Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8865 E. 2023/3136 K. 22.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8865
KARAR NO : 2023/3136
KARAR TARİHİ : 22.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1545 Esas, 2021/1377 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/269 E., 2021/234 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı Azak Otelcilik Sey..Ltd. Şti.’ne otel işletim programı satışından kaynaklanan 30.12.2013 tarihli 3.000,00 euro bedelli 01.09.2014 tarihli 14.192,60 euro bedelli iki adet fatura kestiğini, fatura bedellerinin süresinde ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, borçlunun Merkezefendi Mah. 2945 Ada 18 Parselde kayıtlı taşınmazına borç tutarı kadar haciz konulduğunu, haczedilen taşınmazın Bakırköy 18. İcra Dairesinin 2017/100 E. sayılı dosyası ile cebri satış işlemleri devam ederken 13.12.2018 tarihinde davalı Makel’e haricen satış işlemi yapıldığını, davalı Makel Elektrik taşınmazı üzerinde var olan hacizler ile yükümlü olarak satın aldığını, davalı Maktur şirketinin ise söz konusu taşınmazda işletmeci olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 202 nci maddesi uyarınca borçlu Azak Otelcilik’in davacıya karşı olan İzmir 26. İcra Dairesinin 2014/15000 E. sayılı dosya borcundan dolayı müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek davalıların İzmir 26. İcra Dairesinin 2014/15000 takip sayılı dosyasına konu 17.192,60 euro borçtan dolayı dosya borçlusu Azak Otelcilik ile birlikte müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti ile 17.192,60 euro alacağın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, ticari işletmenin, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebileceği ve diğer hukuki işlemlere konu olabileceği, bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.” hükmü ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava dışı Azakoğlu Elektrik şirketinin davaya konu taşınmazda 1/2 paydaş bulunduğu, taşınmazın tapu kayıtlarından niteliğinin arsa olduğu,ancak kıymet takdir raporundan otel bulunduğunun anlaşıldığı, 1/2 hisse üzerinde dava dışı Denizbank’ın 1 nci derecede 18.06.2013 tarihli ipotek hakkını davalı Makel Elektrik şirketine alacağın temliki suretiyle devrettiği, davalı Makel’in ipoteğinin paraya çevrilmesi suretiyle icra takibi yaptığı, ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin icra takibi devam ederken davalı Makel tarafından taşınmazın 1/2 hissesinin haricen satın alındığı, otele ait menkullerin Maktur Makel Şirketince kullanıldığı, davalı tarafın taşınmazı tapuda devralmasının 6098 sayılı Kanun’un 202 nci maddesi kapsamında işletmenin devri niteliğinde olmadığı,davacının alacağından davalıların müteselsilen sorumlu tutulması talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılardan Makel…AŞ’nin , borçlu Azak Otelcilik..Ltd. Şti.’ne ait malvarlığını hacizle yükümlü olarak satın aldığını, bu hususun dava dosyası içeriği ile de sabit olduğunu, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2013/16270 E. sayılı kararında 6098 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesi gereğince işyeri devri için bir işletmenin veya malvarlığının tümünün devredilmesinin şart olmadığını, işletmenin önemli bir malvarlığının devrinin de işyeri devri niteliğinde olduğunu, borçlu tarafından borcun doğumundan sonra şantiye sahasında bulunan 700.000,00 TL bedelli tünel kalıp malzemelerine ilişkin mal satışı, işletmenin önemli kısmının devri niteliğinde olduğundan malları devir alan üçüncü kişinin, 6098 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesi gereğince devir aldığı işletmenin borçlarından sorumlu olacağından bu devrin, alacaklının haklarını etkilemeyeceğinin belirtildiğini malvarlığı devrinin işin esaslı bir kısmının devrini oluşturması halinde söz konusu malvarlığı devrinin ticari işletme devri olarak kabul edileceğini, rızai alım satım akdi ile satışı yapılan taşınmazın borçlu şirketin işinin esaslı bir kısmını oluşturup oluşturmadığının, başka bir deyişle satışa konu taşınmazın kullanım amacının yalnız başına bir iş kolu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyaceğinin şirket faaliyetinin devamının sağlamaya yeterli olup olmadığı, devir sonrasında devredenin bahsi geçen iş kolundaki faaliyetlerini yerine getirme kapasitesinin önemli ölçüde azalıp azalmadığı değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesinin yasaya ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla somut olayda, davacının taşınmazda bulunan otel işletmesinin dava dışı borçludan devir alındığı, 6098 sayılı Kanun’un 202 nci maddesi gereği borçlunun işletmesini devir ettiği ileri sürülerek davalıların borçtan sorumlu tutulmasını talep edildiği, davalıların ise yeni bir otel işletmesi kurduklarını savunduğu, davacı tarafından bu devirlerin üçüncü şahıs alacaklıları zararlandırma amaçlı olduğu da ileri sürülmediği, kredi borçlusu Azaklıoğlu Elektrik ..A.