Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8119 E. 2023/1872 K. 27.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8119
KARAR NO : 2023/1872
KARAR TARİHİ : 27.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/3261 Esas, 2021/1379 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/404 E., 2018/270 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların çocuğu olan …’ın davalı şirkete bağlı gemide 2008 yılından bu yana mühendis olarak çalıştığını, en son MV Clear isimli gemide ikinci mühendis olarak görev yaparken Çin’de karın ağrısı şikayetiyle hastaneye kaldırıldığında enfeksiyon tanısıyla antibiyotik tedavisi uygulandığını, durumunun ağırlaşması üzerine Türkiye’ye döndüğünü, yapılan tetkiklerden sonra kolon kanseri teşhisi konulduğunu, uygulanan tedaviye cevap vermeyerek 12.09.2014 tarihinde vefat ettiğini, … ile davalı şirket arasında imzalanan International Transport Workers Federation (ITF)/DAD-DER Turkish National Agrement’in (Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu/ Deniz Çalışanları Dayanışma Derneği Türk Ulusal Sözleşmesi) 25/1. maddesine göre doğal sebeplerden kaynaklansa dahi bir gemi adamının istihdam edildiği süre zarfında herhangi bir sebeple ölümü halinde 150.000,00 USD ödeme yapılacağının hükme bağlandığını, gemi adamının iş akdi veya ifa ettiği görev bir hastalık sonucu sona ermiş ise ölüm anında o gemide çalışmasa dahi personelin gemide istihdam ediliyormuş gibi işlem göreceğinin hükme bağlandığını, bu aşamaya kadar herhangi bir ödeme yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 USD alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde maddi vakaların yeterince açıklanmadığını, …’ın hangi gemide ne kadar çalıştığı, ne zaman rahatsızlandığı, gemiden ne zaman ayrıldığı gibi hususların belirtilmediğini, dava dilekçesinin yurtdışında mukim gemi donatanı olan Clear Shipping Ltd. firmasına tebliğinin gerektiğini, davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, herhangi bir şekilde işveren sıfatının olmadığını, davacıların murisinin vefatının gemide çalışmasından kaynaklandığının ispatının gerektiğini, …’ın MV Claer isimli gemiden 2011 yılı Kasım ayında ayrıldığını, vefat sebebi ile gemideki istihadamı arasında illiyet bağı olmadığını, davacılar murislerinin tazminat haklarının olmadığını, ITF/DAD-DER Türk Ulusal Sözleşmesi’nin 25. maddesinin gemideki istihdam süresi ile sınırlı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların mirasbırakanı … ile davalı şirket arasında ITF/DAD-DER Türk Ulusal sözleşmesi imzalandığı, …’ın davalı şirkete bağlı gemide 08.05.2011 tarihinde mühendis olarak çalışmaya başladığı, daha sonra 30.10.2011 tarihinde bu çalışmasının sona erdiği ve başka şirketlerde de çalışmalarının bulunduğu, …’ın kolon kanseri nedeniyle 12.09.2014 tarihine vefat ettiği, yasal mirasçıları olan davacıların sözleşmenin 25/1. maddesindeki hükme göre tazminat talebinde bulundukları, sözleşmenin ilgili maddesine göre gemi adamının şirket tarafından istihdam edildiği süre zarfında doğal ölüm hali ile denizcilik ve benzeri tehlikeler sonucu ölüm halinde dahil olmak üzere her ne sebepten olursa olsun ölümü halinde şirket tarafından kanuni hak sahiplerine tazminat ödemeyi üstlendiği, bu maddede hizmet ilişkisinin devamı esnasında vefat olayının düzenlendiği, somut olayda … ile davalı şirket arasındaki hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra başka işverenler nezdinde çalışma sürelerinin bulunduğu hususunun davacı tanıklarınca açıkça belirtildiği, bu durumda vefat olayı istihdam edilen sürede olmadığı gibi davalı nezdindeki çalışmasından dolayı vefat ettiği anlaşılamadığından tazminat isteme koşullarının bulunmadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müteveffa …’ın 2008 yılından itibaren ve son olarak MV Clear isimli gemi olmak üzere davalıya ait gemilerde çalıştığını, ikinci mühendis olarak görev yaparken hastalanması nedeniyle gemiden ayrıldığını, Türkiye’de yapılan tedavilere cevap vermemesi nedeniyle 12.09.2014 tarihinde vefat ettiğini, davalının imzalamış olduğu dava konusu gemiyi de kapsayan ITF/DAD-DER Türk Ulusal Sözleşmesi’nin davalı için bağlayıcı olduğunu, sözleşmenin 25/1. maddesine göre doğal sebeplerden kaynaklansa bile istihtam edildiği süre zarfında herhangi bir nedenle ölümü ya da çalışması sırasında her hangi bir sebeple hastalanması ve bu hastalık sebebiyle gemideki çalışmasının bitmesinden sonra bile olsa ölümü halinde davalının tazminat ödemekle yükümlü olduğu, ancak Mahkemece hatalı bilirkişi raporuna ve eksik incelemeye dayalı olarak hatalı karar verildiğini, hastalığın müteveffanın davalıya ait gemide çalışması sırasında ortaya çıktığını, gemi iş adamı akdinin bu nedenle feshedildiğini, bu nedenle davalının tazminat yükümlülüğünün bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ITF/DAD-DER Türk Ulusal Sözleşmesi’nin 25/1. maddesinin “Kasıtlı gerçekletirilen ölüm durumu (intihar ve öldürme) hariç tutulmak kaydıyla gemi adamının şirket tarafından istihdam edildiği süre zarfında (gemiye katıldığı ve ayrıldığı yoluculuk süreci), doğal ölüm hali ile denizcilik ve benzeri tehlikeler sonucu ölüm hali de dahil olmak üzere her ne sebepten olursa olsun ölüm halinde şirket, kanuni hak sahiplerine ve 18 yaşının altında en çok 4 çocuğuna, ek-2 de belirtilen tazminatı öder. Şirket, masraflarını da karşılayarak gemi adamının naaşını evine veya ailesinin talep ettiği yere gönderir. Gemi adamının hak sahiplerini belirlememiş olduğu durumlarda, belirtilen tazminat, kanunlar tarafından belirlenen hak sahiplerine, bunun mümkün olmadığı durumda ise ulusal yasalar ışığında hareket edilerek belirlenecek kişilere verilir.

