Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8725 E. 2023/2825 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8725
KARAR NO : 2023/2825
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/77 Esas, 2021/1066 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/28 E., 2019/143 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurumu kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2004 yılından beri yayıncılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, tescilli 121 adet markasının bulunduğunu, bu markalar arasında 2011/22629 sayılı “SEVGİ DİLİ TÜRKÇE+şekil” ibareli markanın da yer aldığını, davalı gerçek kişinin ise 2016/91548 sayılı “SEVGİ DİLİ KONUŞAN ÇOCUKLAR” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili markası ile dava konusu başvuru arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olduğunu, zira müvekkili markasının ayırt edici unsuru olan “SEVGİ DİLİ” ibaresinin, dava konusu başvuruda da aynen yer aldığını, başvuruda yer alan “KONUŞAN ÇOCUKLAR” ibaresinin ise tali unsur niteliğinde olduğunu, markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin de aynı/benzer bulunduklarını, davalının, müvekkilinin tanınmış olan markasına benzer olan bir markayı tescil ettirmekle tanınmışlık ve güven fonksiyonu sayesinde haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, bu nedenle davaya konu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurumu’nun (YİDK) 2017-M-9819 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili başvurusu ile davacı markası arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzerlik olmadığını, bu yönlerden markaların çok farklı olduklarını, karıştırılma ihtimali bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının “Sevgi Dili Konuşan Çocuklar” ibareli marka başvurusu ile davacının “Dilset Sevgi Dili Türkçe” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalı markasında yer alan “Konuşan Çocuklar” ibaresinin, başvuru markasını davacı markasından uzaklaştırıp anlamsal, görsel ve sescil farklılık sağladığı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı da oluşmayacağı, davalı başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili markası ile dava konusu başvurunun ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını, zira her iki markanın asli unsurunu da “sevgi dili” ibaresinin oluşturduğunu, marka kapsamlarının da aynı sınıflara ilişkin olduğunu, bu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalının, müvekkili markasını bilmesine rağmen böyle bir başvuruda bulunmasının kötü niyeti gösterdiğini, davalının bu ibareyi tercih etmesinin aynı zamanda haksız rekabete yol açacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “SEVGİ DİLİ KONUŞAN ÇOCUKLAR” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “Dilset SEVGİ DİLİ TÜRKÇE+şekil” ibareli marka arasında 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, bir bütün olarak değerlendirildiğinde dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin katıldığı, davalı gerçek kişinin başvuruyu kötü niyetli olarak yaptığının da ispat edilemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu YİDK kararının isabetli olup olmadığı ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 35 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınmadığı anlaşılan 179,90 TL temyiz ilam harcı ile 886,80 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Dava, Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesi (İDM)’nce davanın reddine, Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) hukuk dairesi (HD)’nce de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Somut olayda itiraza mesnet davacı markası “SEVGİ DİLİ TÜRKÇE + ŞEKİL” ibareli, davalının başvurusu ise “SEVGİ DİLİ KONUŞAN ÇOCUKLAR” ibareli olup taraf markalarında ortak unsur “SEVGİ DİLİ” ibaresidir. Markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde hem itiraza mesnet davacı markasının hem de davalı başvurusunun ayırt edici, baskın ve asli unsurları “SEVGİ DİLİ” ibaresidir. Bundan başka davacı markasındaki “TÜRKÇE” ibaresi ile davalı başvurusundaki “DİLİ KONUŞAN” ibaresi anlamsal olarak benzer kavramlardır. Bu durum karşısında taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü anlamında ortalama tüketicileri aynı ve/veya benzer mal veya hizmetler yönünden iltibasa düşürebilecek düzeyde görsel, sessel ve kavramsal benzerlik bulunmaktadır. Söz konusu benzerlik karıştırma ve ilişkilendirme ihtimalini kapsayacak düzeydedir.

Hal böyle olunca, taraf markalarının benzer olduğu kabul edilerek aynı ve/veya benzer olmayan mal ve/veya hizmetler dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek, işaretler arasında benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını düşünmekteyim.

Bu nedenle BAM kararının kaldırılarak İDM kararının BOZULMASI GEREKTİĞİ görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun ONAMA yönündeki görüşüne katılmamaktayım.