Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2021/8063 E. 2023/2039 K. 03.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8063
KARAR NO : 2023/2039
KARAR TARİHİ : 03.04.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/2067 Esas, 2021/1022 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın 3. Asliye Hukuk Mahkemesi(Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2016/764 E., 2018/276 K.

Taraflar arasındaki marka hükümsüzlüğü ve ticaret unvanının terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 83/075899 nolu…ibareli markasının 7, 8, 9 ve 11. sınıflarda, 92/000858 nolu…SAVİO markasının 7, 8, 9, 11 ve 21. sınıflarda, 2009/09246 nolu şekil+LİDER markasının 7, 8, 9 ve 11. sınıflarda, 2011/91400 nolu şekil+LİDER markasının 35. sınıfta tescilli olduğunu, davalının 2013/100874 sayılı “…” markasının 11. sınıfta müvekkilinden sonra tescil edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 50 – 54 üncü maddeleri, mülga 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (mülga 556 sayılı KHK) 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereği markalar arasında iltibas ihtimali yaratıldığını, marka haklarına tecavüz edildiğinden hükümsüzlükle terkini gerektiğini, davalının kötüniyetle hareket ettiğini, davalının ticaret unvanının…SOFBEN-TAHİR DENDEŞ’in müvekkiline ait markanın esaslı unsuru olduğunu, bu hukuka aykırı kullanımdan dolayı tecavüzün önlenmesi ve ref’i gerektiğini ileri sürerek davalının 2013/100874 nolu LİDERSAN SİMETRA markasının hükümsüzlüğüne ve ticaret ünvanının sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ticaret siciline 13.07.2005’te kaydolduğunu, bu tarihten beri LİDERSAN ŞOFBEN-TAHİR DENDEŞ unvanını kullandığını, ayrıca dört adet tescilli markası olduğunu, elektrikli şofben üretim ve pazarlaması yaptığını, dava konusu markanın 19.02.2014’te tescil edildiğini, ilâna itiraz edilmediğini, müvekkil markasının…SİMETRA değil LİDERSAN SİMETRA olduğunu, müvekkilince LİDERSAN unvanının kullanıldığını, müvekkilinin tescilinin kötü niyetli olmadığını, müvekkilinin unvan kaydının yasaya uygun olduğunu ve üzerinden 12 yılı aşkın zaman geçmiş olduğunu,…unvan ve marka sözcüğünü kullanan çok sayıda tacir bulunduğunu, yaygın bir ibare olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf markalarının koruma kapsamındaki ürünlerin bir kısmının aynı olduğu ancak davacı markaları ile davalı markası arasında işitsel, kavramsal, görsel ve intiba bakımından benzerliğin bulunmadığı, bağlantı ve ilişki bulunduğu ihtimali de dahil karışıklığa yol açma tehlikesi yaratacak nitelikte olmadığı, davalının ticaret unvanının 07.07.2005 tarihinde tescil edilip 25.07.2005 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, ticaret ünvanının terkini için mülga 556 sayılı KHK’nın 42 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun marka konusunda uzman olan bir bilirkişi tarafından hazırlanmadığını, her iki markanın esas unsurunun…olduğunu, tarafların Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdindeki tüm dosya kayıtlarının mahkemeye intikal ettirilmediğini, eksik evraklar nedeniyle bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, TPMK nezdindeki dosyada taraflar arasında aynı konu nedeniyle bir itiraz yaşandığını, davalının 2006/57793 başvurusu ile “…” markasının tescilini istediğini, ürünlerinde ise bugünkü gibi “LİDER” markasını kullandığını, bu talebe davacının itirazı üzerine davalı talebinin reddedildiğini, buradan anlaşılması gerekenin davalı tarafın … yerine “LİDERSAN SİMETRA MARKASI” ile yeni bir girişimde bulunduğu ve ürünlerinde ise yine…markasını kullanmış olduğunu, TPMK nezdindeki tüm kayıtlar dava dosyasına