Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8852 E. 2023/2884 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8852
KARAR NO : 2023/2884
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI :2019/1460 Esas,2021/1138 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2016/962 E., 2018/615 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı borçlu şirket arasında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının borçlu şirketin ortağı ve yöneticisi olduğunu, sözleşmede müteselsil kefil olarak yer aldığını, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine hesapların kat edilerek ihtarnamesinin keşide edildiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle takibe geçildiğini, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptalini, takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, borçlu şirketin 23.07.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ilgili kamu birimlerine bedelsiz olarak devir edildiğini, alacaklı bankanın uhdesinde borcu karşılamaya yeter miktarda mevduatı bulunduğu halde devletin tasarrufu neticesinde borcunu ödeyemediğini, malvarlığının tasfiyesinin yapılamadığını, 28.12.2016 tarihinde Ankara 3. İdare Mahkemesinde 2016/5566 E. sayılı dosya ile borçlu şirketin Hazine’ye de devrine karşı Mili Eğitim Bakanlığı’na dava açıldığını, bu davanın bekletici mesele sayılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı banka ile dava dışı kapatılan şirket arasında 2 ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, imzalanan bu sözleşmelerde davalının müteselsil kefil olarak imzasının yer aldığı, davacı bankaca kapatılan şirkete kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kât edildiği, kât ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsiline yönelik takip yapıldığı, takip tarihi itibariyle davalının davacı bankaya 441.674,14 TL asıl alacak, 31.450,04 TL işlemiş temerrüt faizi, 1.425,31 TL BSMV olmak üzere toplam 474.549,49 TL borcu bulunduğu, dava dışı borçlu şirket ile davalı müteselsil kefilin bilirkişi tarafından hesaplanan borç tutarının, davaya konu icra takibine konu alacak tutarından fazla olduğu, dava dışı borçlu şirketin 667 sayılı KHK ile kapatılmış olmasının, şirket ortağı ve müteselsil kefil olan davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, hakkında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 586 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca icra takibi yapılabileceği, dava dışı borçlu şirket ile davalı müteselsil kefilin bilirkişi tarafından hesaplanan borç tutarının, davaya konu icra takibine konu alacak tutarından fazla olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin aynı koşullarda devamına, alacağın %20’si olan 92.252,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu şirketin 23.07.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 667 sayılı KHK ile ilgili kamu birimlerine bedelsiz olarak devir edildiğini, alacaklı bankanın uhdesinde borcu karşılamaya yeter miktarda mevduatı bulunduğu halde devletin tasarrufu neticesinde borcunu ödeyemediğini, KHK ile malvarlığının tasfiyesinin yapılamadığını, 28.12.2016 tarihinde Ankara 3. İdare Mahkemesinde 2016/5566 E. sayılı dosya ile borçlu şirketin Hazineye’de devrine karşı Mili Eğitim Bakanlığı’na dava açıldığını, bu davanın bekletici mesele sayılması ve davanın reddinin istendiğini, ayrıca 670 sayılı KHK ile devir işlemlerine ilişkin tedbirlerin düzenlendiğini, bu düzenlemenin Maliye Bakanlığı’na başvurulması halinde ödemelerin yapılacağı hususunda olduğunu, Maliye Bakanlığı’na yapılan başvuru beklenilmeden davalı borçlu hakkında icra takibi yapılmasının iyi niyetten yoksun olduğunu, müvekkili davalının mal varlığına el konulduğunu ve borcunu ödeme durumu da bulunmadığını, hiçbir geliri bulunmadığını, mali yeterliliği de olmadığından yargılama masraflarını da karşılaması da mümkün olmadığından adli yardım talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının genel kredi sözleşmesindeki kefaletinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınmadığı anlaşılan 31.208,99 TL temyiz ilam harcı ile 886,80 TL temyiz başvuru harcının HMK 339. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde adli yardımdan yararlanan temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.