Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8545 E. 2023/2565 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8545
KARAR NO : 2023/2565
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/369 Esas, 2021/1324 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/1010 E., 2018/496 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit ve ipoteğin fekki davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bankadan kredi kullanmak istediğini ancak olumsuz yanıt aldığını, bunun üzerine davalı bankadan ihtiyacı olan kredinin dava dışı …’e kullandırılmasını istediğini, davalı bankanın müvekkiline ait taşınmaza ipotek konulması şartıyla bu teklifi kabul ettiğini, ekspertiz incelemesinin ardından müvekkiline ait taşınmaza davalı banka lehine ipotek konulduğunu ve …’e 51.000,00 TL tutarında kredi kullandırıldığını, bu parayı …’ten alan müvekkilinin bankaya olan borcunu zamanında ödeyerek kapattığını, ilerleyen süreçte, davalı bankanın müvekkilini arayarak …’in muaccel hale gelmiş borçları bulunduğunu ödenmemesi halinde ipoteğin paraya çevrileceğini söylediğini, bu beyan üzerine araştırma yapan müvekkilinin ipoteğin tesisi sürecinde davalı banka tarafından aldatıldığını, sadece 51.000,00 TL için ipotek verdiğini zannederken …’in borçları için banka lehine 300.000,00 TL üst sınırla ipotek verdiğini öğrendiğini, içinde bulunduğu zor durum sebebiyle bankanın yapılandırma teklifini kabul etmek zorunda kaldığını ve davalı bankaya her ay 3.246,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin halen davalı bankaya borçlu olmadığı bir tutarı ödemekte olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının ve müvekkiline ait taşınmaza konulan ipoteğin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının adına kayıtlı olan taşınmaza konulan ipoteğin bedelini bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava dışı kişinin müvekkili bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olmak üzere taşınmazını ipotek ettiğini, ipoteğin ancak üçüncü kişinin kredi borçlarının tamamıyla tahsil ve tasfiye edilmesi halinde fek edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya ait taşınmaz üzerine dava dışı …’in davalı bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olmak üzere 300.000,00 TL üst sınır ipoteği tesis edildiği, buna ilişkin resmi senedin davacı tarafından imzalandığı, davaya konu iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı banka lehine ipotek tesis edilirken müvekkilinin eşinin muvafakati alınmadığından ipoteğin hükümsüz olduğunu, müvekkilinin esasen kendisine ait olan 51.000,00 TL borcun teminatı olmak üzere taşınmazını ipotek ettiğini, bu borcunu da ödediğini, müvekkilinin dava dışı …’in bankaya karşı olan borçlarından sorumlu tutulamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının resmi ipotek senedine karşı ileri sürdüğü iddialarını ispatlayamadığı, aile konutu iddiasının ise ilk defa istinaf dilekçesinde ileri sürüldüğü, bu nedenle dikkate alınamayacağı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen hususları tekrar etmiş, bunun yanında Bölge Adliye Mahkemesinin aile konutu iddiasının ilk defa istinaf dilekçesinde ileri sürüldüğüne ilişkin gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını, sözü edilen iddiayı bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de dile getirdiklerini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.