YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8822
KARAR NO : 2023/198
KARAR TARİHİ : 11.01.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından çeke dayalı olarak müvekkili aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını; ancak takibe dayanak çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını ve tahrifat altına atılan parafın davacıya ait olmadığını iddia ederek takip konusu çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; çekte yapılan değişikliklerin davacı keşideci tarafından paraf edildiğini, bu nedenle çekin geçerli olduğunu, paraf ile davacının imzasının benzer olması nedeniyle davalının kötü niyetli sayılamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 08.12.2014 tarih, 2013/339 E. ve 2014/403 K. sayılı kararı ile takibe dayanak çekin keşide tarihinin değiştirildiği ve altına atılan parafın davacının eli ürünü olmadığı sonucuna varılarak bu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
B. Birinci Bozma Kararı
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 26.11.2015 tarih, 2015/4711 E. ve 2015/15671 K. sayılı kararıyla hamiline düzenlenmiş olan dava konusu çekin arkasında ilk cironun dava dışı Ceylan Otomotiv şirketine, sonraki cironun ise hamil olan davalı bankaya ait olduğu, davacıyla davalı arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmadığının dosya içeriğinden anlaşıldığı, bu durumda davacı keşidecinin 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 644 üncü maddesi (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 732 nci maddesi) uyarınca sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlü olduğu, Mahkemece bu olgular ve kanuni düzenleme gözetilerek davacı keşideciye sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlama imkanı tanınarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30.04.2018 tarih, 2016/148 E. ve 2018/584 K. sayılı kararı ile davacıya sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlama imkanı tanınmış olduğu, mahkemece davacının dayandığı tanıkların dinlendiği ve tanık beyanları gözönüne alınarak davacının dava konusu çek nedeniyle herhangi bir mal ya da hizmet almadığı, davacının sebepsiz zenginleşmediğinin kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
D. İkinci Bozma Kararı
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 02.06.2020 tarih, 2018/3845 E. ve 2020/754 K. sayılı kararıyla mahkemece bozma ilamı gereğinin yerine getirilmediği, davacı keşideci ile davalı hamil arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmadığı bozma ilamında da belirtildiği gibi davacının davasının kabulü için 6762 sayılı Kanun’un 644 üncü maddesi (6102 sayılı Kanun’un 732 nci maddesi) uyarınca bu çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğinin yazılı delillerle kanıtlanması gerektiği, bozma kararı sonrası davalı taraf iddiasını kanıtlamak amacıyla tanık dinletildiği ve mahkemece dinlenen tanık beyanları hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verildiği oysaki davacı tarafından iddia olunan hususun tanık deliliyle ispatı mümkün olmadığı, bozma ilamının yorumlanmasında hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
E. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu çekin hamiline düzenlenmiş olduğu, çekteki ilk cironun dava dışı şirkete ait olduğu, sonraki cironun ise hamil olan davalı bankaya ait olduğu, davacıyla davalı arasında temel ilişki bulunmadığı, 6762 sayılı Kanun’un 644 üncü maddesi (6102 sayılı Kanun’un 732 nci maddesi) uyarınca sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlü olduğu, davacının hatır çeki iddiasının şahsi def’i olduğu, iyi niyetli hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, davacının sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; cirantaya borçlu olmadığına ilişkin dava açılması için süre istendiği halde mahkemece bu sürenin verilmediğini, müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, takip konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6762 sayılı Kanun’un 644 üncü maddesi, 6102 sayılı Kanun’un 732 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.