Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8413 E. 2023/2526 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8413
KARAR NO : 2023/2526
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1727 Esas, 2021/1139 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2011/93 E., 2019/564 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 117.960,00 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden Y Momentum Tekstil’in tekstil imalatı yapan, YFA Tekstil’in ise imal edilen ürünlerin ihracatını yapan şirket olduğunu, davalı firmanın ise müvekkillerinin yurt dışına gönderdiği ürünlerin taşıma ve teslimatını yaptığını, toplam 956 koliden ibaret ürünlerin İngiltere’de bulunan firmaya gönderilmek üzere eksiksiz ve sağlam bir şekilde davalıya teslim edildiğini, yurt dışındaki firmanın ürünlerin teslim edilmediğini bildirmesi üzerine durumun araştırıldığını, en sonunda davalı firmaya ait aracın Londra’da park halinde iken brandasının yırtılarak müvekkillerine ait kolilerin çalındığı bilgisini aldıklarını, tırın navluna aykırı olarak iki şoför yerine tek şoförle yola devam ettiği sırada şoförün uyumak için mola verdiğinde ürünlerin çalındığını, müvekkili tarafından ürünlerin yeniden acilen üretilerek hava yolu ile müşteriye ulaştırıldığını, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, sigorta işlemlerinin uzaması ve müvekkili açısından belirsizliği nedeniyle davalı ile uzlaşarak zararların giderilmesinin talep edildiği, taraflar arasında bir yandan ticari ilişki devam ederken bir yandan müvekkili şirketin zararının yapılacak yüklemelerden mahsup edilmesi yoluyla ve kısmi ödemelerle bitirilmesinin hedeflendiğini, bu doğrultuda da davalı firma tarafından 23.08.2010 tarihli fatura ile 53.166,05 Euro ödeme yapıldığını, bazı ödemelerin de mahsup edildiğini, ancak bir süre sonra davalı tarafın nakliye işlemlerini durdurduğunu, müvekkillerinin kalan zararının ödenmediğini, müvekkillerinin davalıdan 95.284,10 TL alacağının kaldığını belirterek, 95.284,10 TL alacağın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin Y Momentum şirketi ile taşıma ilişkisi bulunduğunu, diğer şirket ile bir bağının bulunmadığını, CMR konvansiyonu gereğince sorumluluğunu ifa ederek ödemesi gereken tazminatı davacıya ödediğini, aracın çift şoförlü olarak yola çıkarılmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, aracın Avusturya sınırlarında trafiğe izin verilmemesi nedeniyle bu ülke sınırları içerisinde trene alındığını, Belçika sınırlarında ise Ro-Ro gemileriyle İngiltere’ye taşındığını, karayolu taşımacılığında teamülün Türkiye-Avusturya arasında çift şoför bulundurulması olduğunu, Avusturya’dan sonra tren ve gemide giden araç için çift şoför uygulamasının bulunmadığını, kaldı ki çift şoför uygulamasının emtianın güvenliği için değil aracın sürüş kurallarına uygun ve seri bir şekilde boşaltma yerine varmasını sağlamak için olduğunu, müvekkiline ait aracın çift şoförle yola çıktığını, araç Belçika’da gemiye aktarılmadan önce ikinci şoförün geri döndüğünü, müvekkilinin sorumluluğunun CMR gereğince sınırlı olduğunu, bu kapsamda oluşan zararın müvekkil tarafından ödendiğini, davacıya CMR sigortası kapsamında 53.166,00 euro ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İngiltere makamlarınca yürütülen soruşturma evrakları ve dosyaya sunulan Türkçe tercümesinin incelenmesi sonucunda davalının şoförünün hırsızlık eylemine karıştığına, hırsızlık suçuna iştirak ettiğine, kastına dair herhangi bir delil bulunmadığı, niteliği itibariyle olaya CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği, hırsızlık sonucunda davalıya teslim edilen 956 kap eşyadan 495 kap ürünün çalındığı, 461 kap ürünün ise muhatabına teslim edildiği, davalı tarafından çift şoför bulundurulmaması halinin hırsızlık suçunun oluşumuna neden olarak gösterilmesinin mümkün olmadığı, toplanan tüm deliller itibariyle davalının