YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8282
KARAR NO : 2023/2223
KARAR TARİHİ : 11.04.2023
MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI :2018/1669 Esas, 2021/1147 Karar
HÜKÜM :Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2017/474 E., 2018/65 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 117,960,00 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı … tarafından davacılar hakkında 115.000,00 TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, takip konusu bononun … adına düzenlendiğini, senet karşılığında davacılardan 132.000,00 TL tahsil edildiği halde senedin davacılara iade edilmeyip, … tarafından kötüniyetli olarak arkadaşı …’a ciro edildiğini, … tarafından icra takibi yapıldığını, daha sonra da bu icra dosyasındaki alacağın davalılardan …’ın kardeşi diğer davalı …’a temlik edildiğini, taraflar arasında fiili ve organik bağ bulunduğunu, senet bedeli ödendiği halde takip yapıldığını belirterek, davacıların davalılara borçlu olmadığının tespiti ile davalılar aleyhine icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde, davacı şirket yetkilisi … ile … arasında 2013 yılında ortaklık kurulduğunu, bu ortaklık gereğince davacı şirket için davalı … adına Vakıfbank’tan 18.11.2013 tarihinde 81.170,24 TL, Halk Bankası’ndan 29.11.2013 tarihinde 36.951,12 TL, Yapı Kredi Bankası’ndan 25.11.2013 tarihinde 31.955,07 TL, Garanti Bankası’ndan 29.11.2013 tarihinde 25.197,03 TL kredi çekildiğini, bu 4 kredinin aylık taksitlerinin toplam 3.696,27 TL olduğunu, kredilerin … adına çekilmesine rağmen taksitlerinin davacılar tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacıların bu 4 kredi için davalı …’a aylık 3.700,00 TL tutarında ödemeler yaptığını, davacı tarafın sunduğu ödeme belgelerinde ödemelerin bu taksitlere ilişkin olduğunun belirtildiğini, … tarafından 05.01.2014 tarihinde İş Bankası’ndan, 18.11.2013 tarihinde Akbank’tan da krediler çekildiğini, …’ın bu krediler dışında ayrıca davacılara elden verdiği borç para karşılığında 115.000,00 TL bedelli senedin alındığını, davacılar ödemelerini düzenli olarak yapmayınca …’ın ekonomik olarak zor duruma düşüp, …’dan borç para aldığını, borcunu ödeyemeyince 115.000,00 TL bedelli senedi borcuna mahsuben …’a ciro ettiğini, …’ın davacılar tarafından tehdit edilmesi üzerine, polise ifade verip, senedin de …’a ciro edildiğini, …’ın bu senet karşılığında …’a 48.000,00 TL para ve geriye kalan kısım için başka senet verdiğini, 115.000,00 TL bedelli senet ödenmediği için icra takibinin devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davadan önce alacağın temlik edildiği ve bu durumu davacıların bildiğinin dilekçelerinden anlaşıldığı gerekçesiyle davalı … yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise davacılar tarafından yapılan ödemelerin davacı … tarafından kullanılan kredilere ilişkin olduğunun ödeme belgelerinin birçoğundaki açıklamalardan anlaşıldığı, yine toplam kredi borçları ile ödeme tutarlarının uyumlu olduğu, ödeme açıklamalarında bonoya istinaden ödendiği açıklamasının bulunmadığı, her ne kadar davalı …’in bononun nakden verilen borç para karşılığı alındığı yönünde beyanı bulunmakta ve “malen” kayıtlı bono olması nedeni ile ispat yükünün yer değiştirmesi gerekecek ise de, davacı tarafın senetten dolayı borçlu olmamalarını paranın ya da malın verilmediği gerekçesine değil, senedin bedelinin kendilerince ödendiği gerekçesine dayandırdığı ve bu hususun ihtilaf sebebi yapılmaması nedeniyle senet karşılığında elden para verildiğinin davalılar tarafından ispatının gerekmediği, davalı tarafın davacıların yaptığı ödemelerin bono borcuna mahsuben değil, …’ın çektiği kredilere mahsuben yapıldığını ispat etmesi karşısında davalı … ve … yönünden de davanın reddine, %20 tazminatın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak takip alacaklısı davalı …’a verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının