Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8571 E. 2023/2483 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8571
KARAR NO : 2023/2483
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1611 Esas, 2021/1697 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/655 E., 2021/382 K.

Taraflar arasındaki teminat mektubu bedelinin tahsili ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı vakıf ile dava dışı Tekden Eğitim Danışmanlık ve Sportif Hizmetler A.Ş. arasında mülkiyeti davacıya ait okul vasfındaki taşınmaz için 01.07.2015 tarihli 3 yıllık belirli süre kira sözleşmesi yapıldığını, dava dışı Tekden Eğitim …A.Ş.’nin kira sözleşmesinin 13 üncü maddesine aykırı davranması veya kiralanana zarar vermesi, kira, elektrik, su, onarım ve diğer her türlü giderlerin teminatı olarak davalı … TAŞ Kayseri Şubesi tarafından davacı vakıfa 23.10.2017 tarih ve 200.000,00 TL bedelli ve 23.10.2018 tarih ve 88.000,00 TL bedelli 2 adet kesin teminat mektubu alındığını, bu mektupların kesin ve süreli ve de ilk talepte ödeme kayıtlı olduğunu, vadesinin 23.10.2019 tarihinde dolduğunu, davacı tarafından 11.07.2019 tarihli usulüne uygun yazılı tazmin taleplerinin yerine getirilmediğini, Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1041 E. sayılı 12.07.2019 tarihli tedbir kararı gereğince ödenemeyeceğinin bildirildiğini, dava dışı Tekden Eğitim A.Ş.’nin teminatı saat 17:07’de yatırdığını, davalı bankanın ise kapanış saatinin 17:00 olduğunu, davalı bankanın 11.07.2019 tarihinde Mahkemece tedbir konulmadan tebdir konulduğunu öğrenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının mahkemece banka bildirim yazısının tarihinin 12.07.2019 olduğunu, davalı bankanın kural olarak kendisine yapılan başvuru sonucunda ödeme yapması gerektiğini, davalı bankanın riskin gerçekten doğup doğmadığını araştırma yükümlülüğü ve yetkisinin bulunmadığını, davacının yazılı başvurusundan sonra davalı bankanın ihtiyati tedbir kararı nedeniyle ödeme yapmamasının geçerli olmadığını ileri sürerek teminat mektupları bedelleri toplamı 288.000,00 TL’nin en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi, davacıya ait taşınmazın tadilat ve tamiratının yapılmasına başlanılmasından dolayı ve kiraya verme sezonunun kaçırılımsandan dolayı davacının mahrum kaldığı kira bedelinin ve taşınmazda oluşan maddi zararın tazmini yönünden fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL’si kira bedeli ve 5.000,00 TL’si hasar bedeli olarak 10.000,00 TL’si tazminatın en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu mektuplarla ilgili olarak davacı tarafça 11.07.2019 tarihinde 15:01 de tanzim talebi ıslah imzalı olarak davalı bankanın Kayseri Şubesine iletildiğini, davalı bankaca tazmin taleplerinin derhal işleme alındığını, davalı bankanın büyük organizasyon yapısı nedeniyle bazı işlemlerin merkezileştirilerek gerçekleştirildiğini, bu nedenle tazmin talebinin operasyon merkezine iletildiğini, tazmin işleminin gerçekleştirilmesine ilişkin işlemler devam ederken aynı gün 17:03’de mektubun tazminini engeller mahiyette bir tedbir kararının lehdar Tekden Eğitim….A.Ş. tarafından davalı bankanın Kayseri Şubesine iletildiğini ve tazmin işlemlerinin durdurulduğunu, davalı bankanın iyi niyetle hareket ettiğini, tazmin talebi henüz gerçekleştirilmeden önce gelen bir tedbir kararının da işleme alınmasının davalı banka açısından hukuki bir zorunluluk olduğunu, dava konusu işlemin hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini, Mahkeme masrafları ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının iddialarına dayanak olan banka teminat mektubunun kesin niteliği çerçevesinde ve süresinde ibraz edilmekle ilk talepte ödeme şartı gereği davalı bankanın teminat mektup bedelinin herhangi bir tereddüte mahal bırakmaksızın davacıya ödemekle yükümlü olduğu, davalı banka tarafından paranın ödeneceği söylenilerek davacının oyalandığı ve bu sırada mahkemeden verilen ihtiyati tedbir kararının bankaya ulaşmasının beklendiği ve ardından mahkemenin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararına istinaden mektup bedelinin davacıya ödenmediği sabit olup davacının teminat mektup bedeli kadar zararının oluştuğu ve ticari işlere uygulanacak değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiği, ancak her ne kadar davacının teminat mektubunu sunan lehtar ile arasındaki kira ilişkisi çerçevesinde taşınmazın tadilat ve tamiratının yapılmasına başlanılamaması ve kiraya verme sezonunun kaçırılmasından dolayı mahrum kaldığı kira bedelinin ve taşınmazda oluşan maddi hasarın tazminini de istemiş ise de söz konusu taleplerin dolaylı zarar mahiyetinde talepler olduğu, teminat mektup bedelinin süresinde nakde çeviremeyen davacının bu zararlardan dolayı arada sözleşmesel ilişki bulunmayan teminat mektubu yükümlüsü olan davalıyı sorumlu tutabilmesi için davalı bankanın ayrıca bu hususlara ilişkin garanti taahhüdünde bulunması gerektiği, hukuki niteliği itibariyle garanti sözleşmesi niteliğinde olan banka teminat mektuplarından kaynaklı olarak dolaylı zararların tazmininin kural olarak istenemeyeceği, kaldı ki bu zararlara ilişkin davalı bankanın ayrıca ve açıkça bir taahhüdünün bulunmadığı gözetilerek davacının yoksun kalınan kâr niteliğindeki diğer tazminat kalemlerinin davalıya yükletilemeyeceği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile banka teminat mektubu tazmin bedeli olan 288.000,00 TL’nin dava tarihi olan 24.