Bu madde nedeniyle yapılan ödemelerin geri ödenmesi için tazminat talebinde bulunulamaz, ancak kasıt karşısında dava açılabilir.

Bu madde uyarınca madde 21 ve 22 hükümlerinin geçerli olduğu süre boyunca ve gemi adamının madde 18.1(b)uyarınca iş akdinin feshine neden olan hastalık veya yaralanmanın doğrudan sonucu olarak ölümün meydana gelmesine değin gemi adamının “şirket tarafından istihdami” halinin devam ettiği kabul edilir…. ” şeklinde olduğu, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, vefatın sözleşmenin sürdüğü sırada veya doğrudan illiyet bağıyla bağlı bir sebepten kaynaklanmadığı, hizmet ilişkisinin sonlanmasından sonra geçen 3 yıllık süre içerisinde başka şirketlerden 6 ay ve 2 aylık çalışmalarının bulunduğu, bu nedenle sözleşme hükümlerinden yararlanamayacağı yönünde görüş belirtildiği, …’ın 08.05.2011 tarihi ile 30.10.2011 tarihi arasında ikinci makinist olarak hizmet verdiği, gemi adamı iş akdi incelendiğinde 05.05.2011 tarihinde sözleşmenin imzalanmış olduğu, iş verenin Clear Shipping LTD olduğu, sözleşmenin bu iş veren tarafından imzalanmış olduğu, tanık …’ın …’ın Çin’e gidip gemiye katıldıktan bir süre sonra rahatsızlandığını, kanser teşhisi konulduktan sonra gemiden ayrılarak Türkiye’ye döndüğünü, Türkiye’deki tedavi masraflarının davalı şirket tarafından karşılandığını, tedaviden sonra başka bir gemi acentesinde 6 ay kadar çalıştığını, daha sonra başka bir şirkette 2 ay kadar çalıştığını, ancak sağlığı el vermediği için ayrılmak zorunda kaldığını beyan ettiği, Special Agreement başlıklı İngilizce kaleme alınmış sözleşmenin ITF ile davalı arasında yapılmış olduğu, sözleşmenin eki listede davalının en son çalıştığı MV Clear isimli geminin de bulunduğu, müteveffa …’ın davalının idaresindeki gemide çalışıyorken hastalık nedeniyle gemiden ayrılmak zorunda kaldığı, ayrılış tarihinin 30.11.2011 tarihi olduğu, ayrıldıktan sonra hastalığı nedeniyle hastanelerde tedavi gördüğü, hastalığı nedeniyle gemiden ayrıldıktan sonra farklı iki şirkette gemi adamı olarak çalışmaları bulunması nedeniyle sözleşmenin 25/3. maddesi gereğince istihdamın devam ettiğinin kabul edilemeyeceği, bunun yanı sıra ayrıldığı MV Clear isimli gemideki çalışmalarının hastalığa yol açtığına dair delil bulunmaması nedeniyle ölüm olayı ile davalı arasında illiyet bağı kurulamadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; ITF/DAD-DER türk Ulusal Sözleşmesi’nin 25. maddesinin hatalı yorumlandığını, gemi adamının iş akdi veya ifa ettiği görev bir hastalık sonucu sona erdiği takdirde ölüm anında o gemide çalışmasa bile gemide istihdam ediliyormuş gibi işlem görmesi gerektiğini, somut olayda hastalığın müteveffa gemide çalışıyorken ortaya çıktığını, gemi adamı iş akdi bu sebeple feshedildiğinden illiyet bağının oluştuğunu, hastalığın tedavi edilmemesi sonucu ölümün gerçekleşmesi sebebi ile şirket tarafından istidam edilme hali devam etmiş sayılacağından tazminat yükümlülüğünün doğduğunu, sözleşmenin ölüme sebebiyet veren hastalık sebebi ile feshedildiğinin tanıkl beyanları ve sair delillerle sabit olduğunu, buna göre müteveffanın daha sonra başka bir yerde çalışmasının olup olmadığı gözetilmeksizin ITF gereği davalının kusursuz sorumluluğunun olduğunu belirterek istinaf mahkemesi kararının bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, gemi adamının vefatı sebebi ile ITF/DAD-DER Türk Ulusal Sözleşmesi gereği talep edilen zararın tazminine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. ITF/DAD-DER Türk Ulusal Toplu İş Sözleşmesi.