kasıt veya kasta eşdeğer ağır kusurunun kanıtlanamadığı, bu nedenle olayda sınırsız sorumluluk hükümlerinin uygulanamayacağı, sınırlı sorumluluk ilkesi dikkate alındığında davacıların talep edebileceği hasar bedelinin 65.174,27 Euro olduğu, davacılar vekilinin 13.12.2011 tarihli dilekçesinde açıkça kabul edildiği üzere davalı tarafından oluşan hasar nedeniyle davacılara toplam 67.138,28 Euro ödeme yapıldığı, dolayısıyla davalı tarafından sorumlu oldukları tutarın fazlasıyla davacılara ödendiği, davacıların bakiye alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin ağır kusurlu olduğunu, çünkü taşıma işinin taraflarca mutabık kalınan taşıma sözleşmesine açıkça aykırı olacak şekilde gerçekleştirildiğini, hırsızlık olayı ile davalının sözleşmeye aykırı davranması arasında illiyet bağı bulunduğunu, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinde taşımanın çift şoför kullanılarak ifa edilmesi konusunda mutabakata varıldığını ve müvekkilinin çift şoför için navlun bedeline fark ödediğini, ancak hırsızlık olayına ilişkin İngiltere adli makamlarınca düzenlenen tutanaklardan taşımanın tek şoförle gerçekleştirildiğinin anlaşıldığını, hatta davalının da taşımanın belli bir yere kadar çift şoförle belli bir noktadan sonra tek şoförle varma yerine teslim edildiğini beyan ettiğini, taşımanın varış yerine kadar çift şoförle yapılmasının sözleşmeye göre zorunlu olduğunu, ağır kusur olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalının ağır kusurlu hareket ettiği, sınırız sorumlu olduğunu belirterek davanın kabulünü istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşımaya konu emtianın Avusturya’ya kadar çift şoförle taşındığı, Avusturya’dan sonra tren ve gemiyle İngiltere’ye ulaştığı, İngiltere’de kısa mesafe olması nedeniyle tek şoförle varma yerine ulaştığı, bu şekilde taşımanın taşıma teamülüne uygun olduğu, şoförün uykusunun ağır olması ve kamera açılarını iyi ayarlayamamasının ağır kusurlu sayılmasını gerektirecek davranış olmadığına dair mahkeme gerekçesinin, somut olaya usul ve yasaya uygun gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşıma sırasında zayi olan mal nedeniyle davalı taşıyıcının sorumlu olup olmadığı, davalının taşıma eyleminde ağır kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası.

2.CMR (Convention Marchandise Routier) Konvansiyonu’nun 29 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
Davacı davalı tarafından taşınan malların davalının kusuru nedeniyle çalındığını, çift şoför farkı ödemesine rağmen tek şoförle taşıma yapıldığını, malın güvenliğinin sağlanmadığını, ağır kusurlu hareket edildiğini belirterek zararının tahsilini istemiştir. Mahkemece davalının kasıt veya kasta eşdeğer ağır kusurunun kanıtlanamadığı, bu nedenle olayda sınırsız sorumluluk hükümlerinin uygulanamayacağı, sınırlı sorumluluk ilkesi dikkate alındığında davacının gerekli ödemeyi yaptığı, fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, istinaf mahkemesince de davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.

Davacının taşımanın çift şoförle yapılması için ayrıca bir ödeme yaptığı hususu tarafların kabulünde olup, davalının cevap dilekçesinde belirttiği üzere yolculuk boyunca çift şoför bulundurulmamıştır. Davacı tarafından ödemesi yapıldığı halde tüm yolculuk boyunca çift şoförle taşıma yapılmaması hırsızlık bakımdan önleyici olabilecek gerekli tedbirin alınmadığını göstermektedir. Tek araç sürücüsü uyuduğu sırada hırsızlık meydana gelmiştir. Ayrıca kamyonun yeterli güvenlik önlemleri alınmadan kameralardan tam olarak görünmeyecek şekilde park edildiği anlaşılmaktadır. O halde davalının hareketi CMR Konvansiyonu’nun 29 uncu maddesi gereğince kasta eşdeğer kusur niteliğinde olduğundan davalı sınırsız sorumludur. Buna göre mahkemece tazminatın açıklanan şekilde sınırsız sorumluluk çerçevesinde belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.