YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8100
KARAR NO : 2022/9536
KARAR TARİHİ : 27.12.2022
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 01.07.2020 tarih ve 2017/873 E. – 2020/250 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket müdürü … ile 01/09/2005 tarihinde davalı şirketi kurduklarını, davalı şirketin ticari faaliyetine kuyumcu dükkanı işletmesi şeklinde aktif olarak devam ettiğini, davalı şirket ortağı ve müdürü olan …’in 2007 yılından beri şirketin tüm yönetimini ele aldığını, şirketin işletmesi ve merkezi olan kuyumcu dükkanına müvekkilini sokmadığını, bilgi, hesap ve kar payı vermediğini, şirket sermayesine zarar verici davranışlar içerisinde olduğunu, bu kapsamda şirket ortaklığının sürdürülmesinin artık beklenemez hale geldiğini ileri sürerek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, şirket müdürünün davacı şirket ortağını defalarca şirkete çağırmasına ve sorumluluğu paylaşmaya davet etmesine rağmen davacının hiçbir işle ilgilenmediğini, şirket ortakları arasında kanıtlanabilir ciddi anlaşmazlık, huzursuzluk ve devamlı geçimsizlik yaşanmadığını, şirketin piyasa durumuna göre kar etme olasılığının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, somut olayda, davalı şirketin feshi için yasal koşulların oluştuğu ancak bozma ilamı doğrultusunda davalı şirketin feshi yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin tespiti ile ödenmek suretiyle şirketten çıkarılmasının duruma uygun düşen kabul edilebilir bir çözüm olduğunun değerlendirildiği, 08.01.2020 tarihli bilirkişi raporuyla davacının ayrılma akçesinin 6.063,49 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacı ortağın davalı şirketten ayrılması sureti ile bu ortaklıktan çıkarılmasına ve 6.063,49 TL ayrılma akçesinin davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde, davacı ortağın ayrılma akçesi ödenmek suretiyle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmiştir.
Ayrılma payı, ayrılmayla ortaklık ilişkisinin kesilmesi ve ortağın ortaklıktaki katılımının sona ermesi sebebiyle, payının karşılığı olarak ortaklık mal varlığından payına düşen kısma ilişkin alacak hakkını ifade eder. Ayrılma payı hesaplanırken payın gerçek değeri esas alınır.( 6102 sayılı TTK’nın 636/3 ve 641/1. maddeleri) Ayrılma payının gerçek değer üzerinden belirlenmesi limited ortaklıklarda geçerli eşit işlem ilkesinin özel bir uygulaması niteliğindedir. Gerçek değer, iki aşamalı bir hesaplama yöntemiyle belirlenir. İlk olarak, işletmenin değerinin hesaplanması gerekir. Bu ilk aşama geçildikten sonra, ayrılan ortağın ortaklıktaki payının nominal değeri esas alınarak ayrılma payı hesaplanır. Ayrılma payının gerçek değeri hesaplanmadan önce işletmenin gerçek değerinin belirlenmesi gerekir. İşletmenin gerçek değeri; şirketin tüm aktif ve pasifleri, gelecek dönemde elde edeceği kazançlar ve karşılaşabileceği riskler, açık ve gizli yedekleri, depo malları ve müşteri çevresi, bulunduğu bölge sahip olduğu şöhret gibi goodwill faktörleri dikkate alınarak hesaplanacaktır. Yani işletmenin tümüyle satılması halinde şirketi almak için ödenecek değer, yaşayan şirket değeri olarak şirketin gerçek değerini yansıtacaktır. Ayrıca ayrılma akçesi karar tarihine en yakın tarihe göre hesaplanacaktır ( Dairemizin 19.06.2015 gün, 2014/18653 Esas-2015/8544 Karar ve 09.11.2015 tarih, 2015/4748 Esas-2015/11693 Karar sayılı ilamları) .
Yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, mahkemece, yukarıda yazılı ilkeler uyarınca bilirkişi kurulundan ek rapor veya yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazların reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.