Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8585 E. 2023/2863 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8585
KARAR NO : 2023/2863
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1684 Esas, 2021/911 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/51 E., 2019/21 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 09.05.2023 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılmış olup, hazır bulunan davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından takibe konulan senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığını, müvekkilinin ticaretle uğraşmadığını, davalı ile arasında ilişki olmadığını, senedin bankacılık işlemleri sırasında diğer belgelerin arasında hile ile imzalatıldığını, şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek borcu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle senet miktarının %40’ı kadar kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibe konu senedin hile ile alındığı iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin davacının oğlu Metin ile arasında ilişki olduğunu, Metin’in de borcuna karşılık babası olan davacıya imzalattığı senedi verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının senetteki imzayı kabul ettiği, dolandırıcılık iddiasıyla devam eden soruşturmada takipsizlik kararı verildiği, kambiyo vasfını haiz senet karşısında davacının aynı kuvvette yazılı bir delille iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerin yeterince tartışılmadığını, senedin hile ile imzalatıldığını, davalının Metin ile ilişkisi varsa da müvekkili davacı ile ilişkisinin olmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, davalı aleyhine senet miktarının %40’ı kadar kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu, senet sebepten mücerret olup bir kimsenin başkasının borcu için bono düzenleyip vermesinde yasal bir engel olmadığı ve bononun geçerli olması için ayrıca başka bir hukuki ilişkinin de varlığının ispatının gerekmediği, senedin hile ile imzalatıldığı iddiasının davacı tarafından ispat edilemediği, soruşturma dosyasında da takipsizlik kararı verildiği İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, senedin hile yoluyla davacıdan alınıp alınmadığı, davalı ile davacı arasında doğrudan doğruya hukuki bir ilişki bulunmamasının senedin geçerliliğini etkileyip etkilemediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.