Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8802 E. 2023/2998 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8802
KARAR NO : 2023/2998
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/466 Esas, 2021/992 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/137 E., 2017/134 K.

Taraflar arasındaki markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ”MODASİNA” markasının, davacıya ait ”SİNA” markasına MODA kelimesi eklenmek suretiyle oluşturulmuş bir marka olduğunu, her iki markanın da 35 inci sınıfta tescil

edildiğini, her iki tarafın da tekstil alanında faaliyet gösterdiğini, davaya konu 2013/75925 tescil nolu “MODASİNA” ibareli markanın davacının markasına neredeyse ayniyet derecesinde benzer ve davacının markalarından biri olarak algılanma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, davacının markasının asıl ve tek unsuru olan “SİNA” ibaresinin davalı şirketin markasında aynen yer aldığını, sadece markanın başına “MODA” kelimesi konularak “SİNA MODASI” anlamına gelen ve SİNA isminin vurgulanmasına sebep olan bir tamlama ile oluşturulduğunu, bu nedenlerle, 2013/75925 tescil nolu “MODASİNA” ibareli markanın Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde davacı şirket adına tescilli 2010/22840 tescil nolu “SİNA” markasına 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile aynı maddenin üçüncü fıkrası kapsamında ayırt edilemeyecek derecede benzer olması gerekçesiyle davalı şirkete ait “MODASİNA” markasının 35 inci sınıf emtialar bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin 2011 yılında kurulduğunu, kendisine ait “www.modanisa.com” alan adı ile internet üzerinden satış yapan bir firma olduğunu, muhafazakar elektronik ticaret alanında Türkiye’de kurulan ilk e-ticaret şirketi Modanisa’nın 110’u aşkın ülkeye iharacat yaptığını, “MODANİSA” markasının, ticari unvanı, elektronik ticaret faaliyetini yürüttüğü “www.modanisa.com” alan adı, aylık çıkardığı moda dergisinin adı ve de perakende mağazalarının tabela adı olduğunu, dünyanın en ünlü ve bilinir araştırma şirketleri tarafından yayınlanan Global Islamic Economy Report’da, dünyanın bir numaralı İslami Moda E-ticaret sitesi olarak yer aldığını, davacı firmanın amacının “MODASİNA” markasını alarak “MODANİSA” markasının bilinirliğinden yararlanmak ve marka tecavüzü yapmak olduğu kanaatini oluşturduğunu, “SİNA” markasının hiç bir tanınırlığı ve bilinirliği olmadığını, “MODASİNA” markasının “SİNA” markasına benzer hiç bir yanı olmadığı gibi aynı alanda iştigal eden bir marka da olmadığını, tekstil alanında iştigal faaliyeti olmadığını, tekstil alanında kullanıldığına ilişkin tek bir delil dahi koyulmadığını, “SİNA” markasının kullanımına ilişkin de hiçbir delil sunulmadığını, SİNA’nın bir coğrafi ad olduğunu, dava dışı bir şirketin SİNATEKS markasını 2004 yılından bu yana kullanmaya devam ettiğini, davasını hiç bir delil sunmaksızın açan davacının bu davranışının hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2010/22840 tescil numaralı “SİNA” markasının 35 inci sınıfta 08.07.2011 tarihinde dava dışı Arsin Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi adına tescil edildiği, 19.12.2014 tarihinde davacı tarafından devralındığı, 2013/75925 tescil numaralı “MODASİNA” markasının ise 17.06.2015 tarihinde 25 inci ve 35 inci sınıflarda davalı adına tescil edildiği, davacı markası ile davalıya ait dava konusu marka arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunup bulunmadığının tespiti için marka uzmanı ve bir tekstil sektörünü bilen bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmişse de, davacı taraf verilen kesin süre içinde bilirkişi ücretini yatırmadığı gibi, sunduğu dilekçe ile bilirkişi incelemesi yapılmaksızın mahkemece değerlendirme yapılarak karar verilmesini talep ettiği, davalı vekili de, kendilerinin de bilirkişi ücretini yatırmayı kabul etmediklerini beyan etmesi nedeniyle mevcut dosya üzerinde yapılan değerlendirmeye göre, davacıya ait 2010/22840 tescil numaralı “SİNA” markası 35 inci sınıfta “reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil), iş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil) Ticaret ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri, açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” için tescil edildiği, kaligrafik şekilde siyah harflerle yazıldığı, davalıya ait 2013/75925 numaralı “MODASİNA” markasının ise 25 ve 35 inci sınıflarda, “koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, ayak giysileri, baş giysileri, büro hizmetleri, sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme

hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri, iş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil) Ticaret ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri, açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” için tescil edildiği, siyah ve düz büyük harflerle yazıldığı, her iki markanın 35’inci sınıfta aynı mal ve hizmetler için tescilli oldukları, her iki markanın farklı yazım tekniği ile ancak siyah renkli harflerle yazıldığı, davacının markasının asıl unsurunun “SİNA” olduğu, bu sözcüğün özel isim olması yanı sıra coğrafi bir yer adı olduğu, bu nedenle genel olarak zayıf bir marka olduğu, bir kişinin kullanımına bırakılamayacağı, “SİNA” ibaresinin davalının markasında “MODA” ibaresi ile birleştirilerek “MODASİNA” markasının oluşturulduğu, dolayısıyla tek kelimeden oluşan “SİNA” ibareli davacı markaları ile davalının bütün olarak iki kelimeden oluşan “MODASİNA” markasının işitsel ve görsel bir benzerliği olmadığı gibi, zayıf markayı tercih eden kişinin bu markanın farklı şekillerde kullanılmasına katlanmak zorunda olduğu, “MODASİNA” markasının davalı tarafça, kendi adına tescilli olan ve e-ticaret alanında belli bir tanınmışlık düzeyine ulaşan “MODANİSA” markasının benzeri olması nedeniyle tescil edildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle davalının tescilinin kötü niyetli olmadığı, davacıya ait “SİNA” markasının hangi alanlarda kullanıldığına dair dosyaya bir delil sunulmadığı gibi tanınırlığı ve bilinirliği konusunda da bir tespit yapılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her iki markanın da 35’inci sınıfta tescilli olduğunu ve her iki tarafın da tekstil alanında faaliyet gösterdiğini, markaların ayniyet derecesinde benzer olduğunu, Modasina ibareli markanın davacı markalarından biri olarak algılanması kaçınılmaz bir gerçeklik olduğunu, 556 sayılı KHK’nın karıştırılma ihtimali kavramını, başvurusu yapılan işaret ile tescilli markaların arasında bağlantı olduğu ihtimali halinin de dahil olduğunu belirterek “karıştırılma ihtimali” kavramını genişlettiğini, davacı müvekkilin markasının asıl ve tek unsuru olan, bu nedenle davacı inhisarında bulunan “SİNA” ibaresinin davalı şirketin markasında aynen yer aldığını, sadece markanın başına “MODA” kelimesi konularak “SİNA MODASI” anlamına gelen ve SİNA isminin vurgulanmasına sebep olan bir tamlama oluşturulduğunu, MODASİNA ibaresinin yeni bir marka değil SİNA markasının ön plana çıkarıldığı bir tamlama olduğunu, müvekkilinin “SİNA” ibaresi bakımından tek hak sahibi olduğunu, markanın piyasada bilinirliğini sağlayan ve markayı piyasaya kazandıranının davacı olduğunu, iki marka arasında benzerlik olduğu ve toplumda aynı marka izlenimi uyandırdığı açık olduğun belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile birden fazla kelime unsuru içeren markalarda, kelime unsurlarından sadece birisinin aynı olması markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu anlamına gelmeyeceği, benzerliğin tespitinde münferit unsurlardan ziyade genel görünümün, bütünsel benzerliğin dikkate alınması gerektiği, zayıf ve özgün niteliği düşük olan markaların koruma alanı özgün nitelikteki markalara göre daha dar olduğundan, iltibas tehlikesinin önlenebilmesi için, tescili istenen yeni markada ufak bazı değişikliklerin yapılmış olmasının yeterli olduğu, somut olayda, “SİNA” ibaresinin zayıf marka olduğu, “MODA” ibaresinin ise tek başına tanımlayıcı bir ibare olduğu ve kimsenin tekeline bırakılacak ibarelerden olmadığı ve iki kelime biraraya

getirilerek davalı tarafça kullanılarak yeni bütünsel bir marka oluşturulduğu, “MODASİNA” markasının, “SİNA” markası ile ayrıştığı, ortak unsurlara yapılan “MODA” ilavesi ile ayırt edicilik sağlandığı, davacı markasının tanınmış marka olmadığı, “SİNA” ibaresinin zayıf marka olduğu, davacının “SİNA” tescilli kullanımı ile davalı “MODASİNA” kullanımının ayniyet arzetmediği, ortalama tüketici zihninde karıştırma ihtimali bulunmadığı, davalının moda kapsamında tanınmışlığı nedeniyle “MODASİNA” markasının, “SİNA”markasının önüne geçtiği, “SİNA” isminin günlük hayatta da kullanılan isimlerden olduğu ve bu isimlerin davacının tekelinde olamayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı Markaların Koruması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ile aynı maddesnin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.