Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8106 E. 2022/9206 K. 19.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8106
KARAR NO : 2022/9206
KARAR TARİHİ : 19.12.2022

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.07.2021 tarih ve 2018/505 E. – 2021/523 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket ile davacı arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi gereği davalı şirkete nakdi kredi kullandırıldığını, davalı …’ün de müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, ihtara rağmen sözleşmeden kaynaklanan borç ödenmeyince davalılar tarafından keşide edilen senede dayanarak kambiyo takibi başlatıldığını, davalı …’ün haciz sırasında borcu kabul ederek ödediğini ve takibin sona erdiğini, ancak daha sonra takibe konu senedin kambiyo niteliği olmadığından bahisle takibin iptalini talep ettiğini ve davanın kabul edilerek kesinleştiğini ve davacının aldığı bedeli iade ettiğini, akabinde yeniden muaccel hale gelen kredi borcunun tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalının talep edilen miktarda davacıya borcu olmadığını, davacı tarafından başlatılan kambiyo takibi iptal edilince davalı …’den haksız olarak tahsil edilen paranın istirdadının aynı takip dosyası üzerinden istenildiğini ancak davacı tarafından ihtiyati haciz kararı alındığından yalnızca bir kısmının davalıya iade edildiğini, davalıdan haksız olarak tahsil edilen paraya ticari avans faizi uygulanarak ayrıca davalının yaptığı masraflar da hesaplanarak iade tarihindeki davacının alacağından mahsup edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine ve % 20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı banka tarafından davalı asıl borçlu şirkete 28.06.2007 tarihinde 5.781,48 TL aylık taksit tutarlı, 36 ay vadeli, toplam 150.000,00 TL miktarlı taksitli ticari kredi kullandırıldığı, davalılarca en son kredinin 08.03.2010 vadeli 32. taksiti ödendiği, kalan son 4 adet taksitin ödenmediği, bunun üzerine davacı banka tarafından kredi hesabının 30.06.2010 tarihinde kat edildiği, hesap kat tarihi itibariyle davacı bankanın anapara alacağının 22.073,13 TL olduğu, kat tarihi itibariyle kredinin 08.04.2010, 08.05.2010 ve 08.06.2010 vadeli taksitlerinin ödenmediği, ödenmeyen taksitlere ilişkin anapara tutarının 16.398,93 TL, ödenmeyen faiz tutarının 900,46 TL ve ödenmeyen BSMV tutarları toplamının 45,03 TL olduğu, davacı bankanın vadesinde ödenmeyen her bir taksit için taksit vadelerinden itibaren kat tarihine kadar gecikme faizi talep hakkının olduğu, ödenmeyen en son taksit tarihi itibariyle kalan anaparaya kat tarihine kadar akdi faiz işletilmesi gerektiği, buna göre, davacının söz konusu krediden dolayı kat tarihi itibariyle talep edebileceği tutarın 23.904,53TL olduğu, davalılara gönderilen ihtarnamede ödenmesi gereken borç miktarının 25.804,93 TL olduğu, tebligatlara göre davalı şirketin 17.07.2010 tarihinde, davalı …’ün 18.09.2010 tarihinde temerrüde düştükleri, davacı banka tarafından alacağın tahsili için, 08.07.2010 tarihinde Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2010/8515 esas sayılı dosyasında davalılar aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, takip kapsamında davalılarca toplam 26.372,31 TL ödeme yapıldığı, ancak, Ankara 9. İcra Hukuk Mahkemesince takibin iptaline kararı verilmesiyle birlikte davacı bankaya gönderilen 04.04.2013 tarihli muhtıra ile yapılan ödemenin iadesinin istenildiği, davacı banka tarafından muhtıraya konu tutarın 25.04.2013 tarihinde icra dosyasına yatırıldığı, davacı tarafından yapılan ilk takipte 16.07.2010 tarihindeki tahsilat ile birlikte davacı bankanın davalı şirketten temerrüt faizine esas alacağı son bulmuş olmakla birlikte, söz konusu tutarın iade edildiği 25.04.2013 tarihinde bu miktar alacağın tekrar tahakkuk ettiği, bu bağlamda 16.07.2010 tarihinden paranın icra dosyasına iade edildiği 25.04.2013 tarihine kadar ki süreçte banka kayıtlarında, temerrüt faizi hesaplanmasına esas olacak bir alacak bulunmadığı, davaya konu icra takibinde talep edilen 22.233,00 TL tutarındaki alacağın, davacı Banka tarafından Ankara 9. İcra Müdürlüğüne iadenin yapıldığı 25.04.2013 tarihi itibariyle oluştuğu için, faize esas başlangıç tarihinin de 25.04.2013 olarak kabul edilmesi gerektiği, buna göre; davacı bankanın davalılardan 25.04.2013 takip tarihi itibariyle 22.233,00 TL alacaklı olduğu, bankaca takip talebinde 22.233,00 TL alacağa % 90 oranı üzerinden işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de, % 90 oranının sözleşmeye uygun olarak tespit edildiği hususu belgelendirilmediği için dosyaya sunulan Merkez Bankası bildirimlerine göre tespit olunan %30,30 oranından faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalıların Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2013/7568 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazların iptaline, takibin asıl alacağa yıllık %30,30 oranında temerrüt faizi işletilerek devamına, itirazın iptaline karar verilen alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm kurulmuş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıda yazılı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, davacı tarafından davalılar aleyhine yapılan genel haciz yolu ile icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2013/7568 sayılı takip dosyasında 22.233,00 TL asıl alacağın davalılardan tahsili istemi ile genel haciz yolu ile icra takibi yapılmış olup, davalıların vaki itirazları üzerine eldeki itirazın iptali davası açılmıştır.
Aynı alacak nedeniyle Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2010/8515 sayılı dosyasında aynı alacaklı tarafından yapılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde davalılar tarafından icra dosyasına ödemeler yapılmış, davalılarca açılan takibin iptali davasında davanın kabulüne karar verilmesi ve alacaklının icra dosyasında tahsil ettiği parayı iade etmesi üzerine bu kez alacaklı tarafından eldeki davanın dayanağı icra takibi yapılmıştır.
Dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri sonucu 8 kez rapor düzenlenmiş olup, mahkemece de itibar edilen 24.12.2020 tarihli raporda davacı bankanın davalılardan takiple istenen miktar olan 22.233,00 TL alacaklı olduğu, ancak faizin %30.30 üzerinden hesaplanması gerektiği, davalıların ise aynı ilişki nedeniyle davacıdan 1.719,34 TL alacaklı oldukları mütalaa edilmiştir.
Yerel Mahkemece 24.12.2020 tarihli rapora göre hüküm kurulmakla birlikte, aynı ilişkiden kaynaklanan ve bilirkişi raporunda da belirtilen 1.719,34 TL mahsup edilmemiştir.
6098 sayılı TBK 100 maddesi gereğince aynı ilişkiden doğan davalılar alacağı 1.719,34 TL’nin asıl alacaktan mahsup edilmemesi doğru görülmediğinden, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz isteminin kabulü ile kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 19.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.