Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8221 E. 2023/2243 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8221
KARAR NO : 2023/2243
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/124 Esas, 2021/1254 Karar
HÜKÜM : Hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/37 E., 2020/518 K.

Taraflar arasındaki icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan davada hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili tarafından hükmün tamamlanması, davalı vekili tarafından tavzih ve tashih isteminde bulunulmuş ise de Mahkemenin 12.11.2020 tarihli ek kararı ile taleplerin reddine karar verilmiştir.

Mahkemenin asıl ve ek kararının taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ek kararlara karşı istinaf başvuruları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili, duruşma istemi olmaksızın davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 11.04.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. ….. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bankaya ne asil ne kefil sıfatıyla borçlu olmadığını, davalı banka tarafından müvekkiline hesap kat ihtarnamesi gönderilmiş ve hesabına bloke konulmuş ise de yapılan görüşmeler neticesinde blokenin kaldırıldığını, tarafların birbirlerini ibra ettiğini, buna rağmen müvekkili aleyhine takip başlatıldığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli davalının asgari %20 oranında tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından davacı hakkında sehven takip başlatıldığını, davacı tarafından yapılan icra takibine itirazlar neticesinde söz konusu takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmesi sonrasında ibranameden haberdar olunduğunu, aynı gün uyap üzerinden ilgili icra dosyasında davacı yönünden feragat edildiğini, işbu davada davacının hukuki yararı bulunmayıp davanın konusuz kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı bankanın icra takibini başlattıktan sonra 30.12.2019 tarihi itibariyle önce davacı yönünden sonra tüm borçlular yönünden feragat ettiği ve bu feragat beyanına göre takip dosyasının kapatıldığı gerekçesiyle dava konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi 12.11.2020 tarih, 2020/37 E. ve 2020/518 K. sayılı ek kararı ile vekâlet ücreti, yargılama giderleri ve harç hususlarının tashih ya da tavzih yoluyla düzeltilemeyeceği, bu hususların ancak istinaf veya temyiz konusu edilerek düzeltilebileceği gerekçesiyle davalı tarafın tavzih ve tashih talebinin reddine; her ne kadar davacı tarafça kötü niyet tazminatı yönünden hüküm tamamlanması talep edilmiş ise de dosyanın esasına girilmediği ve kötüniyet olgusu değerlendirme ve inceleme konusu yapılmadığından bu hususta herhangi bir hüküm oluşturulmadığı, talebin bilerek hükme bağlanmadığı gerekçesiyle davacı tarafın hükmün tamamlanması talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gayrinakit alacaklar için maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, nakdi ve gayrinakdi kalemlerin toplanarak işbu tutar üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek kararın ve ek kararın kaldırılmasını, taleplerinin kabulü yönünde karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; feragata rağmen davacının işbu davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığını, dava değerinin yanlış gösterildiğini, vekâlet ücretinin yanlış hesaplandığını, %20 kötü niyet tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek kararın ve ek kararın kaldırılmasını davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı tarafça dava tarihinden önce davacı aleyhine başlatılan icra takibinden feragat edilmiş olmakla, dava tarihi itibarı ile davacı aleyhine yürütülen bir takip ve talep edilen bir alacak bulunmadığından, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı kalmadığı, mahkemece bu husus gözetilerek davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, feragat davadan sonra yapılmış gibi yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, davalı vekili tazminat talebinde bulunmuş ise de tazminat koşullarının oluşmadığı, davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiği nazara alınarak davalı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin İlk Derece Mahkemesinin 12.11.2020 tarihli ek kararlarına karşı yapmış oldukları istinaf başvurularının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin 18.09.2020 tarihli gerekçeli kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına, davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci bendinin (h) fıkrası uyarınca hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun’un 114 üncü maddesinin birinci bendinin (h) fıkrası ve 331 inci maddesi. 2004 sayılı İcra İflâs Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin duruşma isteyen davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.