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kira bedeli (yoksun kalınan kâr) ve hasar bedeli şeklindeki tazminat taleplerin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen 15.09.2021 tarihli istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair ek karar usul ve esas yönden doğru olduğunu, öncelikle davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcı (nisbi) süresinde olmadığını, davalı tarafa eksik harç ve giderlerini tamamlaması için 07.08.2021 tarihinde ihtaratlı muhtıra e-tebligat yoluyla tebliğ edildiğini, davalı taraf her ne kadar istinaf dilekçesinde muhtırada mühür ve imza olmadığı yönündeki eksiklikleri vurgulamış olsa da söz konusu muhtıra elektronik imza ile imzalanmış olup, elektronik imzada ıslak imzanın hüküm ve sonuçlarını doğuracağından bu yöndeki iddia ve beyanlarını kabul etmediklerini, ayrıca e-tebligat davalının vekiline yapılmış olup, karşı tarafın avukat olduğunun göz önünde bulundurulması halinde bu istinaf dilekçesinde beyan edilen hususları bilmesi ve bilebilecek durumda olması gerektiğini, mahkeme tarafından davalıya gönderilen muhtırada eksik harcın miktarı, yatırılma merci ve süresi, yatırılmaması durumundaki sonuçlar açıkça ve usulüne uygun bir şekilde belirtildiğini, mahkemece yapılan tebligatın geçerli olduğunu, usulüne uygun olduğunu, davalının istinaf başvurusunun herhangi bir hukuki dayanağı olmaması nedeniyle 15.09.2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına yönelik istinaf başvuru taleplerinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel Mahkemece verilen 15.09.2021 tarihli ek kararın istinaf kanun yolu açık olmak üzere verildiğini fakat yapılan ihtar usul ve yasaya uygun olmadığını, yapılan tebligatın usulüne uygun olabilmesi için; tebligat üzerine yazılan ve hakimin sicil numarası ve imzasını taşımayan açıklamalar, yasanın aradığı şartlara uygun olmadığını, aynı zamanda hakim tarafından gönderildiğinin kabulüne olanakta bulunmadığını, bu bakımdan kendilerine gönderilen muhtıranın hukuki sonuç doğuracak nitelikte olmadığını, gönderilen muhtıra mahkeme yazı işleri müdürünün yada kalem personelinin yapmış olduğu bir işlem olduğunu, böyle bir durumda mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin vermiş olduğu süre üzerine istinaf harcını veya giderini ödememiş olan taraf istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmayacağını, bu sebeple verilen karar usule uygun olmadığını, mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin istinaf harcı veya giderinin tamamlanması için istinaf edene süre vermesi usule aykırıdır ve mahkeme yazı işleri müdürünün veya kalem personelinin vermiş olduğu süre üzerine istinaf harcını veya giderini ödememiş olan taraf, istinaf talebinden vazgeçmiş sayılamayacağını, yerel mahkemenin vermiş olduğu ek kararın kaldırılmasına, ek karar hakkındaki istinaf başvurusunun kabulüne, masraf ve ücretin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece hükme esas alınan asıl ve ek bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu, davacı tarafça davalı bankaya sunulan kesin teminat mektubunun süresi içerisinde bankaya ibraz edilmekle taleple birlikte ödeme şartı gereği davalı bankaca teminat mektubu bedelinin davacıya ödemekle mükellef olduğu, bu itibarla davacının ödenmeyen teminat mektup bedeli kadar zararının olduğunun sabit olduğu, teminat mektubu bedelinin ödenmemiş olması ile taşınmazın tadilat ve tamiratının yapılamaması veya kiraya verilemediğinden bahisle mahrum kalınan kira bedelinin ve taşınmazda oluşan maddi hasarın tazmini taleplerinin dolaylı zarar mahiyetinde olması nedeniyle, bu talepler yönünden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ayrıca mahkemece eksik istinaf karar harcının tamamlanması hususunda davalı vekiline çıkartılan ve usulüne uygun olarak düzenlendiği anlaşılan ihtarlı davetiyenin (muhtıranın) davalı vekiline 07.08.2021 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, davalı vekilince verilen 1 (bir) haftalık kesin süre içerisinde eksik nispi istinaf