına tescilli olduğunu, 2001/16567 sayılı “FOSSİL” markası sebebiyle müvekkilinin müktesep hak sahibi olup, bu davaya konu iptali istenilen YİDK kararı kapsamındaki “casual vintage fossil since 2001 europe brand” marka başvurusunun 2001 yılından bu yana müvekkili adına tescilli “FOSSİL” markası ile aynı sınıflarda olmak üzere seri marka niteliğinde yapılmış bir başvuru olduğunu, müvekkili tarafından yapılan tescil müracatında bulunan marka ile davalı firmanın markaya itirazda mesnet tuttuğu markaların görsel ve işitsel olarak farklı olduklarını, davalı firma adına 18 inci sınıflara kayıtlı “casual vintage fossil since 2001 europe brand şekil” ve “FOSSİL” ibareli herhangi bir markanın bulunmadığını, ayrıca davalı firmanın belirtili sınıflarda yer alan ürünlere ilişkin herhangi bir kullanımının da olmadığını, davalı şirketin iddia ettiğinin aksine müvekkili şirketin uzun yıllara dayanan çalışması neticesinde markayı maruf hale getirmesinden davalı şirketin istifade ettiğini, davalının “FOSSIL” ibareli markasının ise ilk tescilinden bugüne değin sadece 14 üncü sınıfta tescilli olup, davalının Türkiye’de sadece kol saati ile iştigal ettiğini, bunun dışında Türkiye’de başkaca bir ticari faaliyetinin ve satışının bulunmadığını, YİDK tarafından somut delillerle ispat edilemeyen “tescilin ya da marka başvurusunun kötü niyet dahilinde yapıldığı” iddiasına itibar edilerek karar tesisi yoluna gidilmesinin hukuken kabul edilebilir nitelikte olmadığını ileri sürerek Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) YDİK 2018-M-1608 sayılı kararının iptaline, 2015/76875 başvuru numaralı “CASUAL VINTAGE FOSSİL SINCE 2001-EUROPE BRAND” markasının tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında uzun yıllara dayalı bir husumetin bulunduğunu, müvekkili şirketin dünyaca tanınmış, ülkemizde de aktif olarak 1996 yılından beri kullanılan “FOSSIL” ve türevi markaların gerçek sahibi olduğunu, müvekkili şirketin 128408 tescil nolu “FOSSIL” ibareli ilk marka tescilini 14 üncü sınıf kapsamında gerek huzurdaki davaya konu marka tescil başvurusundan gerekse davacının önceye dayalı kazanılmış hak iddiasında bulunduğu “FOSSIL” ibareli kelime marka tescil ve başvurularından çok daha önce 01.04.1991 tarihinde gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin harcadığı emek ve sermaye sonucu tanınmış olan “FOSSIL” ve türevi markaların ve türevi markaları taşıyan başta saatler olmak üzere, çantalar, kemerler, deri ürünler, giyim eşyaları, aksesuarlar ve benzeri ürünlerin uzun yıllardır hem ülkemizde, hem de yurt dışında yoğun ilgi görmekte olduğunu, müvekkili Şirketin “FOSSIL” markasının ülkemizde 18, 25 ve 35 inci sınıflarda 2001 yılında tescilli olmamasından yararlanıp, kötü niyetli olarak kazanılmış hak iddiasında bulunduğu 2001/16567 tescil nolu ve “FOSSİL” kelime markasını kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin, Türk tüketicilerden başta deri ürünler olmak üzere yoğun ilgi görmesine rağmen 2001/16567 tescil nolu ve “FOSSİL” ibareli marka tescili nedeniyle ülkemizde 18, 25 ve 35 inci sınıflarda faaliyet gösterememekte olduğundan bahsi geçen marka aleyhine “kullanmama nedeniyle hükümsüzlük” davası ikame ettiğini ve bu davanın sonucunda davacı şirketin markasının kısmen hükümsüzlüğüne karar verildiğini, Yargıtay bozma kararı sonucunda 2001/16567 tescil nolu “FOSSİL” ibareli markanın kullanılamaması nedeniyle 25 inci sınıf ve 18 inci sınıfta ise 18.2 alt sınıf dışında kalan mallar yönünden hükümsüzlüğüne karar verildiğini, ilgili kararın 20.07.2017 tarihinde kesinleştiğini, bahsi geçen dava sürecinde, müvekkilinin davacı ile uzlaşma yollarını aradığını, ancak davacının bu konuda uzlaşmacı davranmadığını, bilakis marka tescilinin müvekkiline devri için astronomik rakamlar talep ettiğini, bununla da yetinmeyen davacının, müvekkili şirketin ve tanınmış “FOSSIL” markasının itibarından yararlanmak, markasının hükümsüzlüğüne dair muhtemel Yargı kararlarının önüne geçmek için müvekkili şirketin markasının kullanım şekline ve stilizasyonuna yaklaşayan huzurdaki davaya konu 2015/76875 nolu marka tescil başurusu dahil birçok sınıfta “FOSSIL” ibaresini içerir marka tescil başvurularında bulunduğunu, davacının amacının müvekkil şirketin tanınmış markalarının itibarından yararlanmak ve haksız kazanç elde etmek olduğunu, davacının önceye dayalı hak iddiasında bulunduğu markalar aleyhine derdest hükümsüzlük davasının mevcut olduğunu, dava konusu markanın şekli unsurunun müvekkili şirketin kendisinin fikri yaratımı sonucu doğmuş logosundan ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu başvurunun “CASUAL VINTAGE FOSSİL SINCE 2001-EUROPE BRAND” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 18 inci sınıftaki “İşlenmiş veya işlenmemiş deriler ve postlar, yapay deriler, köseleler, astarlık deriler. Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler. Şemsiyeler, güneş şemsiyeleri, güneşlikler, bastonlar. Kırbaçlar, koşum takımları, eyerler, üzengi ve eyer kayışları.” emtiasının bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise “fossil”, “fossil”, “fossil”, “fossil”, “fossil”, “fossil”, “authentic fossil”, “fossil”, “fossil authentic şekil”, “fossil q”, “fossil şekil”, “fossil şekil”, “fossil”, “authentic fossil şekil”, “fossil est. usa şekil”, “issue no fossil 1954 şekil” ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 03, 04, 09, 10, 14, 18, 25, 35, 42 inci sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki davacının dava konusu başvurusu 18 inci sınıf emtiada yer alan: “Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar, cüzdanlar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtar muhafazaları, bavullar, valizler.” malları ile davalı muretize ait markaların tescilli oldukları 25 inci sınıfta yer alan: “Baş giysileri; şapkalar” emtialarının birbiri ile ilişkili oldukları; belirtilen mal ve hizmetlerin birbirini tamamlayıcı mahiyette oldukları ve bu suretle birbiriyleri ile benzerlik teşkil edebilecekleri, taraf markaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, her ikisinde de esas unsurun “fossil” ibaresinden oluşması, her iki markada da şekli unsurlarının birbirine oldukça yakınlaşması nedeniyle taraf markalarında ortalama tüketici gözünden görsel açıdan benzerlik teşkil edebileceği, işitsel benzerliğin de bulunduğu, kavramsal açıdan da ortalama tüketici nezdinde karıştırılma tehlikesinin olduğu, her ne kadar davalının markalarının “saatler” emtiasında belirli bir tanınmışlık düzeyine ulaştığı görülmüşse de söz konusu tanınmışlığın dava konusu markanın mal ve hizmet sınıflarında yer alan 18 inci sınıfa sirayet ettiğini gösterir yeterli delilin dosyada bulunmadığı, dosya içeriğinde bulunan bilgi ve belgelerden, tarafların uzun yıllardır husumet içerisinde bulunuyor olması; bununla birlikte, davacının dava konusu başvurusunun müktesep hak iddiasında bulunduğu markanın bir türevi değil, davalı muterizin önceki tarihli marka kullanımlarıyla iltibas tehlikesine sebebiyet verebilecek derecede benzer marka başvurusunda bulunmasının kötü niyet teşkil edebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu markaya müktesep hak teşkil eden 2001/16567 sayılı markasının görmezden gelindiğini, davalının 18 inci sınıfta bir tescilinin olmadığını, 18 inci sınıf ile 25 inci sınıf arasında irtibat kurulmasının yerinde olmadığını, marka başvurusunun kötü niyetli bulunmadığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davalının markasının tanınmış marka kabul edilemeyeceğini, ibarenin herkesin kullanımına açık bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusu kapsamında bulunan 18. sınıf emtia ile davalı şirkete ait markaların tescilli oldukları 25. sınıfta yer alan: “Baş giysileri; şapkalar” emtiasının birbiri ile ilişkili oldukları, birbirini tamamlayıcı mahiyette oldukları için benzerlik teşkil edeceği, taraf markalarının ikisinde de esas unsurun “fossil” ibaresinden oluşması nedeniyle görsel, işitsel ve kavramsal benzerliğin olduğu, diğer taraftan tarafların uzun yıllardır husumet içerisinde bulunuyor olması ile birlikte, davacının başvuru konusu markasının davalının marka kullanımlarına yaklaşması nedeni ile kazanılmış hak oluşturmayacağı, diğer yandan da davacının dava konusu başvurusunun müktesep hak iddiasında bulunduğu markanın bir türevi değil, davalının önceki tarihli marka kullanımlarıyla iltibas tehlikesine sebebiyet verebilecek derecede benzer marka başvurusunda bulunmasının kötü niyet oluşturduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu YİDK kararının isabetli olup olmadığı ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aynı maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları ile 35’inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.