ödemeyi kabul ettiğini ancak başka bir ilişkiye yönelik olduğunu iddia ettiğini, bu durumda ispat yükünün davalıya düştüğünü, davalının kredileri davacılar için kullandığına yönelik herhangi bir delil ortaya koyamadığını, ödeme tarihleri ile kredi taksit tarihlerinin uyumsuz olduğunu, davacı tarafından yapılan ilk ödeme tarihi ile kredi taksitlerinin başladığı tarih arasında 7 aylık bir süre bulunduğunu, yine davalının senet kaydını talil ettiğini, ispat yükünün davalıda olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalının ödemelerin kullanılan kredilere yönelik olduğu iddiasını ortaya koyduğu delillerle ispat ettiği, davacıların ödemelerin bonoya ilişkin olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davacılar vekilinin davalı …’a yönelik temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2. Davalı taraf, davacıların yaptığı ödemelerin bono borcuna mahsuben değil, …’ın çektiği kredilere mahsuben yapıldığını savunmuştur. Bu savunmanın davalı tarafından ispat edilmesi gerekir. Davacı tarafca dosyaya sunulan belgelerden 19.08.2016 tarih 1.700,00 TL, 04.10.2016 tarih 3.700,00 TL, 06.05.2017 tarih 3.700,00 TL, 03.03.2017 tarih 7.400,00 TL, 28.10.2016 tarih 2.200,00 TL, 16.12.2016 tarih 3.700,00 TL, 13.10.2016 tarih 1.800,00 TL, 15.10.2016 tarih 700,00 TL, 06.09.2016 tarih 3.700,00 TL, 17.08.2016 tarih 2.000,00 TL, 15.07.2016 tarih 1.850,00 TL, 12.07.2016 tarih 1.850,00 TL, 17.06.2016 tarih 3.700,00 TL, 13.03.2017 tarih 3.700,00 TL tutarlı belgelerde yer alan toplam 41.700,00 TL ödemenin kredi borcuna mahsuben ödendiği belgelerde yazılı olmasına, 18.02.2016 tarih 3.700,00TL, 26.03.2016 tarih 3.700,00TL, 05.04.2016 tarih 3.700,00 TL, 28.12.2015 tarih 3.700,00 TL, 18.09.2015 tarih 3.700,00 TL, 28.10.2015 tarih 3.700,00 TL, 02.09.2015 tarih 3.700,00 TL, 25.06.2015 tarih 3.700,00 TL, 16.03.2015 tarih 3.700,00 TL, 21.04.2015 tarih 3.700,00 TL, 19.06.2015 tarih 3.700,00 TL, 22.12.2014 tarih 3.700,00 TL, 21.01.2015 tarih 3.700,00 TL, 19.11.2014 tarih 3.700,00 TL tutarlı ancak açıklama yazmayan bir kısım ödemelerin de …’ın bankalardan çektiği kredilerin aylık taksit miktarı ile uyumlu olması karşısında toplam 51.800,00 TL ödemelerin de kredi borcuna mahsuben ödendiği kabul edilmelidir.
Ancak davalılar tarafından kredi borcuna mahsuben ödendiği savunulduğu halde belge üzerinde kredi borcuna mahsuben ödendiği açıklaması bulunmayan ve bu açıklama yer almadığı halde kredi borcu taksit miktarına denk gelmeyen ödemelerin ise kredi borcuna mahsuben ödendiğinin ispat edilmediği sonucuna varılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 102 nci maddesinde “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklama bulunmadığı durumda ödeme, muaccel bir borç için yapılmış sayılır. Birden çok muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir.” denilmektedir. Bu durumda yukarıda izah edilen ödemeler dışında kalan 09.05.2014 tarih 6.105,00 TL, 01.06.2017 tarih 1.500,00 TL, 27.04.2016 tarih 7.400,00 TL, 18.02.2016 tarih 1.750,00 TL, 18.03.2016 tarih 2.000,00 TL, 16.12.2015 tarih 500,00 TL, 04.12.2015 tarih 4.500,00 TL, 30.11.2015 tarih 1.760,00 TL, 17.04.2015 tarih 1.060,00 TL, 08.12.2014 tarih 1.000,00 TL, 01.12.2014 tarih 1.500,00 TL, 20.11.2014 tarih 1.100,00 TL, 27.11.2014 tarih 1.000,00 TL, 21.10.2014 tarih 5.000,00 TL, 16.01.2016 tarih 500,00 TL, 29.05.2017 tarih 2.200,00 TL, 01.02.2017 tarih 5.460,00 TL olmak üzere toplam 44.335,00 TL’nin bononun tanzim tarihinden sonra ödenmiş olması sebebiyle bonodan doğan borcun ifası amacıyla yapıldığının kabulü gerekir. Bu durumda bu hususlar nazara alınarak bir kısım ödemelerin bono bedeline mahsuben yapıldığının kabulü ile ödeme nedeniyle menfi tespit davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin davalı …’a yönelik temyiz isteminin REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacılara iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.