intikal ettirilmiş olsa idi davalının kötüniyetli olduğunun ortaya çıkacağını, öğretide ve Yargıtay uygulamalarında ortalama alıcı kitlesinin tamamı karıştırma tehlikesine maruz kalmasa bile bir kısmının bu risk altında bulunmasının dahi karıştırılma ihtimalinin gerçekleştiğinin kabulüne yeterli olduğunu, dilekçe ekinde sunulan iki adet ürün görselinde kullanılan “LİDER” markaları sade bir tüketiciye gösterildiğinde ayırdedilemeyeceğini, davalının ürününü satın alan tüketicilerin arızalarda müvekkil şirketin yetkili servislerini kullandığını, bu hususun dahi iltibasın varlığını açıkladığını, eksik delil ve yetersiz bilirkişi incelemesine yapılan itiraz ve uzman 3 kişilik yeni bilirkişi incelemesi taleplerinin kabul edilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada alınan bilirkişi raporunda, davalının 2013/100874 numaralı markası 03.07.2015’te tescillendiğinden süresinde harekete geçmiş olmakla birlikte markaların tescilli olduğu 11 inci sınıf kapsamında -kararda sayılı- hizmetler bakımından ayniyete rağmen markaların işitsel, görsel ve genel intiba bakımından benzerlik taşımadığı, dolayısıyla ilişki kurma dahil karıştırma tehlikesi yaratacak nitelikte olmadığı yönünde görüş bildirildiği,…sözcüğü bakımından davalı markasının kısmen benzediği “LİDERSAN SİMETRA” açısından malların çakıştığı ve marka terkini davasının süresinde açıldığı tespit olunmakla birlikte bu benzerliğin karıştırma tehlikesi yaratacak nitelikte olmadığı, iki markanın sesçil, görsel ve genel izlenim açısından karıştırmaya yol açacak, bağlantı kuracak denli benzer olmadığı, 556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi şartlarının bulunmadığı,…sözcüğünün ticari ve sınai hayatta vasıf, nitelik ve rekabet üstünlüğü belirten bir sıfat sözcük olup, marka olarak ayırt ediciliğinin zayıf olduğu, davacı davalının ürünleri üzerinde markayı görsel olarak…sözcüğünü öne çıkararak kullanmış olduğunu ileri sürmüşse de bunun marka tecavüz davasına konu edilebilecek iddia olup hükümsüzlük sebebi olmadığı, dava tecavüzün men’i talepli açılmadığından bu iddianın değerlendirmeye etkili olmadığı, davalının tescilli markasının farklı şekilde kullanıldığı ileri sürülmüşse de bu iddia dava dilekçesinde yer almadığı gibi talebe göre sonuca etkisinin de olmadığı gibi dava dilekçesinin 4. sayfasında, “…davalı ürünlerini LİDERSAN VE LİDERSAN SİMETRA” adıyla piyasaya sürmektedir” ifadesinin kullanıldığını, davalının unvanının Aydın’da 07.07.2005 tarihinde tescil edildiği, ünvan terkini bakımından 6102 sayılı Kanun ve 556 sayılı KHK’da dava açma süresi düzenlenmemiş olmakla birlikte 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesindeki dürüstlük kuralı çerçevesinde üstün hak iddia edenin makul sürede dava açması gerektiği aksi takdirde dava hakkının kötüye kullanılmasının gündeme geleceği, işbu dava 31.10.2016’da açıldığından aradan 11 yıl 3 ay geçtiği ve dava hakkının düştüğü, sonuç olarak markanın hükümsüzlüğü ve terkini ile ticari ünvan terkin şartlarının davada oluşmaması, hükme esas alınan raporun hüküm kurmaya, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmasına göre davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesindeki itirazlarını yineleyerek istinaf mahkemesi kararının bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının tescili markasının davacı markaları ile iltibas oluşturduğundan bahisle terkini ile davalı ticaret ünvanının sicilden terkini talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.556 sayılı KHK’nın 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 42 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi

2. 4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.