Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8183 E. 2023/2277 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8183
KARAR NO : 2023/2277
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/435 Esas, 2021/912 Karar
HÜKÜM : Asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul (Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/111 E., 2017/104 K.

Taraflar arasındaki markaya tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması, tazminat ile markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı/karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1967 yılından bu yana inşaat sektöründe AŞÇIOĞLU tanıtım işareti ile faaliyetlerini bugüne kadar nizasız ve fasılasız olarak sürdürmekte olduğunu, AŞÇIOĞLU markasının büyük miktarlarda maddi harcamalar yapılarak yoğun reklam ve emek ile bugün inşaat sektörünün en tanınmış, iktisadi değeri çok yüksek ve dahi prestijli markası haline geldiğini ve bu marka ile müvekkilinin tüm ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, ancak hal böyle iken davalının, haksız ve izinsiz olarak AŞÇIOĞLU ibaresini inşaat hizmetlerinde kullandığını ve işyeri tabelalarında, kartvizit ve benzeri tanıtım evrakları üzerinde AŞÇIOĞLU işaretini kullandığını ve 2003 yılında tescil ettirdiği www.asciogluyapi.com alan adı ile yayınlar yaptığının taraflarınca tespit edildiğini ve bu durumun müvekkili marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek davalının ticaret unvanından AŞÇIOĞLU ibaresinin çıkartılmasını, sicilden terkinini, davalının inşaat sektöründe AŞÇIOĞLU ibaresini hizmet markası ve tanıtma vasıtası olarak kullanmak suretiyle haksız olduğunun hükmen tespitini, haksız rekabetin men’ini, tecavüzün men ve ref’ini, haksız rekabet durumunun ortadan kaldırılmasını, davalının AŞÇIOĞLU marka ve ibareli her türlü tanıtma vasıtalarının toplatılarak imhasını, 100.000,00 TL manevi tazminatın, davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini, davalının müvekkilinin tescilli sınai hakları ve unvanı ile iltibas yaratan www.asciogluinsaat.com ve www.asciogluyapi.com alan adlarının kullanımının önlenmesini, bu sitelere erişimin engellenmesini ve hükmün ilanını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin … Aşçıoğlu ve Hüseyin Aşçıoğlu’na ait 18.07.2014 tarihinde kurulmuş bir aile şirketi olduğunu, ancak şirket ortaklarının bu şirketten önce 13.08.1998 tarihinde Aşcıoğlu İnşaat Teks. Gıda Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurduklarını, her iki şirketin de faaliyetlerine günümüze kadar devam ettiğini, ancak 2014 yılından sonra aktif olarak faaliyet gösteren şirketin işbu dosya davalısı müvekkili şirket olduğunu, ayrıca Hüseyin Aşçıoğlu adına Galata, Üsküdar, Çapa, Koca Mustafapaşa vergi dairelerindeki kayıtlar incelendiğinde, 1983-1994 yılları arasında da şahıs şirketi olarak AŞÇIOĞLU adı altında inşaat işleri yaptığını, Aşçıoğlu ibaresinin müvekkili şirket ortaklarının soyadı olduğunu, Aşçıoğlu ibarelerinin karıştırılmasının imkansız olduğunu, bu durumun sadece logolara bakıldığında bile görülebileceğini, müvekkilinin AŞÇIOĞLU markasının gerçek hak sahibi olduğunu, söz konusu ibarenin ilk olarak müvekkili tarafından kullanıldığını, davacı tarafından yapılan tescillerin kötü niyetli olduğunu ve korunmaması gerektiğini, tazminatın fahiş olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı dava dilekçesinde ise özetle; davacı karşı davalı adına tescilli 2002/16889 sayılı “AŞÇIOĞLU A Şekil” ve 2012/75146 sayılı “AŞÇIOĞLU” markalarının hükümsüzlüğünü istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden; her iki tarafın tescilli ticaret unvanının ek unsurunun Aşçıoğlu ibaresini taşıdığı, her iki şirketin de inşaat sektöründe faaliyetlerinin olduğu, dolayısıyla ticaret unvanını aynı sektörde kullanacak olmaları nedeniyle sonradan tescili yapılan davalının unvanındaki ibarenin davacının ticaret unvanından ayırt edicilik sağlamasına yeterli olmadığı, ek ibarenin her iki taraf şirket ortaklarının soyadlarından oluştuğu, bu hususun tescile engel olmadığı, ancak ilk tescil ettirenin davacı yan olması ve davalının aynı ibareyi ticaret unvanında ek unsur olarak kullanmasının ticaret unvanına tecavüz oluşturduğu, bu nedenle asıl davadaki ünvan terkinine yönelik talebin kabulü gerektiği, yine davalının Aşçıoğlu ibaresini ticaret unvanında yazılı olduğu şekilde kullanmayıp, başlı başına veya sadece Aşçıoğlu A.