3. Değerlendirme
Dava gemi adamının gemide çalışırken yakalandığı hastalık sonucu ITF/DAD-DER Türk Ulusal Sözleşmesi hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda davacılar murisi … 05.05.2011 tarihinde MV Clear gemisinde işe başlamış bu gemide görevde iken Çin’de rahatsızlanıp Türkiye’ye dönmüş 03.11.2011 tarihinde rahatsızlığı tespit edilmiş, 30.10.2011 tarihinde iş akdi sona ermiş, 12.09.2014 tarihinde de rahatsızlığından dolayı vefat etmiştir. ITF/DAD-DER Türk Ulusal Toplu İş Sözleşmesi’nin 25/3 üncü maddesinde yer alan “Bu madde uyarınca Madde 21 ve 22 hükümlerinin geçerli olduğu süre boyunca ve gemi adamının Madde 18.1.(b) uyarınca iş akdinin feshine neden olan hastalık veya yaralanmanın doğrudan sonucu olarak ölümün meydana gelmesine değin gemi adamının şirket tarafından istihdamı halinin devam ettiği kabul edilir” şeklindeki düzenleme karşısında ve sözleşmede işten ayrıldıktan sonra başka yerde çalışmanın tazminat engeli olarak düzenlenmemiş olması, ölümün, muris gemi adamının gemideki çalışması sırasında yakalandığı kanser hastalığının bir sonucu olarak meydana gelmesi sözleşme hükümlerinin işçi lehine yorum ilkesi gereği, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

27.03.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

1-Taraflar arasındaki sözleşmenin 25 inci maddesinin 3 üncü fıkrası “Bu madde uyarınca Madde 21 ve 22 hükümlerinin geçerli olduğu süre boyunca ve gemi adamının Madde 18.1.(b) uyarınca iş akdinin feshine neden olan hastalık veya yaralanmanın doğrudan sonucu olarak ölümün meydana gelmesine değin gemi adamının şirket tarafından istihdam halinin devam ettiği kabul edilir” hükmünü haizdir. Bu hükmün anlamının gemi adamının sağlığının çalışmaya elverişli olmamasının iş akdinin feshi nedeni olduğu, bu durumda ölüme değin çalışmaya elverişsizlik halinin devam etmesi halinde işveren tarafından işçinin istihdam halinin devam ettiğini kabul ettiği şeklinde olduğu izahtan varestedir. Başka bir anlatımla işçi şayet çalışabileceği kadar sağlığına kavuşmuşsa çalışacağı yer başka işyeri değil kendisine bu hakkı tanıyan eski işyeri olmalıdır. Esasında bu hüküm ile işçinin hastalık halinde hangi statüde olacağı belirlenmiştir. Bu statü de işçinin hastalığa bağlı olarak çalışamama halidir ki ancak bu şartla işçi sözleşmenin 25 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre ücrete hak kazanacaktır. Aksi durumun kabulü işverenin işçiye “sağılığın çalışmaya elverişli olmadığı için ben sana izin veriyorum, sosyal düşüncelerle ve zayıf taraf olduğun için ölüme değin hastalığın süresince maaşını da ödemeye devam edeceğim ancak sen istersen, sağlığın çalışmaya elverişli olmasa da, bu süre zarfında başka işyerinde çalışabilirsin”. şeklinde taahhütte bulunduğu anlamına gelir ki taraf iradelerinin bu yönde olduğunu kabul etmek hem hayatın olağan akışına aykırı olur hem de hukuk mantığıyla bağdaşmaz.

2- Özetle taraflar arasındaki sözleşmenin somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 25 inci maddesinin 3 üncü fıkrası bizzat davacılar murisi tarafından ihlal edildiğinden davacıların anılan madde hükmü uyarınca tazminata hak kazanması mümkün değildir.

3- İzah edilen nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesince dava sebebine uygun gerekçe ile oluşturulan hükmün onanmasına karar vermek gerektiği kanaatinde olduğumdan bozma yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.