Ş. nin Denizbank A.Ş’ ye olan kredi borcunun davalı Makel tarafından ödenerek alacak ve ipotek hakkının temlik alındığı, davalı Maktur şirketinin 2018 yılında kurulan diğer davalının grup şirketi olduğu, taşınmazın üzerinde bulunan ipotek hakkının cebricra yoluyla paraya çevrilmemesi işletme konusunun yine otelcilik olması menkullerin cebri icra yoluyla satın alınmış olması hususlarından hareketle işletme devrinin gerçekleştiği sonucuna varılamadığı, taşınmaz üzerindeki hacizlere bakıldığında anlatılan süreçte taşınmaz üzerinde yüklü miktarlarda hacizler bulunduğu da görüldüğü, otelin bulunduğu taşınmazın borçlu ve borçlu yanında üçüncü şahıslardan devir alındığı, menkullerin de ipotek takibinden 3 yıl evvel başlatılan kambiyoya dayalı takipte cebri icra yoluyla 2015 yılında satın alındığı, zaman içerisinde üçüncü şahısların da dahil olduğu bir şekilde parça parça satış yoluyla davalı Makel’in mülkiyetine geçtiği anlaşılan menkul ve gayrımenkuller nedeniyle işletme devrinin değil, satış ilişkisinin mevcut olduğu sonucuna varıldığı, İlk Derece Mahkemesince davacı tarafın başlattığı icra takibinden davalıların müteselsilen sorumlu tutulması talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince davaya konu olayda işletmenin devri değil, satış ilişkisi bulunduğu kanaatiyle davanın reddine karar verilmişse de; dava dilekçesinde açıklandığı üzere, davalılardan Makel Elektrik Malzemeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., takip borçlusu Azak Otelcilik Seyahat Tur. San ve Tic Ltd Şti’ye ait malvarlığını hacizle yükümlü olarak satın aldığını, Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar Yargıtay’ın yerleşik kararlarına aykırılık teşkil ettiğini, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/16270 E.- 2014/14177 K. 04.07.2014 Tarih, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/11113 E.- 2014/2087 K. 18.02.2014 Tarih, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/5030 E.- 2011/594 K. 31.01.2011 tarihli kararlarında malvarlığı devrinin “işin esaslı bir kısmının devri” niteliğinde olması halinde bu devir ticari işletme devri olarak kabul edilmesi gerektiğinin benimsendiğini, devre konu varlıkların yalnız başına bir iş kolu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, gerekçeli kararda da açıklandığı üzere davaya konu olayda davalı Makel Elektrik Malzemeleri Sanayi ve Tic. A.Ş., önce borçlu şirketin ipotek alacaklısı olan Denizbank’tan ipotek hakkını alacağın temliki suretiyle devraldığını, daha bu aşamada bile davalı şirketin takip borçlusu şirketin işletmesini devir alma iradesinin son derece açık olduğunu, davalının önce ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile satış işlemlerine başladığını ancak satış aşamasında üçüncü kişilerin ihaleye girmek suretiyle taşınmazı satın almasının önüne geçebilmek amacı ile cebri satış işlemlerinden vazgeçerek rızai alım satım akti ile taşınmazı hacizlerle yükümlü olarak satın aldığını ve hacizlerin fekkini talep ettiğini, davalının en başından beri ortaya koyduğu irade, borçlu şirkete ait otel işletmesinin devir alınmasına yönelik olduğunu, bu iradenin ipoteğin devir alınması ile gizlenmiş olmasının gerçek iradeyi değiştirmediğini, devir alınan mal varlığının işbu dava açıldıktan sonra işletme adının değiştirilmiş olması ve/veya marka ve patent hakkına ilişkin devir işlemlerinin yapılmamış olması işlemi mal varlığının devri olmaktan çıkartmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay kararlarında belirlendiği üzere rızai alım satım akdi ile satışı yapılan taşınmazın borçlu şirketin işinin esaslı bir kısmını oluşturup oluşturmadığı, başka bir deyişle satışa konu taşınmazın kullanım amacının yalnız başına bir iş kolu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, şirket faaliyetinin devamını sağlamaya yeterli/elverişli olup olmadığı, devir sonrasında devredenin bahsi geçen iş kolundaki

faaliyetlerini yerine getirme kapasitesinin önemli ölçüde azalıp azalmadığı hususları değerlendirilmeden verilen ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunarak istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmesinin usule, yasaya ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu ileri sürerek
Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının hakkında icra takibi başlattığı dava dışı borçlusu şirket adına kayıtlı otelin üzerine haciz şerhi işlendiği, otelin haciz yüküyle davalı Makel tarafından satın alındığı, davalı Maktur’un da söz konusu oteli işlettiği, takip dosyasından davalıların da sorumlu olduklarını ileri sürerek sorumluluklarının tespiti ile takip borcunun davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.