harcının tamamlanmaması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 344 üncü maddesi gereğince Mahkemece davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla davalı vekilinin ek karara karşı yapmış olduğu istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun da esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili vakfın teminat mektupları bedellerini tazmin edememesi nedeniyle taşınmazdaki hasarları da gideremediği ve maddi zarara uğradığını, yoksun kalınan kâr ve hasar bedeli taleplerinin reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın süresinde istinaf edildiğini, ancak harcın tamamlanması için gönderilen muhtıranın kalem personelince yapılan işlem olması ve hakimin sicil numarası ile imzasını taşımaması nedeniyle hukuki sonuç doğracak nitelikte bulunmadığını, ayrıca muhtirada masrafın yatırılacağı yerin tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirtilmediğini, dolayısıyla müvekkilinin istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmayacağını, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince verilen 15.09.2021 tarihli müvekkilin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair ek kararının hatalı olduğunu, esasa ilişkin olarak ise; davacının ödeme talebinin derhal işleme alındığı ancak aynı gün gelen tedbir üzerine ödemenin yapılamadaığını, davacı yanın müvekkili tarafında oyalanmadığını, dava konusu mektupların nakte çevrilmemesi konusundaki ihtiyati tedbir kararını içeren tensip tutanağının dava dışı kiracı firma vekili tarafından ‘whatssupp’ uygulaması üzerinden müvekkili bankaya iletildiğini, aynı gün saat 17.29’da da asıl belgenin bankaya getirildiğini, bu nedenle hukuk müşavirliğinin de görüşü alınarak ödemenin yapılamadığını, ihtiyati tedbir kararına uymama nedeniyle cezai sorumluluk doğacağından müvekkili bankanın ödeme yapmamasının yerinde olduğunu, dolayısıyla tedbir kararı nedeniyle tazmin işleminin yerine getirememiş olan müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı banka tarafından haksız olarak nakde çevrilmeyen teminat mektubu bedelinin tahsili ve bu nedenle uğranılan maddi zararın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 48 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 344 üncü maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, kararın davalı vekili tarafından istinaf edildiği ancak istinaf başvurusunda nisbi istinaf peşin harcını eksik yatırdığı, davalı vekiline bu eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verildiği, verilen bir haftalık kesin süre içersinde belirtilen eksiklikleri ikmal etmesi, aksi takdirde kararın istinaf edilmemiş sayılmasına karar verileceği hususundaki ihtar şerhi ile tebligat gönderildiği, davacı vekiline 07.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihinden itibaren belirtilen kesin süre geçmesine rağmen eksik nispi istinaf harcı yatırılmadığı gerekçesiyle HMK’nın 344 üncü maddesi gereğince kararın istinaf edilmemiş sayılmasına dair ek karar verilmiş, davalı vekili 20.09.2021 tarihinde nispi istinaf karar harcını ikmal etmiş, ek karara yönelik davalının, asıl karara yönelik davacının istinaf kanun yolu başvuruları Bölge Adliye Mahkemesince esastan ret edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 344 maddesinde de açıkça ifade edildiği üzere, harç ve giderlerin eksik ödendiğinin anlaşılması durumunda bir haftalık kesin sürede eksikliklerin tamamlanmasına ilişkin (muhtıranın) Mahkeme işlemi olması gerekmektedir.

Somut uyuşmazlıkta, dosya içeriğinde bu hususta verilmiş bir mahkeme ek kararı (muhtıra) bulunmadığından İlk Derece Mahkemesince, kalem tarafından tebligat mazbatası üzerine yazılan açıklamanın HMK 344 maddesi hükmü karşısında hukuki bir sonucu bulunmadığı gibi davalı aleyhine bir sonuç doğurması da mümkün değildir.

Ancak davalı eksik peşin harcı 20.09.2021 tarihinde ikmal etmiş olup HMK 344 maddesi hükmü gereği yerine getirilmiştir.

Bu halde, davalının eksik harcı süresinde yatırdığının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi ek kararının kaldırılarak asıl karar yönünden istinaf kanun yolu incelemesi yapılması gerekirken yazılı şekilde davalının ek karara yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddi isabetli görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istekleri hâlinde taraflara iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin Davalının istinaf başvurusu yönünden yapmış olduğu inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesince verilen ek karara yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair vermiş olduğu kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ve onanması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma yönündeki kararına katılmamaktayım.