Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8648 E. 2023/2533 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8648
KARAR NO : 2023/2533
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1125 Esas, 2021/1314 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/282 E., 2020/147 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 18.04.2023 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av…… ve Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin asıl borçlu Ekiz Tavukçuluk A.Ş.’nin kefili olarak bonoyu imzaladığını 27.11.2015 düzenleme tarihli 27.11.2016 vade tarihli 300.000,00 USD bedelli bonoya dayanılarak sadece müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, dava dil.çesinde özetle; davacının delil olarak dayandığı protokolü kabul etmediklerini, davacının bonoda aval veren konumunda olduğunu aval verenin sorumluluğunu kefilden farklı ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 702 nci maddesinin ikinci fıkrasına dayalı olduğunu, borçlu olmadığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını, asli talep ve feri talebin birbiriyle çeliştiğini beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava konusu senedin teminat senedi olduğu bu nedenle borçlu olmadığı yönündeki asli talebinin incelenmesinden; davacının senette aval veren konumunda olduğu, hakkında 6102 sayılı Kanun’un 778 inci maddesinin üçüncü fıkrasının yollamasıyla 6102 sayılı Kanun’un 702 nci maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerektiği kanaatine varıldığı, dava konusu bononun şekli noksanlığın bulunmadığı, davacının şekle ait bir noksanlık ileri sürmediği, bunun dışında senedin teminat senedi olduğunu kayıtsız şartsız borç ikrarı içermediğini ve borçlu olmadığını ileri sürdüğü, davacının şekle ait noksanlık dışında bir sebeple borçtan kurtulamayacağı, davacının bono bedelinin rakamla yazılan kısmında TL ibaresinin çizilerek USD yazıldığı, bu konuda kendisinin imza ve parafının bulunmadığını, borcun en fazla 300.000,00 TL’lik kısmından sorumlu olabileceği şeklindeki terditli talebinin incelenmesinden; davacının delil olarak dayandığı ve kabulünde olan protokolde bono bedelinin 300.000,00 USD olarak yazılı olduğu dikkate alındığında davacının terditli bu talebinin de sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, kararın çelişkili olduğunu, protokoldeki imzanın sahte olduğu iddiasından bahsedildiği halde, senedin bedeli hakkında hüküm kurulduğunu, takibe konu senedin bedelinin 300.000,00 TL veya 300.000,00 USD olduğu hususunda ihtilaf bulunduğu, senet metninde teminat senedi ibaresi bulunmasa da protokolden teminat senedi olduğunun anlaşıldığını, mahkemece protokoldeki imzaların geçerliliğine ilişkin inceleme yapılmadığını mahkemece geçersiz kabul edilen protokole dayanarak senet bedeli hakkında karar verildiğini beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.