Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8743 E. 2023/2970 K. 15.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8743
KARAR NO : 2023/2970
KARAR TARİHİ : 15.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/3219 Esas, 2021/872 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2015/333 E., 2018/294 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … murisinin, vefat etmeden önce gayrimenkullerini gelini davalı …’ya kefaleten davalı bankaya ipotek ettirdiğini, bu işlem yapıldığı sırada murisin 83 yaşında olduğunu, okuma yazmasının olmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583 üncü maddesinde aranan şartların eksik olduğunu, bilahare bu işlemlerden sonra kendisine vasi tayin edildiğini, murisin eşinin rızasının sözleşme tarihinden sonraki bir tarihte alındığını, kefalete ilişkin işlemin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 583 üncü maddesi düzenlemesine aykırı olduğunu ileri sürerek, davacı murisinin bu işlemler sırasında temyiz kudretinin olmadığından bahisle ipotek işleminin iptaline, taşınmazın tapuya ipoteksiz tesciline, kabul edilmediği takdirde gayrimenkullerin muhammen bedeli üzerinden müvekkiline düşen pay olan 292.477,94 TL’nin davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili 15.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile netice-i taleplerini davalı bankanın kefalet akdine dayalı olarak Sakarya 2. İcra Müdürlüğünün 2015/4146 sayılı dosyası ile başlattığı takipten dolayı murisin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, yapılan rızai ve icraen ödemelerin icra inkar tazminatı ile birlikte murisin haczedilmiş ve satılmış gayrimenkullerinin muhammen bedeli üzerinden müvekkilinin 1/4 payına düşen 292.477,94 TL ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; müvekkili banka tarafından mahkemeye ibraz edilen kredi sözleşmeleri, ekleri ve ipoteki resmi senedinden de anlaşılacağı üzere murisin kredi sözleşmesini ve eklerini bilerek ve isteyerek doldurduğunu, kendisine bilgilendirmenin yapıldığını, ipoteğe konu kredi sözleşmesinde eşi…’nun imzasının alındığını, yine borçlu ile ilgili tapu dairesinde resmi memur önünde ipotek senedinin imzalandığını, kendisine bu ipoteğin ve hangi borcu kapsadığının tapu memurunca anlatıldığını bu şekilde sözleşmeyi ve ipoteği kabul ettiğini, müvekkili bankanın kefilin ipotek teminatına güven duyarak söz konusu krediyi tahsis ettiğini, ıslah ile davanın genişletilmesi yasağının ihlal edildiğini, tarımsal kredilerde eş rızasının aranmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı … vekili beyan dilekçesinde; davacının talebi tapu iptal tescile yönelik olduğu halde Mahkemece davanın menfi tespit davası olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, davacı … ve tereke temsilcisinin aynı vekil tarafından temsil edilemeyeceğini, murisin ayırt etme gücüne haiz olmadığı yönündeki iddiaların gerçek olmadığını savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı taraf murisin okuma yazma bilmediğini iddia etmiş ise de dosya kapsamında bu hususun ispat edilemediğini, sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Kanun’un 584 üncü maddesinde eş rızası alınmayacak hallerin de düzenlendiğini, somut olayda muris …’nun davalı …’nun çektiği tarımsal krediye ilişkin müteselsil kefil sıfatıyla kefil olduğu, anılan maddeye göre bu kredi için kefalette eş rızası aranmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke temsilcisi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı tereke temsilcisi vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekilleri murisine imzalatılan kredi sözleşmesinin başlığında genel kredi sözleşmesi yazdığını, Mahkemenin gerekçesinde belirttiği mevzuat hükmünde yer alan istisna kapsamına girmediğini, kredi sözleşmesinin nev’ine ilişkin bilirkişi raporu taleplerinin dikkate alınmadığını, yine murisin okuma yazmasının olmadığına dair bilirkişi incelemesi yapılmadığını, murisin imzaladığı sözleşmede 6098 sayılı Kanun’un 583 üncü maddesinde aranan şartlara riayet edilmediği husunda inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı …’nun davalı … Bankasından genel kredi (ticari kredi) çektiği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince tarımsal kredi olduğu kabul edilmişse de tarımsal kredi olduğu açıkça belirtilmediğinden genel kredi (ticari kredi) olarak kabul edildiği, bu durumda 6098 sayılı Kanun’un 584 üncü maddesi gereğince kefil olan muris …’nun eşi… kredinin çekildiği 20.12.2013 tarihinde kendi el yazısı ile 220.000,00 TL krediye müteselsil kefil olarak eşinin kefilliğini onayladığı ve imzaladığı, 584 üncü maddede 28.03.2013 tarihinde yapılan değişiklik ile bu tür krediler için kefillikte eş rızası kaldırıldığından davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları yineleyerek yasal şartları taşımayan kefalet akdinden dolayı buna bağlı olarak verilen ipoteğin geçerli olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı … lehine genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak muris tarafından yapılan ipotek işlemi murisin ehliyetsizliği nedeniyle geçerli olmadığından icra dosyasında murisin borçlu olmadığının tespiti ile takip sırasında murisin satılan taşınmazlarının muhammen bedelinden 292.477,94 TL’nin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 9 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
Dava dilekçesinde, davacı murisinin davaya konu işlemin tesisi tarihinde tasarruf ehliyetinin olmadığı ileri sürülmüş olup Mahkemece bu konuda herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Bu durumda, davacılar murisinin ehliyetsizliğine ilişkin davacı delilleri toplanıp, vesayet dosyası getirtilerek, Adli Tıp Kurumu’ndan dava konusu ipoteğin tesisi tarihinde davacı murisinin ehliyetinin olup olmadığı incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma sonucu ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre tereke temsilcisinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.