Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8876 E. 2023/2885 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8876
KARAR NO : 2023/2885
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/526 Esas, 2021/861 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/150 E., 2018/115 K.

Taraflar arasındaki marka hakkına tecavüzün durdurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilin eğitim sektöründe faal bilinen bir firma olduğunu, “Ege Özel”, “Özel Ege” esas unsurunu içeren 2004’den beri tescilli bir çok markası bulunduğunu, marka üzerinde elde etmiş olduğu itibarın haksız kullanıldığını, davalı tarafından “Özel Ege” markası ile birtakım eklerin birlikte kullanıldığını, bu kullanımın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olması nedeniyle, öncelikle tedbiren durdurulmasını ve esasen men ve giderme, toplatma ve ilan kararı verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin özel eğitim kurumu olup, “Ege Atabey Özel Eğitim Kurumları” markasını 2016/63689 no ile 05.08.2016’dan beri tescillediğini, piyasada da bu şekilde bilindiğini, kullanımına ilişkin örneklerini sunduklarını belirterek, haksız davanın ve tedbirin reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının kullanımının logonun altında “Ege” ibaresini içerdiği, baskın ve dikkat çekici olan esas unsur “ATABEY” ibaresi olduğu, davacının markasının “şekil + Ege Özel Ege Lisesi” ve diğer okulların sıfatıyla devam eden markalar olduğu, markalarda “Ege” unsuru, diğer unsurlara göre logonun merkezinde yer aldığından vurgulandığı, ancak, “Ege” ibaresi bilindiği gibi coğrafi yer tanımı olduğu, ayırt ediciliğin güç olduğu, mal ve hizmetin niteliği yanında yer bildiren bir yan unsur olduğu, davacının “Ege Lisesi”, “Ege Koleji”, “Ege Okulları” gibi kullanımları kanıtlandığı, üçüncü kişilerin “Ege Lisesi” veya “Ege Koleji” gibi kullanımlarının karıştırmaya neden olacağı, davalının kullanımı bu mahiyette olmadığı, ortalama tüketicinin bilinçli seçim yapacağı, davalının “ATABEY” ibaresini öne çıkaran marka kullanımına ilişkin eylemi hukuki zeminde olduğu, benzer bir incelemede davacı …Ş.’nin ihlal iddiasının reddine ilişkin karar onandığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin dava dilekçesinde bahsi geçen markalarını 41 numaralı mal ve hizmet sınıflarında tescil ettirdiğini, 41 numaralı hizmet sınıfı; eğitim ve öğretim hizmetleri (orta, lise, kolej, dersaneler) kurs hizmetleri, sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme hizmetleri de dahil birçok kültürel hizmetleri kapsadığını, müvekkil şirket adına tescil edilen markalardan “ege özel ege lisesi 1988 şekil” ibareli markası 27.12.2004 tarihinde ilk defa tescil edildiğini; 27.12.2014 tarihinden itibaren on yıl müddetle yenilendiğini, diğer markaların ise 12.06.2008 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edildiğini, dolayısıyla söz konusu markalarda ortak olarak yer alan “özel ege” ibaresinin tüm fikri ve sınai mülkiyet haklarının tek ve gerçek sahibi, müvekkil şirket olduğunu, davalının tescille ilgili belgesini 05.08.2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle adına tescil edildiği anlaşıldığını, müvekkil markalarının tescilinden çok sonra olduğunu, davalının kullandığı adların müvekkilin marka hakkına tecavüz ettiğini, markaların belirleyici unsurunun bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi “EGE “ibaresi olduğunu, marka ve logo tasarımın ise markanın özgünlüğünü ve ayırd edici niteliğini güçlendiren unsurlar olduğunu, davacı şirketin markalarında yer alan “İlköğretim okulu”, “anaokulu “, ”anasınıfı”, “fen lisesi”, “Anadolu lisesi“ ve “özel“ , “lise “, “kolej” gibi ibareler hizmetin cinsini ifade eden kelimeler olduğunu, 1988 ibaresi ise işletmenin kuruluş tarihini belirtmekte olduğunu, diğer kelimelerden daha küçük yazıldığından markanın asli unsurları olmayıp; davacı şirketin markalarının diğer markalardan ayırt edilmesini sağlayan asli unsur “EGE” kelimesi olduğunu, bu kelime marka işlevini yerine getiren unsur olduğunu, “Ege” ibaresi her ne kadar bölge adı gibi gözükse de davacı müvekkil uzun zamandır ve kesintisiz olarak kullandığından bölgede işletmenin hizmetlerini diğer işletmelerin hizmetlerinden ayırt etmek için kullanılan bir işaret olduğunun anlaşıldığını, davalının kullanmakta olduğu adlar ile müvekkile ait markalar; arasında iltibas olasılığı bulunduğunu, ancak bir olayda iltibasın olup olmadığı, markaların görünüm veya fonetik veya zihinde bıraktıkları etki itibariyle benzerlik bulunup bulunmadığının tespit edildiğini, tüketiciler nezdinde, davalıya ait eğitim kurumlarının da müvekkile ait olduğu (ya da tam tersi) yönde bir zan uyandırılması ihtimali oldukça yüksek olduğunu, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılması için yeterli bir ölçü olarak kabul edildiğini, markanın güçlü bir ayırt edici karaktere sahip olması halini kesin şartlara bağlamanın (örneğin, halkın markayı tanıması oranını kesin yüzdelerle ifade etmek gibi) mümkün olmadığını, bu konu ile ilgili olarak benzer bir emsal karar dosyaya ibraz ettiklerini, müvekkil adına tescilli olan markalar ve aynı şekilde diğer işletmeler adına tescilli olan markalar ile ilgili bilgiler ve araştırma Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) internet sitesinden rahatlıkla yapılabileceğini, müvekkilin markası tanınmışlık düzeyinde olup, tanınmışlık düzeyi nedeni ile haksız bir yararın sağlanabilmesi, markanın itibarına zarar verilebilmesi veya markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabilmesi ihtimali de yüksek olduğunu, dosyadaki bilirkişi raporunda bu konuda soyut bir şekilde hiçbir dayanağı olmadan yapılan tespitlerin kabulü mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı il dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan raporun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına göre kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davacının tanınmış marka iddiasını dosyadaki delillere göre de ispat edemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, marka hakkına tecavüzün durdurulması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.