Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8846 E. 2023/2439 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8846
KARAR NO : 2023/2439
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/426 Esas, 2021/661 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/26 E., 2018/178 K.

Taraflar arasındaki tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle tespit davasının kesin hüküm nedeniyle reddine, alacak davasının aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Bölge adliye mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 25.04.2023 günü hazır bulunan davacı … ile davalı vekili Av. Atilla Dekeli dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 1996 yılında 49 yıllığına tahsis alındığını, kendisinin davalı şirkette olan hissesinin tamamını 23.12.1996 tarihinde devrettiğini, daha sonra tekrar hisseleri geri alarak ortaklığa devam ettiğini, bu hususta da Turizm Bakanlığına bilgi verildiğini, işleri yüzünden bir süre İngiltere’de kaldığını ve 2002 yılında Türkiye’ye geldiğinde davalı şirketin son durumunun ne olduğu hususunda ihbarname çektiğini ancak davalı şirketin kendisine bilgi vermediğini, ancak kendisinden habersiz 04.05.2000 tarihli sahte belge ve sahte yönetim kurulu kararı ile şirketteki hissesine el konulduğunu ileri sürerek şirkete tedbiren kayyım atanmasına, davalı şirkette hissedar olduğunun tespiti ile tesciline, geriye dönük 15 yıllık kâr kaybı alacağının tahsiline ve kötü yönetilmesi sebebiyle şirketin feshine karar verilmesini dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın kendisine ait hissesini Özer Çelebi’ye devrettiğini ancak şirketin Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel Müdürlüğünün tahsisli bir alanda faaliyet göstermesi nedeniyle belli bir süre hisse devri yapmasının bakanlık tarafından yasaklandığını, hisse devri iptal edilerek davacının ortaklığının devam ettiğini, yasak kalktıktan sonra ise davacının tekrar bir dilekçe vererek hisselerini aynı kişiye devrettiğini, davacının şirket ortağı olmadığını, aynı davanın daha öncede görüldüğünü savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/461 E., 2005/400 K. sayılı dosyasında tarafların eldeki dava ile aynı olduğu, talep konusunun aynı olduğu, davanın reddedilerek kesinleştiği gerekçesi ile kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de öncelikle yönetim kurulu kararı ile alınmış bir devir sözleşmesi olmadığından devrin geçersiz olduğunu, söz konusu 04.05.2000 tarihli şirket ortakları arasındaki kararın düzmece bir karar olduğunu, şirkette son genel kurulun 26.01.1997 tarihinde yapıldığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının bu davada hissedar olduğunun tespiti talebi yönünden Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/461 E., 2005/400 K. sayılı dava ile konusunun, taraflarının, dayanılan vakıaların aynı olduğu anlaşılmakla, davacının hissedar olduğunun tespiti talebinin kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davacının 15 yıllık kâr kaybı alacağının tahsili ve şirketin feshi taleplerinin ilk davada yer almadığı, ilk defa bu dava ile talep edildiği dolayısıyla bu iki talep açısından kesin hükmün varlığından söz edilemeyeceği, davacının davalı şirkette ortaklık sıfatı bulunmadığından, bu talepler açısından davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davacının İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.05.2018 tarih, 2018/26 E. ve 2018/178 K. sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve ikinci fıkrası gereğince kaldırılmasına, davacının davalı şirkette hissedar olduğunun tespiti yönündeki talebinin 6100 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi hükmü uyarınca kesin hükme ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle anılan Yasa’nın 115 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca usulden reddine, davacının kâr kaybı alacağı ve şirketin feshi taleplerinin aktif husumet ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı şirkette hissedar olduğunun tespiti ile tescili, 15 yıllık kâr kaybı alacağının tahsili ve şirketin feshi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.