Ş olarak markasal kullandığı, bu kullanımın dava tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (556 sayılı KHK)’nin 9/e ve 61 inci maddeleri gereğince, davacının tescilli Aşçıoğlu ibareli markasına tecavüz oluşturduğu, bu fiillerin aynı zamanda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı Kanun)’nun 55 inci maddesi kapsamında haksız rekabet fiilini de oluşturduğu, ayrıca davacının tescilli markasındaki Aşçıoğlu ibaresini davalının asciogliinsaat.com ve asciogliyapi.com adlı internet sitelerinin alan adlarında ve site içeriğindeki sayfalarda markasal olarak kullandığı ve davalının bu fillerinin davacı markasına tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile davalının ticaret unvanından “AŞÇIOĞLU” ibaresinin terkinine, davacının tescilli AŞÇIOĞLU + ŞEKİL ibareli markasına davalı yanın AŞÇIOĞLU ibaresini markasal kullanmak suret ile tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve refine, davalının AŞÇIOĞLU ibaresini inşaat sektöründe, tabela, broşür ve vb. Her türlü tanıtım materyallerinde, ticari evraklarında kullanmasının yasaklanmasına, tabeladaki AŞÇIOĞLU ibaresinin silinmesine, silinememesi halinde bu materyallerin toplatılarak imhasına, davalı adına tescilli www.asciogluinsaat.com ve www.asciogluyapi.com adlı internet alan adlarına Türkiye de erişimin engellenmesine, takdiren 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, karar kesinleştiğinde özetinin masrafı davalıdan tahsil edilmek sureti ile Türkiye genelinde yayın yapan tirajı yüksek üç büyük gazeteden birinde bir kez ilanına, karşı dava yönünden ise; 2002 yılında başvurusu yapılan ve davacı/karşı davalı adına tescil edilen 2002/16889 sayılı marka yönünden davalının bu markayı kötü niyetli tescil ettiği yolunda somut delil sunulmadığı, tescil tarihinden itibaren yaklaşık 14 yıllık bir süre geçmiş olması sebebiyle karşı davacının sessiz kalmak suretiyle hükümsüzlük davası açma hakkını kaybettiği, hükümsüzlüğü istenilen her iki markanın da şekil logosu ile birlikte esaslı unsur niteliğinde değerlendirilebilecek Aşçıoğlu ibaresi olduğu, karşı davacının ortaklarının soyadının da aynı ibareden oluşmuş olmasının diğer tarafın tescilinin kötü niyetli yapıldığı anlamına gelmediği, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen hükümsüzlük hallerinin davacı/karşı davalının hükümsüzlüğü istenilen her iki markası yönünden de mevcut olmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı/karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı/karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu ile mütalaa arasında farklılıklar olduğunu, bilirkişi raporunda müvekkili şirketin varlığından önce kurulan sitelerin müvekkile ait olduğunu kabul edip, erişimin engellenmesine dair tespitler yapan bilirkişilerin, bu sitelerin sahibinin müvekkil şirket ortakları olduğunu ve bağlantısını kabul ettiğini, ancak 1980’li yıllardan bu yana aynı ortakların AŞÇIOĞLU adı altındaki faaliyetlerini kabul etmediğini, mütalaada ise müvekkili şirketin AŞÇIOĞLU soyadı altında uzun yıllardır farklı şirket çeşitleri ile faaliyet gösterdiğinin, her iki tarafında uzun yıllardır sektörde oldukları, tarafların birbirlerinin varlığından haberdar olduklarının, her iki tarafın da AŞÇIOĞLU markasını kullanmasının tescilden çok önce olduğunu, birbirini tanıyan taraflardan davacı-karşı davalının habersiz marka tescili gerçekleştirmesinin kötü niyetli olduğu ve ayrıca 14 yıl bu duruma sessiz kalan davacı-karşı davalının sessiz kalma dolayısıyla hak kaybına uğradığını, huzurdaki davanın kötü niyetli olduğu tespit edildiğini, müvekkil şirketin 2002 yılından bu yana tescilli olan markaya karşı hukuki yollara başvurmayışı sessiz kalma nedeniyle hak kaybı olarak değerlendirilmişken, davacı-karşı davalının müvekkil şirkete karşı 14 yıldır sessiz kalmasının hak kaybı olup olmadığı hususunun değerlendirilmediğini, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafça ticaret ünvanının amacı dışında markasal olarak kullanıldığı, davalının, davacının iştigal alanı ile örtüşür şekildeki hizmetlerle ilgili tescil yaptırdığı ve davalının “Aşçıoğlu” ibaresini unvanına aldığı, bu seçimin davacının markasından istifade eder şekilde olduğu, davalının basiretli tacir gibi hareket etmediği, davalı şirketin ticaret unvanının davacının daha eski tarihli tescili sebebiyle terkini gerektiği bu yönde kurulan mahkeme kararının yerinde olduğu, sessiz kalma yoluyla davacının hak kaybından bahsedilemeyeceği, davalı hakkında verilen takipsizlik kararının hukuk hakiminin yaptığı