Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8660 E. 2023/2904 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8660
KARAR NO : 2023/2904
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2019/785 Esas, 2021/406 Karar
HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 09.05.2023 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılmış olup, hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı T.C. Ziraat Bankası vekili Av…dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabından 2005 yılında şirket yetkililerinin bilgisi dışında talimat alınmaksızın ve geçerli bir vekâlet bulunmaksızın yapılan işlemlerle usulsüz olarak para çekildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL’nin çekildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 851.322,31 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu edilen işlemlerin davacı tarafından yetkili kılınan kişilerce yapıldığını, davacı şirket hesabından para çeken …’ın davacı tarafından 12.01.2009 tarihinde azledildiğini, bu tarihten önceki yapılan işlemlerde yetkisinin bulunduğunu, adı geçen kişinin devam eden yıllarda da şirket hesabından para çektiğini, ancak bu yıllara ait dönemin dava konusu yapılmamasının davacı tarafça yapılan bütün işlemlere icazet verdiğinin kanıtı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 21.03.2018 tarih, 2016/76 E. ve 2018/115 K. sayılı kararı ile; davacının 2005, 2006 ve 2007 yıllarında yevmiye defterinin incelenmesi sonucunda … tarafından davalı şirketin Ziraat Bankası’ndan bulunan hesabından çekilen paraların tamamının şirketin yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin ticari defterleri ve davalı banka hesapları ekstreleri üzerinde yapılan incelemelerde, davacının 2005, 2006 ve 2007 yıllarına ait yevmiye defterlerinin Noter açılış tastiklerinin süresinde yapıldığı, noter kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, çekilen paraların tamamının şirket 100 Kasa hesabına işlenmiş olduğu, 2005 yılındaki … tarafından yapılan ödemelerin her ne kadar bilirkişi raporuna göre yanlış muhasebeleştirilmiş olsa da, yine şirket kayıtlarına geçtiği, sonraki yıllara ait yine … tarafından davacı şirket namına bankadan tahsilatlarının yapıldığı ve bunların şirket hesabına geçtiği, böylelikle banka nezdinde, şirket tarafından … için bir güven oluşturulduğu, para transferlerinin bu şekilde yazılı talimat olmaksızın yapılmasının banka ile şirket arasında teamül haline geldiği, banka müşteri ilişkilerinin oluşturulan bu güven çerçeveside yürütüldüğü, davalı bankaya kusur izafe edilemeyeceği, …’ın güveni kötüye kullanma hali söz konusu olsa bile bu hususu davacı şirket tarafından …’a karşı ileri sürülebileceği, davalı bankaya izafe edilecek bir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

B.Bozma Kararı
Dairenin 09.09.2019 tarih, 2018/3159 E. ve 2019/5147 K. sayılı ilamıyla usulden resen bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 09.09.2021 tarih, 2019/785 E. ve 2021/406 K. sayılı kararı ile; davacı yana ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 222 nci maddesinin beşinci fıkrası hükmünün tarafı açısından hüküm ifade edeceği ihtaratı yapılmasına rağmen, davacı yanca 2005 yılına ait defteri kebir ve muavin defter ile envanter defterlerini dosyaya ibraz etmediği, davacı yevmiye defterlerinin açılışının yapılmış olması rağmen kapanışlarının yapılmadığı, dolayısı ile davalının davacı yana ait ticari defterlere dayandığı da nazara alınarak, davacıya ait yevmiye defterleri içeriğindeki kayıtların davacı lehe delil olma özelliğine haiz bulunmadığı ve davalı lehine delil olacağı da mahkememizce kabul edilmiş, yine bu kapsamda, davacı yanın yevmiye defterlerinde 100 KASA ve 120 ALICILAR hesabına işlendiği tespit edilen, usulsüz ve geçerli bir yetkiye dayanmadan … tarafından çekildiği iddia edilen tüm paraların davacı yanca kasasına alındığı, davacının da kabulünde olduğu üzere, feri müdahil … dışında davacı yanında çalışan 3 personel tarafından da davalı bankada bulunan hesaptan çekim yapıldığı, geçerli bir yetki söz konusu olmadığını iddia etmesine rağmen …’ın yetkilerden azledildiğine ilişkin davalı bankaya ihtarname çekildiği, bu durumun davacı yanın davalı ile arasında ticari teamül haline getirilmiş bankadan talimatla para çekme işlemlerine zımnen onay verdiği anlamına geldiği, yine davacının tacir sıfatı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 18 inci maddesinin ikinci fıkrası anlamında basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiği, bu anlamda 2005 yılı ve devamı 2 yıl itibari ile, iddia edilen tarihlerde usulsüz çekildiği iddia edilen paranın ekonomik değeri, davacı için ifade ettiği ekonomik anlam ve 2.000.000,00 TL üzerinde bir para girişinin mevcut olmadığının uzun yıllar, yani dava tarihine kadar fark edilmemesinin davacı şirketin bilirkişi raporları ile tespit edilen yıl içi ekonomik hesap hareketleri nazara alındığında hayatın olağan akışına aykırı olduğu, neticeten usulsüz ve geçersiz talimatlar ile Halil tarafından davalı bankadan çekildiği iddia edilen paraların davacı kasasına girdiğinin davacıya ait yevmiye defteri kayıtları ile sabit olduğunun bilirkişi kurul raporları ile sübut bulduğu, dolayısı ile davacının bir zararından söz edilemeyeceği, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; … tarafından para çekme işlemlerinin yetkiye dayanmadığının sabit olduğunu, 2005 yılında çekilen paraların şirket defterlerine işlenmediğini, defterlerdeki kayıtların tarih ve yevmiye numaralarının olmadığını, bankanın dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, … hakkında ceza davalarının bulunduğunu, bu kişinin şirketten ayrıldıkta sonra çok sayıda taşınmaz edindiğini, tüm defterlerin mahkemeye sunulduğunu, eksik inceleme yapıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bankanın sorumluluğundan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 60, 63 üncü maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 55 inci maddesi

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.