YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8600
KARAR NO : 2023/2700
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1643 Esas, 2021/1690 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/766 E., 2018/197 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne kabulüne, dava konusu meblağ 117.960,00 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın müşterilerinden …oğlu dava dışı …’nun hesabında bulunan parayı çekmek için 15.09.2011 tarihinde müvekkili bankaya müracaat ettiğini, yapılan müracaat ile dava dışı …’nun hesabında bulunan 31.372,40 euronun hesap sahibi olmayan…oğlu davalı … tarafından çekildiğinin anlaşıldığını, müvekkili bankanın Bostancı Şubesinde dava dışı … adına 28.01.1994 tarihinde Alman Markı hesabı açıldığını, dava dışı … adına açılan bu hesabın Alman Markının ortadan kalkması ile euro hesabına çevrildiğini, davalının ise müvekkili bankanın Hadımköy Şubesinde 02.06.2004 tarihinde TL hesabı açtırdığını, sehven hesapların birleştirildiğini, davalının da dava dışı şahsa ait euro hesabındaki parayı çektiğini, müvekkili bankanın dava dışı …’nun yaptığı başvuru neticesinde dava ve takip konusu tutarı 25.11.2011 tarihinde faizi ile birlikte 35.130,00 Euro olarak ödediğini, davalı …’ya dava dışı …’nun hesabından çektiği paranın iadesi için ihtarneme gönderildiğini, söz konusu bedelin ödenmemesi üzerine müvekkili bankanın alacağının tahsilini teminen İstanbul 22. İcra Müdürlüğünün 2011/13129 E. sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının takibe itirazının haksız olduğunu beyanla takibe itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; hesabın şahsına ait olduğunu ve hiç kimsenin hesabından hesabına sehven para yatırılmadığını veya başka bir hesapla ilişkilendirilmediğini, davacı Banka vekilleri tarafından hakkında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na dava dışı kişiyi de alet ederek kaybolan ya da hata sonucu ele geçen eşya üzerinde tararrufta bulunduğu iddiası ile haksız yere suç duyurusunda bulunulduğunu, savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacının sehven bir işlem yaptığını ve mazeret olarak bankalarının marktan euroya geçildiği sırada yapıldığını iddia ettiğini, bu iddianın da doğru olmadığını, dava dışı şahsı ne tanıdığını ne de gördüğünü, varlığından bile haberdar olmadığını, sonuç olarak şahsına ait parayı Bostancı Şubesindeki hesabından yine şahsına ait internet bankacılığı hesabını kullanarak Yapı Kredi Bankası Paşabahçe şubesindeki hesabına aktararak oradan çektiğini savunarak davanın reddine, %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı hakkında açılan ceza davasında beraat kararı verilmiş ise de delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verildiği, bağlayıcı olmadığı, davacı bankanın sehven dava dışı … ile davalı … adına olan hesapları aynı hesap altında birleştirdiği, her ne kadar davalı hesabın kendisine ait olduğunu iddia etmiş ise de öncelikle Alman Markı olarak açılan hesabın 1994 yılında dava dışı … adına açıldığı ve o tarihten beri hesabın işlediği, daha sonra euro hesabına çevrildiği, her iki hesabın birleştirildiği tarihte davalının hesabında bir bakiyesinin olmadığı, davalının aslında dava dışı … hesabında olması gereken parayı Türk Lirasına çevirmek suretiyle bankadan çektiği, davacı bankanın dava dışı …’ya ödeme yaptığı miktarı haksız olarak bankadan çeken davalıya rücu etme hakkı olduğu, davalının haksız ve sebepsiz olarak banka aleyhine zenginleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul 22. İcra Müdürlüğünün 2011/13129 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin asıl alacak 86.384,67 TL, işlemiş faiz 201,14 TL üzerinden 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un (3095 sayılı Kanun) 2 inci maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte devamına,17.317,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanmadığını, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacı bankanın hukuka aykırı ve geriye dönük sahte delil ürettiğine dair iddialarının incelenmediğini, davacının defter ve kayıtlarına dayanmadığını, kabul de etmediğini, gerekçeli kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunduğu delillere yer verilmediğini, kesinleşen ceza mahkemesinin beraat kararının kesin delil olduğunu, hukuk hakimini bağlayacağını, bilirkişinin davacının gerçeği yansıtmayan el yazılarından oluşan kayıtlara dayanarak müşteri numaralarının sehven 2001 tarihinde birleştirildiği ve bu birleştirme sonucunda hakkı olmayan parayı aldığını iddia etmişse de, 2006 yılında 31.000,00 euroyu Bostancı Şubesi’ne yatırdığını, 2007 yılında da çektiğini, davacının defter ve kayıtlarını usulsüz tuttuğunu ve üzerinde istediği gibi değişiklik yaptığını belirterek davanın reddini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hesap numaralarına ve hesap hareketlerine ilişkin sunulan belge örneklerinin internet üzerinden alındığı ve davalı banka tarafından sehven müşteri numaralarının birleştirilmesinden sonraya ait olduğu, davalı tarafça 26.10.2006 tarihinde davacı banka Bostancı Şubesi’ne bu paranın yatırılarak hesap açıldığına dair kanaat verici delil sunulmadığı, hesabın evveliyatının 1994 yılına dayandığı ve dava dışı … isimli kişiye ait olduğu, ceza mahkemesinin beraat kararının delil yetersizliğine dayandığı, hukuk mahkemesi bakımından bağlayıcı olmadığı, mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı tarafından hesaptan çekilen paranın davalıya ait olup olmadığı, davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 67 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.