değerlendirme ile çelişmeyeceği, davalı tarafından alınan tek taraflı mütalaanın bağlayıcı olmadığı, dolayısıyla rapor ve mütalaa arasında çelişki olduğu iddiası ile yeninden rapor alınamayacağı, haksız rekabet şartlarının mevcut olduğu, davalının tüm istemlerinde dava tarihi itibariyle geç kaldığı, markasal tecavüzün bulunduğu, davacı markası ile davalının ticari ünvanı arasında güçlü benzerlik bulunduğu, ticaret ünvanının terkininin gerekli olduğu, mahkemenin bu hususlarda verdiği kararın yerinde olduğu, ancak davacının aynı soy isme sahip olması, aynı sektörde faaliyet göstermesi, davalının markasal kullanımına ticaret ünvanı tesciline kadar ses çıkarmaması ve çelişkili davranışı nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı Kanun)’nun 2 nci maddesi kapsamında manevi tazminat isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, asıl dava yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının ticaret unvanından “AŞÇIOĞLU” ibaresinin terkinine, davacının tescilli AŞÇIOĞLU + ŞEKİL ibareli markasına davalı yanın AŞÇIOĞLU ibaresini markasal kullanmak suret ile tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve refine, davalının AŞÇIOĞLU ibaresini inşaat sektöründe, tabela, broşür ve vb. Her türlü tanıtım materyallerinde, ticari evraklarında kullanmasının yasaklanmasına, tabeladaki AŞÇIOĞLU ibaresinin silinmesine, silinememesi halinde bu materyallerin toplatılarak imhasına, davalı adına tescilli www.asciogluinsaat.com ve www.asciogluyapi.com adlı internet alan adlarına Türkiye de erişimin engellenmesine, manevi tazminat talebinin reddine, karar kesinleştiğinde özetinin masrafı davalıdan tahsil edilmek sureti ile Türkiye genelinde yayın yapan tirajı yüksek üç büyük gazeteden birinde bir kez ilanına, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı/karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; karşı tarafın yıllarca müvekkili şirkete ait ünvan ve logosunun haksız kullanıldığını ve bu suretle ticari itibarını zedelediğini, davalı tarafın bazı inşaat projelerini yarım bırakarak müşterilerini mağdur ettiğini ve bu kişilerin müvekkili şirkete başvurduklarını, halbuki müvekkili şirketin ticari ahlaka ve usullere uygun çalıştığını, piyasaya bir borcu olmadığı halde bu başvurulara maruz kaldığını, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin yerinde olduğunu belirterek kararın bu yönden bozulmasını istemiştir.

2.Davalı/karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; karşı taraf ile aradaki akrabalık ilişkisi nedeniyle markanın kullanılmasının her iki taraf için de sorun olmayacağını, müvekkilinin davacı tarafça bir çok açılış, lansman ve kutlamaya davet edildiğini, uzun yıllar kullanıma sessiz kaldığını, mahkemece aldırılan rapor ile taraflarınca sunulan mütalaa arasındaki çelişki nedeniyle raporun hükme esas alınmayacağını, 2004 yılında kurulan ve erişimi engellenen siteleri kuranların müvekkili şirketin ortakları olduğunu, müvekkilinin sanki üç yıllık bir şirket gibi değerlendirildiğini, halbuki 1980’li yıllardan bu yana aynı ortakların Aşçıoğlu adı altında faaliyette bulunduğunu, karşı tarafın da bu durumu bildiğini, habersiz ve kötüniyetli olarak marka tescili gerçekleştirdiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl davada uyuşmazlık, marka hakkı ile ticaret ünvanına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ile tazminat, karşı davada ise; markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
556 sayılı KHK’nın 9 ve 61 inci maddeleri. 6102 sayılı Kanun’un 18, 42, 43, 45, 46, 50 ve 52 nci maddeleri. 6769 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre asıl davada davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6769 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesinin birinci fıkrası kapsamında sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin taleplerinden biri manevi tazminat olup, mahkemece hem tecavüzün tespit ve men’ine karar verilmiş olması hem de manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi çelişki olduğu gibi, davalı şirketin 2014 yılında kurulduğu nazara alındığında, 2016 yılında açılan dava nedeniyle sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğradığının kabul edilemeyecek olmasına göre, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Asıl davada davalı vekili ile karşı davada davacı vekilinin tüm, asıl davada davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-karşı davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.